ويكيبيديا

    "alıyor" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • تأخذ
        
    • يشتري
        
    • يحصل
        
    • أخذ
        
    • يتلقى
        
    • تحصل
        
    • يتطلب
        
    • تتلقى
        
    • تستغرق
        
    • يأخذون
        
    • تشتري
        
    • سيأخذ
        
    • تتناول
        
    • تاخذ
        
    • ستأخذ
        
    Biz BMW'yi izlerken, çöp kamyonu parayı alıyor, sonra buluşuyorlar. Open Subtitles نحن نلحق المهاجمين و الشاحنة تأخذ النقود ويلتقون بعد ذلك
    Amber Alarm Programının bir parçası olarak kameralar 3 saniyede bir görüntü alıyor. Open Subtitles هذا كاميرا المرور تأخذ صورة كل 3 ثواني هذا جزء من برنامج الإنذار
    Bana yiyecek ve kıyafet alıyor ama şimdi gitmem gerektiğini söylüyor. Open Subtitles هو يشتري لي الطعام والملابس والان هو يقول يجب ان اذهب
    Kaptan, payının 2 mislini, mürettebattan herbiri 1 pay alıyor. Open Subtitles قائدك يحصل على حصة مضاعفه وباقي الطاقم الاربعه يتشاركون الباقي.
    Bilmem, ama biri Kevin'i benden alıyor olsaydı hayatımın sona erdiğini hissederdim. Open Subtitles لكن اذا حاول اي شخص أخذ كيفين مني ساشعر بانها نهاية العالم
    Seçim yapıyor ve bir saniye sonrasında dönüt alıyor. TED يقوم بالاختيار ثم يتلقى إفادة في ثانية واحدة
    O krediyi alıyor musun? Sigortan var mı? TED هل تحصل على ذاك القرض؟ هل تحصل على التأمين؟
    Bu günlerde herhangi bir şey yapmak oldukça fazla zaman alıyor. Open Subtitles يبدوا أن عمل أي شئ هذه الأيام يتطلب الكثير من الوقت
    Bu da bir düşünce. Belki kadın canlılığını alıyor, bağışıklılığın yok oluyor. Open Subtitles , أنت تعلم , تأخذ القوة ربما الحصانة من الذهاب إلى الجحيم
    Lütfen. Bu işi tamamen ciddiye alıyor musun merak ediyorum bazen. Open Subtitles احياناً اتسائل إذا ما كنت تأخذ هذا العمل على محمل الجد
    Bir devriye kattaki öğrencilerin ifadelerini alıyor, ve oda oda arama yapıyor. Open Subtitles جعلتُ دورية تأخذ إفادات من الطلاب المُحتفلين، وتقوم بتفتيش من غرفة لغرفة.
    Bayağı da bir zaman alıyor ve epey bir yanıyorum. Open Subtitles و أيضاَ تأخذ فتره لذلك إلى أن أحترق من الشمس
    On iki aydır, onlardan kristal alıyor gramlarla alırken, çeyrek kilolara çıktı. Open Subtitles ظل لمده 12 شهر يشتري الميث منهم من الجرام حتي النصف باوند
    Bir çok kişi karşılayabileceği en büyük evi satın alıyor, aslında bundan biraz daha büyüğünü alıyor. TED يشتري الكثير من الناس أكبر منزل يقدرون على تحمل مصاريفه، وأكبر قليلا من ذلك في الواقع.
    En çok kurabiye satan bu güzel plaj sandalyesini ve şemsiye setini alıyor. Open Subtitles رأس البائع على متن الطائرة يحصل على هذا الكرسي الشواطئ الجميلة ومجموعة المظلة.
    Bir bebek gibi bezlenip şaplak yemekten cinsel haz alıyor. Open Subtitles يحصل على متعته الجنسيه من ارتدائه كالأطفال وضربه على مؤخرته
    Adı iRitim. Daha önce kullanılmakta olan teknolojinin yerini alıyor. Hem de çok daha ucuz ve çok daha da etkili. TED أخذ بشكل تام مكان التكنولوجيا السابقة بسعر أقل لكن بفعالية أكبر بكثير.
    Sahnede değilken, burada sipariş alıyor olacaksın. Open Subtitles عندما لا تكون على خشبة المسرح، أنت هنا يتلقى الاوامر.
    Bir avuç kadar yeterli.. Enerjisinin çoğunu Güneş'ten alıyor. TED تحتاج مقدار قبضة فقط. فهي تحصل على معظم طاقتها من الشمس.
    Buna rağmen evrenin küçük bir parçasının simülasyonunu tamamlamak aylar alıyor. Open Subtitles وبرغم هذا فالأمر يتطلب شهور لإكمال محاكاة جزء صغير من الكون
    Yani 100 dolar gönderdiğinde öbür taraftaki aile ancak 92 dolar alıyor. TED أي عندما ترسل 100 دولار تتلقى العائلة 92 دولار فقط
    Akbabaların neslinin tükendiği bölgelerde cesetlerin yok olması üç kat zaman alıyor. TED في المناطق المُهدد فيها النسور بالإنقراض. تستغرق الجُثَّث ثلاث مرات أطول لتتحلّل.
    Ve bu yüzden nüfusun yarıdan fazlası artık vitamin alıyor, doktorların çoğunun bunun gerçekten gerekli olmadığını söylemelerine rağmen. Open Subtitles و لهذا أكثر من نصف السكان اﻵن يأخذون الفيتامينات مع أن معظم اﻷطبّاء سيقولون بأن ذلك غير ضروري حقًا.
    Asya ve Afrika'da her saniyede 111 anne bu kalıbı ailelerini korumak için alıyor. TED كل ثانية في أسيا وأفريقيا، 111 أم سوف تشتري هذه القطعة لتحمي عائلتها.
    Tamam diyelim ki bir sorunu var... bizim bilmediğimiz. Haplarını alıyor olmalı. Open Subtitles اسمع، لنفرض أنه يعانى من مشكلة سيأخذ الأقراص ليتخلص منها بأية حال.
    Zaten kimseyle sevişmiyorsa, her gece iki Ambien alıyor. Open Subtitles إذا كانت لا تضاجع أحد، فإنها تتناول منومان كل ليلة
    Benim en trajik anımı alıyor ve tekrar tekrar oynatıyor. Open Subtitles رائع , انها تاخذ اكثر اخطاتي مأساة وتكررها مرار وتكرار
    Seni tanıyorum. Böyle şeyleri sindirmen zaman alıyor, biliyorum. Open Subtitles الآن، أنا أعرفك، وأعرف أنك ستأخذ وقتاً طويلاً للتكيَف مع الأمر

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد