Oldukça hoş ve hızla yayılmaya başladı, bio çeşitliliği bir zamanlar çok zengin olan Kuzeybatı Akdeniz'de aşırı büyümeye başladı. | TED | هي جميلة جدا ولديها بداية سريعة لتنمو سريعا في ما مضى غنية جدا التنوع الحي في شمال غربي البحر المتوسط |
Rivayete göre, bir yıl süren yolculuktan sonra Mansa Musa döndüğünde, akıl almaz serveti ile ilgili hikâyeler Akdeniz kıyılarına yayılmış bile. | TED | استغرقت الرحلة كما يُزعم أكثر من عام، وقبل عودة مانسا موسى، ذاعت حكايات ثروته المبهرة في مرافئ البحر المتوسط. |
Tunç Çağı'nın sonunda, peynir, Doğu Akdeniz'de deniz ticaretinde standart bir üründü. | TED | وفي نهاية العصر البرونزي، أصبح الجبن سلعة أساسية في التجارة البحرية في كل أرجاء شرق البحر المتوسط. |
Neyse ki, İskenderiye Akdeniz'den geçen gemiler için bir merkez konumundaydı. | TED | لحسن الحظ، كانت الإسكندرية مركزاً للسفن التي تعبر البحر الأبيض المتوسط. |
Avrupa ve Afrika arasında Akdeniz üzerinden yüzlerce yıllık bir temas vardı. | TED | عمر الاتصال بين أوروبا وأفريقيا يمتد عبر قرون عبر البحر الأبيض المتوسط |
Milattan sonra 129 yılında doğan Galen henüz gençken tıp eğitimi almak için evden ayrılıp Akdeniz'e yol aldı. | TED | ولد سنة 129 ح.ع غادر جالين المنزل في سن المراهقة باحثاً عن الحكمة الطبية بمنطقة البحر المتوسط |
Meksika körfezi ve Akdeniz gibi yerler tek bir türün, tek bir popülasyonunun yakalanabileceği yerler., | TED | مواقع مثل خليج المكسيك و البحر المتوسط هي مواقع تواجد الفصائل العزوبية يمكن اصطياد هذه التجمعات العزوبية |
Amalfi'de Akdeniz'in çok yükseklerinde, bir bahçede, kolunu tuttum. | Open Subtitles | فى آمالفى عالياً فوق البحر المتوسط فى حديقة ،أمسكت بذراعه |
Ajanlarıma göre, gemiyle Mısır'dan çıkartılmış nihai olarak nakde çevrileceği bir Akdeniz limanına doğru yol alıyor. | Open Subtitles | طبقا لتقارير عملائي فإن الذهب قد غادر القاهرة بحرا وفي طريقه لأحد موانئ البحر المتوسط حيث سيتم بيعه |
Mayıs 1814. Napolyon, Akdeniz'deki Elba adasına sürgüne gönderildi. | Open Subtitles | فى مايو 1814 أبحر نابليون إلى منفاه فى جزيرة إلبا الصغيرة فى البحر المتوسط |
Akdeniz. Delilik bu. Orası savaş gemisi kaynıyor. | Open Subtitles | البحر المتوسط , هذا جنون انه مليئ بالسفن الحربية |
Bunlar Batı Akdeniz'deki yegane İngiliz limanları. | Open Subtitles | هناك سفن بريطانية فقط فى غرب البحر المتوسط |
Akdeniz. Çılgınlık. Savaş gemileriyle dolu. | Open Subtitles | البحر المتوسط , هذا جنون انه مليئ بالسفن الحربية |
Bunlar Batı Akdeniz'deki tek İngiliz tersanesi. | Open Subtitles | هناك سفن بريطانية فقط فى غرب البحر المتوسط |
Ancak Akdeniz'in yok olmasıyla geriye kalan tek şey tuz değildi. | Open Subtitles | لكن الملح ليس الإرث الوحيد الذي خلّفه البحر الأبيض المتوسط المندثر |
Bunun için de düşündüm, Akdeniz ikliminde bir daire için en iyi yönlendirme ne olur diye. | TED | و لذلك فكرت، ما هو الاتجاه الأفضل في مناخ البحر الأبيض المتوسط للشقة؟ |
Yaklaşık yarım milyonu bu yıla kadar Akdeniz üzerinden Avrupa'ya geçmiş bulunmakta, ve kabaca 4.000'i Calais'de kalmaktalar. | TED | هذه السنة، حوالي نصف مليون شخص قد عبر البحر الأبيض المتوسط إلى أوروبا حتى الآن، وتقريبا 4000 منهم مقيمون بكاليه. |
Bu resim 2015'te Akdeniz'de ölen beş yaşındaki Alan Kurdi'nin cansız bedenini gösteriyor. | TED | فهي تري جسدًا بلا حياة لآلان الكردي ذي الخمس سنوات، وهو لاجئ سوري لفظ أنفاسه الأخيرة في البحر الأبيض المتوسط سنة 2015. |
Akdeniz'i yönlendiren büyük Kuzey Afrika ortaçağ filozoflarını biliyor olmalılar. | TED | يجب أن يكونوا قد عرفوا فلاسفة العصور الوسطى العظماء من شمال أفريقيا الذين قادوا البحر الأبيض المتوسط. |
Akdeniz kökenlilerde görülen genetik bir hastalık. | Open Subtitles | إنّه مرضٌ وراثي يحمله القاطنين في حوض البحر الأبيض المتوسّط |
- Akdeniz bu taraftandı. - Ben kumarbazım. Buradan gidelim. | Open Subtitles | البحر الابيض المتوسط هذا الطريق أنا مقامر دعنا نجرب هذا |
Az yanmış rezeneyle de mükemmelce tamamlanmış. Klasik Akdeniz mutfağı. | Open Subtitles | تنتهي على نحو متقن مع الشمر صغير الحجم البرونزي أكلة كلاسيكية للبحر الأبيض المتوسط مميزة جداً |
Akdeniz ateşine annem mi sebep oldu diyorsunuz? | Open Subtitles | هل ستقولين بأن أمي أعطت نيكي مرض التهاب المصليات ؟ |
Akdeniz ile Atlas Okyanusu arasında bir duvar oluştu. | Open Subtitles | اُقيم حاجز بين البحر الأبيض المتوسط والمحيط الأطلسي |
Sende ve kızında Ailevi Akdeniz Ateşi denen bir hastalık var. | Open Subtitles | أنتَ وابنتك مصابان بحمى المتوسّط العائلية |