Galiba Dr. Torres bebeğin bir akşam daha kalmasını istedi. | Open Subtitles | أعتقد أن الدكتورة توريس قرّرت أبقاء الطفلة هنا ليوم آخر. |
Bu bebeğin yaralarını temizleyip üzerlerini kapatanlar o sağlık görevlisi genç kadınlardı. | TED | انها الإمرأة الشابة المساعدة الطبية والتي تنظف جروح هذه الطفلة .. وتُغطي الجروح |
O tür konuşmaları durdurmanın tek yolu, dar kafalı arkadaşlarımızın gazetelerini açıp şehirdeki en güzel bebeğin resimlerini görmeleri. | Open Subtitles | انت على حق الطريقة الوحيدة لإغلاق هذا الحديث هو أن يفتح أصدقائنا الجرائد ويشاهدوا صورة أجمل طفل فى المدينة |
Sen-- bebeğin evinde altına yaptı mı, altını değiştirmeyi öğrendin mi? | Open Subtitles | لكن أنت هل سبق لك أن جعلت طفلك يعبث في شقتك |
Sonra, bebeğin görme keskinliğini taklit etmek için kameranın optik düzeneğini değiştirdik. | TED | إذن قمنا بتعديل عدسات الكاميرا لنحاكي الحدة البصرية للطفل. |
Doktorların ve hemşirelerin bebeğin ölmemesinin bir mucize dediklerini duydum. | Open Subtitles | سمعتُ الأطباء والممرضات يتهامسون أنَّ عدمَ موت الجنين كان مُعجزةً |
Umut ederim bir gün... Beni affedebilir misin? Bu senin bebeğin. | Open Subtitles | وأتمنى في يوم ما يمكنك أن تسامحني ؟ هذه طفلتك .. |
bebeğin uyuduğunu görüyorsunuz ama burada çok da bir bilgi yok. | TED | أنتم تشاهدن الطفلة نائمة، ولكن دون معلومات معتبرة عنها. |
Ve aynı yazılımı sağdaki videoda kullansak, bu bebeğin aldığı her nefesi görmemizi sağlıyor ve bunu onun nefesini izlemek için temassız bir yöntem olarak kullanabiliriz. | TED | ولو إستخدمنا نفس البرنامج على الفلم الأيمن يمكننا أن نرى كل تنفس تقوم به الطفلة ويمكننا هذا من مراقبة تنفسها دون لمسها |
Yeşil, kalın bir sıvı çıkardı, bebeğin hava yolunu temizleyerek geçen bir dakika içinde de bebek nefes almaya başladı. | TED | ولقد استرجعت سائل أخضر كثيف، وخلال دقيقة من استطاعتها القيام بذلك و الشفط مرة تلو الآخرى، بدأت الطفلة بالتنفس. |
Harika. Her zaman sonum lânet bir bebeğin yanı oluyor. | Open Subtitles | رائع ،دائما ينتهي بي الحال الى الجلوس بجانب طفل ما |
Çıkış yeri bebek odası, tarihi de bebeğin 6. ayını doldurduğu gün. | Open Subtitles | ،مصدر الحريق سيكون غرفة طفل رضيع في ليلة إتمام الطفل 6 أشهر |
Bir bebeğin dişinden gelişimini tamamlamamış bir kök hücre yaratmayı başardık. | Open Subtitles | لقد أنتجنا سلالة خلية جذعية متعددة القدرات من أسنان طفل بشري. |
Ondan sonra bebeğin, minik minik pizzalar yapmak için çok çalışacak. | Open Subtitles | طفلك عندئذ سوف يعمل بجد في عمل الكثير من انواع البيزا |
Üst kattaki pencerene bakıyorum ve görünüşe bakılırsa bebeğin ve köpeğin konuşuyor. | Open Subtitles | أنا أنظر إلي نافذتك للطابق العلوي، وهناك موضوع إنه طفلك وكلبك يتحدثان. |
Yalnızca ne zaman bebeğiniz olacağını değil, bebeğin nerede ve ne zaman dölleneceğini de ayırdınız. | TED | اذاً أنت لم تتحكم فقط في موعد ولادة طفلك لكنك أيضاً فصلت بين مكان و زمان الاخصاب |
Bu bebeğin altıncı sınıfa gelmesine kim izin vermiş? | Open Subtitles | من سَمَحَ للطفل الرضيع أن يكون في الصف السادس ؟ |
Telefondaki bir uygulama kalp atışlarını kaydediyor, analiz ediyor ve ebeye bebeğin durumu hakkında bir takım bilgiler sağlıyordu. | TED | ويقوم تطبيٌق على الهاتف الذكي بتسجيل معدل ضربات القلب وتحليلها ويزوّد القابلة بالعديد من المعلومات عن وضع الجنين. |
Üzgünüm ama unutmadan bebeğin doğum günü partisine gelemeyiz. | Open Subtitles | قبل أن ننسى لن نستطيع الذهاب غداَ لحفلة عيد نصف ميلاد طفلتك |
O bebeğin hayatın boyunca oynayacağın tek bebek olduğunu söylesem? | Open Subtitles | أنها الدمية الوحيدة التي يحق لك اللعب بها طوال حياتك؟ |
Merak etme, eminim bebeğin için de küçük güzel bir kafes yaparlar. | Open Subtitles | لا تقلقي، أنا متأكدة بأنهم سيصنعون حاضنة صغيرة جميلة من أجل طفلكِ |
Rahmimde? Çantanda da olabilirdi ama bebeğin Gucci taklidi bir şeyde büyümesini istemiyoruz. | Open Subtitles | رغبنا أن يكون في كيـــسك لأننا لم نرغب بطفل ينمو في حقيبة قوتشي |
Bu bebeğin yetişkin birine ihtiyacı var. O kağıtları imzalamalısın. | Open Subtitles | هذه الطفله بحاجه إلى بالغ عليك أن توقع تلك الأوراق |
Aşk bir bebeğin beşiğini aydınlatan sabah ve akşam yıldızıdır. | Open Subtitles | الحب هو الصباح ونجمة المساء التي تضيء على مهد الطفل |
Doğum zamanı geldiğinde, ilk doğan bebeğin kendisininki olması için son derece pahalı ilaçlar ısmarladı ve benden önce doğurmak istedi. | Open Subtitles | .. .عندما أقترب وقت الولادة أرادت أن تنجب طفلها أولاً |
Karaciğerdeki problem bebeğin kan basıncını tek başına etkilemez. | Open Subtitles | لن تعبث مشكلة الكبد وحدها بضغط الدّم لدى الرضيعة |
bebeğin yaşamak için deli gibi savaştı. | Open Subtitles | انظري . طفلتكِ حاربت الأمرين من أجل البقاء |
Bu sahnede hamile değilsin. Oyuncak bebeğin oldu. | Open Subtitles | أنت لست حامل فى هذا المشهد فأنت تحملين دمية |