Hala bir anlaşmamız olduğunu sanıyorum. Bu noktada zaten fazla seçeneğin yok. | Open Subtitles | أعتقد أننا ما زال بيننا اتفاق ولكنك ليس لديك اختيارات كثيرة الآن |
Bana bir şey vermen lazım ki anlaşmamız olduğunu bileyim. | Open Subtitles | لابد أن تخبرني شيئا مماتعرفه حتى أتأكد اننا على اتفاق |
Bir anlaşmamız vardı. Futbol sahasında katil olmayacaktı. | Open Subtitles | قلنا بأننا عندنا إتفاق لا قتلة في الفريق؟ |
anlaşmamız Bizim silahları taşımamız, sizin keleşleri bize satmanız üzerineydi. | Open Subtitles | اتفاقنا كان أن ننقل كل المسدسات اليدوية وتبيعنا الأٍسلحة الرشاشة |
Artık oyun yok. Burası benim binam. Bir anlaşmamız vardı. | Open Subtitles | لا مزيد من الألاعيب، هذا هو مبناي, ولدينا صفقة لإنهائها |
- Kızları okula sen götürüyorsun ben alıyorum. Bu adil, anlaşmamız böyleydi. | Open Subtitles | أنتي تأخذين البنات الى المدرسة وأنا أقلّهم منها, هذا عادل, وهذا إتفاقنا |
Pekala. anlaşmamız şu. Tek bir tur atacağız. | Open Subtitles | حسناً، تلك هي الصفقة سنذهب في دورة واحده |
Ama o zamana kadar, anlaşmamız bizim nehrin kendimize ait tarafında kalmamız, onların da kendi taraflarında kalmaları! | Open Subtitles | ولكن حتى ذلك الوقت ..فان الاتفاق هو ان نبقى في جانبنا من النهر ويبقون هم في جانبهم |
Kahretsin! anlaşmamız vardı! | Open Subtitles | انظر, لقد سلمتك الأمر, اللعنة عليك ولدينا اتفاق |
Maalesef komutanınız AshIey-Pitt ve benim bir anlaşmamız var. | Open Subtitles | الضابط المسؤول عنك الرائد أشلي بيت وأنا لدينا اتفاق |
anlaşmamız vardı. Takımı yönetmeme karışmayacaktın. | Open Subtitles | لدينا اتفاق, لا يمكنك التدخل بإدارتي للفريق |
Üstelik, bu konuda seninle bir anlaşmamız var ama bu işle ben ilgileneceğim. | Open Subtitles | من الأساس، لدينا إتفاق في هذا الموضوع، سأتوّلى أنا الأمر |
-Yardıma ihtiyacınız var, nereden bulabileceğinizi ben biliyorum. -Bir anlaşmamız vardı. | Open Subtitles | يجب أن تحصل على المساعدة ، أعلم أين يمكن الحصول على بعض المساعدة ، كان بيننا إتفاق |
Bir anlaşmamız vardı ama daha fazla bekleyemedim. | Open Subtitles | كَانَ بيننا إتفاق لَكنِّي لا أَستطيعُ أَنْ أَنتظرَ |
Senin ne yaptığını sorgulamaya hakkım yok. anlaşmamız böyleydi. | Open Subtitles | لا حق لي في الاستعلام عن تصرفاتك هذا كان اتفاقنا |
anlaşmamız böyleydi, her bir çeyreklik için on sent. | Open Subtitles | هذا ما كان عليه اتفاقنا دولار مقابل كلّ الأرباع |
Bir anlaşmamız var! Tanık koruma programına alındım ben. Bana söz verdin. | Open Subtitles | كان بيننا صفقة لأحصل على برنامج لحماية الشهود ،هذا ما وعدتني به |
- anlaşmamız doğrultusunda akraba ya da dost indirimi yok. | Open Subtitles | بشأن إتفاقنا ، لا يوجد خصم لأفراد العائلة أو الأصدقاء |
Yardım çağır ve sana nerede olduğunu söyleyeyim, anlaşmamız bu. | Open Subtitles | إطلب المساعدة، و سأخبرك أين هي، هذه هي الصفقة |
Bir anlaşmamız olduğunu sanıyordum. Sen uzak durursun. Ben uzak dururum. | Open Subtitles | كنت أظنك ستحافظ على الاتفاق بأن نبقى بعيدين |
anlaşmamız; posta rotam üzerinde calzone'leri almamdı. | Open Subtitles | أعتقد أن الإتفاق أن أوصل كالزونك في طريقي |
Bunu anlıyorum, gerçekten ama bir anlaşmamız vardı ve sen üzerine düşeni yapmadın. | Open Subtitles | أنا أقدر هذا ، فعلا لكن بيننا أتفاق وأنت لم تنفذ قسطك منه |
Burası eniştemin ama mobilyalarla ilgili anlaşmamız var. | Open Subtitles | إنها لأخي في القانون، لكني فقط وجدت له اتفاقاً على الأثاث |
Bunu sana kanıtlayabilirim. Bir daha araya girersen anlaşmamız bozulur. | Open Subtitles | هذا يمكنني أن أثبته لك تدخل ثانية و سألغي صفقتنا |
Ev arkadaşlığı anlaşmamız uyarınca, elindeki kağıt, akraba olmayan bir bayanı iki geceliğine dairemizde misafir edeceğimin 24 saatlik bildirisidir. | Open Subtitles | بموجب اتفاقية السكن ها أنا ذا أعطيك ملاحظة مسبقة أني سأمضي في شقتنا ليلتين مع أنثى لا تمتّ لي بقرابة |
Görünüşe göre bir anlaşmamız var diyebilirim. - Paulie, seninle bir dakika konuşalım. | Open Subtitles | ،حسب ما تبدو عليه الأمور .أقول أنّ بيننا إتفاقاً |
Suratına maske geçirmiş bir kaçıkla baş edemiyorsan, anlaşmamız sona erdi. | Open Subtitles | إذا لم تستطع أنّ تعالج قضية ذو القناع المخيف, الأتفاق سيلغى |
Aslında bakarsanız, bir anlaşmamız var ve benim anlaşmalarım da daima tamamlanmıştır. | Open Subtitles | -في الحقيقة، بيننا اتّفاق ، و اتّفاقيّاتي تُحترمُ دائماً. |