ويكيبيديا

    "adalet" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • العدل
        
    • العدالة
        
    • للعدالة
        
    • العداله
        
    • العام
        
    • بالعدالة
        
    • القضائي
        
    • عدل
        
    • العدالةِ
        
    • القضاء
        
    • عدالة
        
    • العدالَة
        
    • جاستيس
        
    • عدلا
        
    • عداله
        
    Birisi karşılık vermek, bu, Adalet ve eşitlik anlayışıyla ilişkilendirilir. TED أحدها هو المعاملة بالمثل ويرتبط به حس العدل وحس الإنصاف.
    Başkalarına acı çektirdin. Şimdi senin acı çekmen bir Adalet. Open Subtitles لقد جعلت الجميع يعاني فمن العدل أن تعاني أنت أيضاً
    Başkalarına acı çektirdin. Şimdi senin acı çekmen bir Adalet. Open Subtitles لقد جعلت الجميع يعاني فمن العدل أن تعاني أنت أيضاً
    Hazare 77 yaşında Hintli bir yolsuzluk karşıtı ve sosyal Adalet eylemcisi TED هازاري ناشط هندي عمره 77 عامًا ضد الفساد وباحث عن العدالة الاجتماعية.
    Bu cinayetin gerçek katilinin Adalet önüne getirilmediğini kanıtlamaya çalışıyorlar. Open Subtitles أن هذه الجريمة أثبتت أن المجرم الحقيقي لم يجلب للعدالة
    Hiç sahip olmadıkları halde kendilerine teslim ettiğim o yüce Adalet nerede? Open Subtitles اين العداله فى ان اتخلى عن ذلك لمن هم لم يكسبوه ?
    Az önce Amerika Birleşik Devletleri Adalet Bakanıyla golf oynadım. Open Subtitles لقد كنت ألعب الغولف لتوي مع النائب العام للولايات المتحدة.
    Tennessee Eyaleti'nin Adalet divanında, sizin dürüstçe bir cevap vermediğinizi söylüyorum! Open Subtitles في بيت العدل بولاية تينيسي أقول أنك لم تجب إجابة صحيحة
    Cennette olduğumuzu düşünelim. Yaptığımız hatalar için tanrıdan merhamet, Adalet dileyelim. Open Subtitles فسنتضرّع إلى السماء ونحرك الآلهة لتنزل إلينا العدل فتقتص من آثامنا
    Beni kurtarmak için Adalet Loncası'nın yakınlarda olması iyi bişey. Open Subtitles بل هو شيء جيد نقابة العدل كان حول لإنقاذ لي.
    Rütbemi hatırlatmak istemem ama Adalet Bakanlığı benim yetkime giriyor. Open Subtitles أكره أن أسحب شارتك لكن وزارة العدل هي سلطتي القضائية
    iletisim sisteminize girdim. Adalet Takimi'ndaki herkese sesim ulasiyor mu? Open Subtitles أعتقد أنّه عبر سمّاعتكِ فأنا أتحدّث إلى رابطة العدل كاملة؟
    Maalesef yeni Adalet Bakanı ve İşçi Partisi bağnazları ondan yana. Open Subtitles وللأسف وزير العدل الجديد وباقي صقور حزب العمل يعجبهم طرح سفند
    Adalet Bakanlığından David LaGuardia adında bir ajan bugün bana yaklaştı. Open Subtitles لقد تواصل معي اليوم موظف من وزارة العدل اسمه ديفيد لوغورديا
    Büyüdüğünüzde doğruluk ve Adalet için mücadelede kendi mutluluğundan nasıl fedakârlık ettiğini anlayacaksınız. Open Subtitles عندما تكبرن, ستفهمن كيف أنها ضحت سعادتها في الحرب من أجل العدل والحقيقة
    Fakirler ve alt sınıflar büyüyor. Adalet ve insan hakları yok oluyor. Open Subtitles الطبقة المتدنية تتزايد ، العدالة العنصرية وحقوق الإنسان لم يعد لهما وجود
    Mahkeme. Duruşma gibi. Adalet ve hukuk konularının karara bağlandığı yer. Open Subtitles المحاكمة إنها مثل القضاء , مكان حيث العدالة والقانون يتم تطبيقهم
    Vali olursam Darlene Ferrin'in katilini Adalet önüne çıkaracağıma dair söz veriyorum. Open Subtitles كحاكم أتعهد إستعمال كل تأثيري لاتاكد ان الذي قتل دارلين سيقدم للعدالة
    Bir süre sonra, Adalet Malikâne'sinin bodrumunda bir yer ayarlayacağız. Open Subtitles فى الوقت الحالى ,سندير عملياتنا خارج الطابق السفلى لقاعة العداله.
    Adalet Bakanı'yla tören gününde seaview golf kulübünde neler konuştunuz? Open Subtitles عما تحدثت أنت والنائب العام في نادي الغولف يوم الذّكرى؟
    Konu ideal hükümetler, Adalet ya da başka karmaşık şeyler değil. Open Subtitles الأمر لا يتعلق بدولة مثالية او بالعدالة أو شياء اخرى معقدة
    Adalet heykelini düşünün: gözleri kapalı terazi tutan kadın yargı sistemimizdeki dengeyi simgelemesi gerekiyor. TED تخيلوا سيدة الحرية: تلك المرأة المعصوبة العينان القابضة على ميزان التي ترمُز إلى الحكم بالقِسط في نظامنا القضائي.
    Hatta hayatta biraz Adalet olduğunu bilerek daha rahat bile uyuyabilirim. Open Subtitles ربما لأفضل راحة حتى أن علمت أنّه ثمة عدل بهذا العالم.
    Çarpık Adalet duygusuna bakılırsa kendini bu kadınların koruyucusu gibi görüyor. Open Subtitles نظراً لِحِسِ العدالةِ المُشَوَهِ لديهِ، قد يرى نفسهُ حامياً لهؤلاءِ النساءِ.
    Bunu sağlayacağını sanmıyorum. Sana yaptıklarımı ödetecek bir Adalet yoktur. Open Subtitles لا, لا أظنك ستفعل, لا يوجد عدالة لما فعلته بك
    ama önümüzde net bir resim var ki, Adalet hakkında ne düşündüğünü biliyoruz. Open Subtitles لكن لدينا صورَة واضحَة جداً عمَّا كانَ يُفكرُ عن العدالَة
    Buna pişman olmayacaksın, Küçük Adalet. Open Subtitles لن تندم على ذلك العدالة البسيطة " ليتل جاستيس"
    Bu dünyada Adalet yok. Bunun hakkında bir şey yapamazsın. Open Subtitles ليس هناك عدلا في هذا العالم ليس لك حيلة في هذا
    Beni her şeyin başladığı yere getirmek mükemmel Adalet mi? Open Subtitles هذه عداله خيالية , اعيديني حيث بدأ كل شي ؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد