Beni buraya koyan ve kapıyı kilitleyen nefreti düşündüm ve yaktığı ateşi. | Open Subtitles | عندما افكر في الحقد الذي جعلني اكون هنا وأغلقَ الباب واشعل النار |
Aşkları ateşi daha da körükledi. Ve o bahar pekçok başka rakun gibi Shoukichi ve Okiyo'nun da dört yavru rakunları oldu. | Open Subtitles | ان حبهم قد زاد فقط تأجج النار و مثل الكثير من الراكون بالربيع اربع من الراكون الصغار تم ولادتهم لشوكيجي و اوكيو |
Biri kliniğe gelir ateşi var, kendini iyi hissetmiyor, hastalığı nedir? | TED | يأتي أحدهم الى المشفى, يشكون من حمى, حالتهم سيئة, مما يشكون؟ |
Hazinelerini bir fırının ortasında topladılar ve onları eritmek için üstüne ateşi üflediler. | Open Subtitles | و قاموا بتجميع كنوزهم فى وسط الفرن و نفخوا النيران فيه ليذيبوا الذهب |
Verdiğimiz Prozac, serotonin sendromunu tetiklemiş olabilir. Bu da yüksek ateşi açıklayabilir. | Open Subtitles | قد يكون البروزاك الذي أعطيناه لها أثار متلازمة سيروتونين مما يفسر الحمى |
Gece Hiddeti'ni bu adadan göndermediğimiz müddetçe Thor'un ateşi başımızdan yağmaya devam edecek. | Open Subtitles | حتى لو أبعدنا غضب الليل عن هذه الجزيره نيران ثــــور ستستمر بالسقوط علينا. |
Kutsal ruhun ateşi, bu zavallı kulunun öte dünyada tekrar uyanması için sönsün. | Open Subtitles | ، دع نار الروح المقدسة تنزل ربما هذا كان الطريق لفتح العالم السفلي |
ateşi kesin. O size ateş ederseniz onları öldüreceğini söylemedi mi? | Open Subtitles | لا تطلقوا النار ، لقد قال انه سيقتلهم اذا اطلقتم النار |
Burası buz gibi. Termostatı nasıl çalıştıracağımı bilmiyorum, ateşi de yakamadım. | Open Subtitles | حسناً، لمْ أعرف طريقة تشغيل منظم الحرارة، ولمْ أستطع إشعال النار. |
İçimdeki ateşi dışarı çıkarmak üzereyim ve sana kim söyledi bunu? | Open Subtitles | أنا على وشك الخروج اطلاق النار وقلت للتو منظمة الصحة العالمية. |
Evet, ve bizde arka bahçede kamp ateşi yakıp bisküvi arası lokum yiyebiliriz. | Open Subtitles | أجل، يمكننا أن نحضر كعكة السمور ونشعل النار في الفناء الخلفي وكأننا نخيم |
Sen büyüdükçe karnında taşıdığın ateşi ve sırtından inen metali gördüm. | Open Subtitles | بينما كنت تكبرين بدأت أرى النار في داخلك وكيف اصبحت صلبة |
Michaels bayıldı. Yüksek ateşi var. Daha fazla test yapmalıyım. | Open Subtitles | مايكلس مغمى عليها.لديها حمى شديدة أحتاج عمل المزيد من الاختبارات |
DAD'ın en yaygın komplikasyonu enfeksiyondur. Ve kızın ateşi var. | Open Subtitles | معظم تعقيدات فقدان الٕاحساس بالٔالم تكون العداوى لديها حمى فقط |
Hazinelerini bir fırının ortasında topladılar ve onları eritmek için üstüne ateşi üflediler. | Open Subtitles | و قاموا بتجميع كنوزهم فى وسط الفرن و نفخوا النيران فيه ليذيبوا الذهب |
Bunu yapıyorum çünkü hastam her hareketinde nefes darlığı çekiyor, başağrısı, ateşi, krampları ve bütün vücudunda bölgesel kızarıklıkları var. | Open Subtitles | و كذلك صداع و حمى و ألم عضلي و طفح جلدي على جسده كله لذا أجري له اختبار الحمى الجبلية |
Aşkınla kızışarak kaynayan ıztırabımı, aşkının ateşi tüketiyor, | TED | الألم وكأنه يغلي على وشك الانفجار مع حبي لك، تلتهمه نيران حبي لك، |
Çöp kutusundaki bir ateşi 55 galonluk bir alev topuna döndüreyim. | Open Subtitles | يجب أن أحوّل نار سلّة القمامة إلى مدفأة بسعة 55 غالوناً. |
12 saattir ateşi 35.5 ile 39 derece arasında değişiyor. | Open Subtitles | لمدة 12 ساعة كانت حرارته بين 96 و 102 درجة |
Üç gün boyunca 41 derece gibi yüksek bir ateşi vardı. | TED | ارتفعت درجة حرارتها لتصل إلى 106 درجة فهرنهيت لثلاثة أيام. |
Asyalı, 30'larının ortasında, ateşi çok yüksek bir hastamız var. | Open Subtitles | عندنا ذكر آسيوي، منتصف الثلاثينات، حمّى الدرجة العالية المرتفعة. |
Kime ateş ettiğinizi görene kadar ateşi etmeyin! | Open Subtitles | أوقفوا نيرانكم إلى أن تروا ما تصوبون نحوّه |
İçimizde, derinlerde, gerçekten de Afrikalıların bize eşit olduğunu kavrayabilmiş olsaydık, bu ateşi söndürmek için daha çok çabalardık. | TED | وفي قرارة النفس، إذا قبلنا حقيقة ان الافارقة هم متساوون معنا، ينبغي علينا عمل المزيد لإخماد الحريق |
Hastamızın boynunda bir kitle var ve son üç saattir ateşi yükseliyor. | Open Subtitles | مريضنا لديه ورم بعنقه و حرارة جسده ترتفع خلال الثلاث ساعات الماضية |
Buza ihtiyacım var. 41 derece ateşi var! | Open Subtitles | أحتاج بعض الثلج. إنه يقارب الـ 106 بسبب الحمّى |
ateşi yok, ve tüm hayati fonksiyonları gece boyunca sabitti. | Open Subtitles | , لم يصب بحمى و أنشطة شرايينه مستقرة طوال الليل |
24 yaşında su arıtma işçisi ateşi ve çift görmesi var. | Open Subtitles | عامل بمعالجة المياه عمره 24 عاما مصاب بالحمى و الرؤية المزدوجة |