Büyükelçi ve arkadaşlarım, İsveç, Meksika ve Fransız elçiliklerindeki mültecilerle konuştu. | Open Subtitles | ولكن السفير تحدث مع نصف اللاجئين في السفارات السويدية والمكسيكية والفرنسية |
Büyükelçi bakın, onun kız kardeşi, benim kız arkadaşım. Kara listede. | Open Subtitles | سيادة السفير اسمعني, اخته تكون صديقتي و هي علي القائمة السوداء |
Bay Kazinsky, Büyükelçi'nin öldürülmeden hemen önce birşeyler dediğini duydum. | Open Subtitles | سيد كاذنسكي, لقد سمعت السفير يقول شئ قبل أن يُقتل |
Büyükelçi, onu bulacağız. Şehrin her tarafında istihbarat kaynaklarımız var. | Open Subtitles | ايتها السفير سوف نجده لدينا انتيل محدد لكل مصادر المدينه |
Ben Komutan Hale. Bu Büyükelçi Dreylock ve Dr Kiernan. | Open Subtitles | أنا القائد هيل، وهذه السفيرة دريلوك و دكتور كيران |
Edemeyeceğini biliyordum. Büyükelçi'nin kızı şu anda buraya, babasını görmeye geliyor. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أن ابنة السفير قادمة هنا حتى ترى والدها الآن |
Uluslararası Suçlarla Mücadele Örgütü başkanı olarak dünyanın en büyük suç örgütüyle mücadele görevine liderlik yetkisini, yakın dostum Büyükelçi Han'a verdim. | Open Subtitles | كرئيس لمبنى الجنايات العالمية , لقد ائتمنت صديقي السفير هان على أن يقود هذه المعركة , ضد أعظم منظمة إجرامية في العالم |
Edemeyeceğini biliyordum. Büyükelçi'nin kızı şu anda buraya, babasını görmeye geliyor. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أن ابنة السفير قادمة هنا حتى ترى والدها الآن |
Senin ve Büyükelçi'nin aileme benmişim gibi davranmanızı izlemekten daha kötüsü yok. | Open Subtitles | لاشيئ أسوء من المُشاهدة. أنت و السفير الذى يتظاهر أنه من عائلتى. |
Bay Büyükelçi, tam şu sırada East River'dan işaretsiz bir uçak çekilmekte. | Open Subtitles | سيدي السفير بينما نتكلّم هناك طائرة غير مؤشّرة تسحب من النهر الشرقي |
Harika. Teşekkürler Sayın Büyükelçi. Bunu oylamaya sunmaya karar verdiğimizde size bildiririm. | Open Subtitles | رائع، شكرًا لك سيادة السفير سأعلمك حين نقرر متى نعيد طرح الأمر |
Büyükelçi'nin Temsilciyi öldürme planına bir şekilde yardım etmiş olmalı. | Open Subtitles | لا بد أن رئيس الوزراء ساعد السفير بخطته لقتل الممثل. |
Saldırıdan 10 gün sonra, 100 bin Libyalı Büyükelçi Stevens için tören düzenledi. | Open Subtitles | بعد الهجوم بعدة ايام ، مئات الالاف من الليبين نعوا السفير كريتسوفر ستيفنز |
Onda sende olmayan var, Büyükelçi ile gerçek bir toplantı. | Open Subtitles | إسمع لديه ما لم يكن لديك إجتماع حقيقي مع السفير |
Büyükelçi için bir şişe 2014 Emmerich Knoll sipariş ettim. | Open Subtitles | السفير يحب ريسلينغ وجعلتهم يحضرون زجاجة نبيذ من نوع منول |
Çok iyi tanıdığım Büyükelçi Dobrynin'in yanına gittim, | TED | ذهبت إلى السفير دوبرينين الذي أعرفه جيدا |
Hoşçakalın Büyükelçi. Bu küçük sohbet çok hoşuma gitti. | Open Subtitles | . وداعاً أيها السفير . لقد إستمتعت جداً بهذه المحادثة القصيرة |
Büyükelçi burada olsa, bu kadar kaygılanmazdım. | Open Subtitles | لم أكن لأمانع كثيراً لو كان السفير موجوداً هنا |
Büyükelçi Dreylock ve Komutan Hale adına özür dilerim. | Open Subtitles | أنا أعتذر بالنيابة عن السفيرة دريلوك و القائد هيل |
İngiltere' ye Büyükelçi olarak önerileceğinizi söylemiştiniz. | Open Subtitles | أتقول أنه سيعرض عليك وظيفة سفير فى بريطانيا العظمى |
Lakin meslektaşlarımın fikir değiştirmesini sağlayabilirsen senden mükemmel bir Büyükelçi olur demektir. | Open Subtitles | ولكن لو أقنعتِ زملائي بأن يغيروارأيهمرغمهذا .. ماذا، ستكونين سفيرة عظيمة ... |
Gratnik, Büyükelçi'ye tehdit mektupları yolluyordu. | Open Subtitles | جراتنيك كان أرسل للسفير بعض رسائل التهديد |
Geneviève adındaki genç bir kadın Büyükelçi Han'la temasa geçti ve onun, listenin nerede olduğunu bildiğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | و القائمة موجودة في باريس ؟ هناك سيدة شابة تدعى جون فييف , قامت بالإتصال بالسفير هان |
- Büyükelçi. Kumandan. - Geldiğiniz için teşekkür ederiz. | Open Subtitles | سفيره , قائد شكراً لحضوركم |
Büyükelçi tayinlerinden tut, yasamayla alakalı önerilere kadar herşey. | Open Subtitles | أشترك كيف؟ فى كل شىء من إختيار السفراء الى العروض التشريعية |
Büyükelçi Chapuys. | Open Subtitles | "السَفِير "يوستاس |
Obama yalnızca Büyükelçi'sine çekimser kalmasını söyleyecek. | Open Subtitles | هذه هي النقطة الجيدة (أوباما) عليه فقط أن يخبر السفير |
Berlin'de Büyükelçi iken Japonya adına İttifak Paktı'nı imzalamıştı. | Open Subtitles | عندما كان سفيراً ، فى برلين وقع تحالف مع المحور . نيابة عن اليابان |