ويكيبيديا

    "aslında" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • في الحقيقة
        
    • في الواقع
        
    • بالواقع
        
    • فى الحقيقة
        
    • فى الواقع
        
    • بالحقيقة
        
    • بالفعل
        
    • فعلا
        
    • أتعلم
        
    • الحقيقه
        
    • فعلاً
        
    • بصراحة
        
    • بل
        
    • أعني
        
    • فعلياً
        
    PJ: Evet, sen bir tanesini işaret ederken ben Aslında sana diğerini verdim. TED ب.ج: أجل، لقد كنت تشير إلى واحدة منهم، لكنني في الحقيقة أعطيتك الأخرى.
    Bu salonda 600 kişi varmış gibi görünebilir; ama Aslında çok daha fazla kişi var burada çünkü her birimizin çok sayıda farklı kişiliği var. TED تبدو هذه الغرفة وكأنها تحوي 600 شخص ولكن في الحقيقة يوجد اكثر من هذا العدد لان كل واحد منا يملك عدة شخصيات في نفسه ..
    Bu da sizi değişik bir kariyer yapmaya zorlayabilir, ama Aslında büyük de bir avantajı vardır: iş rekabeti yok. TED ربما هذا .. صادم قليلاً .. اقصد هذا التخصص ولكن في الحقيقة انه تخصص مميز اذ لا أحد ينافسك به
    Ancak artistik ve dekoratif hünerler Aslında bunlardan çok daha eskidir. TED لكن المهارات الفنية والزخرفية هي في الواقع أقدم من ذلك بكثير.
    Size, beni döven bir adamla yaşamaya devam edecek dünyadaki son kişi olduğumu kendim söylerdim; fakat Aslında yaşımdan dolayı tipik bir kurbandım. TED كنت أقول لنفسي أنا آخر انسانة على وجه الأرض اللتي يمكن أن تبقى مع رجل يضربها. لكن بالواقع كنت ضحية نمطية بسبب عمري.
    Watson Aslında doğa tarafından oluşan çok düşük frekanslı radyo yayınlarını dinliyordu. TED في الحقيقة, كان واتسون يستمع إلى موجات راديو قليلة التردد سببتها الطبيعة.
    Bu Aslında Notre Dame'ın doğru bir şekilde kaydedilen bir posteri. TED هذا في الحقيقة ملصق لكاتدرائية نوتردام الذي تم تسجيله بشكل صحيح
    Aslında, tarihin akışını değiştiren pek çok liderimiz içe dönüktü. TED في الحقيقة أن كل القادة الذين غيروا تاريخنا كانوا انطوائيون.
    Fakat halk tarafından makbule geçmeyen şey şu ki Aslında, deneyler gitgide daha iyi oluyor ve bunun sonucunda, gitgide daha hızlı yapılıyor. TED و لكن هناك شيء لا يستطيع عامة الناس تقديره في الحقيقة ، ان التجارب في تحسن مستمر و عليه ، فقد اصبحت اسرع
    Bunu yaptığım için bir yıl hapsedildim bir değerlendirme merkezinde. Aslında bir gözaltı merkeziydi. Gerçek bir hapishaneydi gençler için. TED لأني قمت بذلك، تم سجني لعام في مركز التقييم، والذي في الحقيقة كان مركز الحبس الاحتياطي. كان سجن ظاهري للشباب.
    Ve Robert Aslında sınırların yaratıcılığı nasıl arttıracağı konusunda ilk örnektir. TED و روبرت في الحقيقة المثال الأول لكيفية عمل القيود كدافع للإبداع
    İnsanlar Aslında işadamlarına hükümetlere ve liderlere güvendiklerinden daha fazla güveniyorlar. TED فالناس في الحقيقة يثقون برجال الأعمال أكثر من ثقتهم بالحكومات والسياسيين
    Bu anketten anladığımız bazı insanlar, bazı Amerikalılar bu tarz fotoğrafların Obama'nın Aslında nasıl göründüğünü en iyi şekilde yansıttığını düşünüyor. TED ووجدنا في هذا الاستطلاع أن بعض الأمريكيين، يعتقدون أن صورًا مثل هذه هي أفضل توضيح، لما يبدو عليه أوباما في الحقيقة.
    Bu süreci bir başlattığınızda, Aslında, bir önceki fermente edilmiş sıvıyı yeniden değerlendirebiliyorsunuz. TED وبمجرد أن تجعل العملية تستمر، يمكن في الواقع إعادة تدوير السائل المخمر السابق.
    En düşük değer Aslında böyle bir kulenin en alt ksımıdır. TED أدنى قيمة هو في الواقع للجزء السفلي من برج بهذا التصميم.
    Aslında ben Britanya'dan geliyorum, fakat Maldivler'de yaşamaya başlayalı 26 yıl oldu. TED بالواقع أنا من بريطانيا, لكنني مازلتُ أعيش في المالديف منذ 26 سنة.
    Aslında 8. Hava Kuvveti tarafından bombalandı. Sakın siz Amerikalıları suçladığımı düşünme. Open Subtitles فى الحقيقة,انه قصف من القوة الجوية الثامنة لهذا لا ألومكم أيها الأمريكان
    Aslında, bu öğleden sonra olanların hepsini unutmayı tercih ederim. Open Subtitles فى الواقع , أفضل أن أنسى كل ما حدث اليوم
    Sözlü ironi ise, bir şey söylerken Aslında bunun tam tersini kastetmektir. TED المفارقة اللفظية هي عندما يقول شخص شيئا ، ولكنه بالحقيقة يقصد عكسه.
    Aslında teknoloji bizlere aksi takdirde imkansız olan gökyüzü erişimi sağlar. TED بالفعل تتيح لنا التكنولوجيا سبر السماء بشكل يبدو مستحيلًا بطرق أخرى.
    Aslında kötü hiçbir şey olmadı. Buradan çıkmamız lazım şimdi. Open Subtitles لاشيء سيئ حدث فعلا والان يجب أن نخرج من هنا
    Aslında, bu sabah bazı araştırmalar yaptım,biraz nabız yokladım. Sırf meraktan işte. Open Subtitles انا اقوم ببعض التحقيقات , أتعلم اضع المشاعر بعيداْ و أستغل الفضول
    Aslında, akşam yemeğine kalman için uğraşıyorum. Bir sürü biftek arttı. Open Subtitles في الحقيقه انا احاول ابقائك هنا للعشاء بعضا من اللحم البقري
    Çılgınca ve aptalca geliyor kulağa, ama Aslında ucuz ve köhne bir şey yerine hiçbir ekipman edinmemeyi tercih eden hastaneler var. TED قد يبدو ذلك جنون، وغبي. لكن هناك فعلاً مستشفيات تفضل أن لا تملك أي معدات على أن تملك معدات تبدو رخيصة وتافهة.
    Acımasız görünmek istemem ama Aslında bu biraz küçük düşürücü. Open Subtitles لا أقصد أن أكون جارحا , لكن بصراحة هذا مهين
    Kazanacağız, çünkü bizim gözümüzdeki yaşlar Aslında kalbimizden gelen yaşlardır. TED سننتصر لأن الدموع تخرج ليس من عيوننا بل من قلوبنا
    Uluslararası güvenlik derken Aslında demek istediğim, ülkelerimizi dışarıdan gelebilecek tehditlere karşı nasıl hazırladığımız ve vatandaşlarımızı nasıl koruduğumuz. TED وأنا أعني بالأمن الدولي، ما نقوم به حقًا، كيف نجهز بلادنا لاستجابة أفضل ومنع التهديدات الخارجية، وكيف نحمي مواطنينا.
    Gıdaya ihtiyaç duyan kişilerin Aslında kendilerinin yaşamlarını değiştirecek toplam bir dönüşüm. TED تحول شامل بإمكانه فعلياً أن يمس حياة كل من هم بحاجة للغذاء.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد