Bir akşam, yemeğin tam orasında, eski arzularını hatırlayacak. | Open Subtitles | ذات ليلة ، في منتصف العشاء ، ستنال الحافز القديم |
Fakat Bir akşam, diğer rahibeler bu durumu kıskanmışlar. | Open Subtitles | ولكن ذات ليلة احست باقي الراهبات بالغيرة |
Bir akşam hipotermiden neredeyse bayılmak üzereyken, Tarka bu fotoğrafımı çekti. | TED | إلتقط تاركا لي هذه الصورة ذات مساء بعد أن قاربت على فقد الوعي بسبب هبوط حرارتي |
Bir akşam vakti gördüm onu | Open Subtitles | في دوامة الحياة في ليلة ما رأيتها مجددًا |
Ve Bir akşam, Kabil'de çok hoş bir beyefendinin yanında oturuyordum, ve o bana Afganistan'da iyi olabilecek şeyler hakkında neler düşündüğümü sordu. | TED | وفي إحدى الليالي كنت أجلس بالقرب من رجل رائع في كابول وسألني مالذي تعتقدين أنه يجب فعله في أفغانستان لتحسين الوضع |
Benden söylemesi, bu unutulmaz Bir akşam olacak ve çocuklar buna bayılıyor. | Open Subtitles | أخبرك، إنها ليلة لن تنساها، وهم سيحبونها. |
Diğer adamın zayıflığı, sizi büyülemeye başlıyor ve Bir akşam, kumar oynayıp her zamankinden daha ağır bir yenilgi aldığınızda bundan nasıl faydalanacağınızı anlıyorsunuz. | Open Subtitles | ضعف ذاك الرجل الآخر بدأ يسحرك و ذات ليلة عندما خسرت أكثر من المعتاد أيقنت كيف ستستفيد من ذلك |
Andrew, John ve ben Bir akşam Crabtree'de buluştuk. | Open Subtitles | أندرو ,جون ,وأنا تقابلنا ذات ليلة ..فى كارب ترى .. |
Bir akşam da, işten döndükten sonra beni mağazaya götürmüştü sadece ikimiz ve bana ilk saatimi almıştı. | Open Subtitles | وأتذكر، ذات ليلة بعد إنتهاء العمل اصطحبني إلى المتجر فقط أنا وهو |
Bir akşam yemekte, laf dönüp dolaşıp sağlık kuruluşlarının bizi nasıl yüzüstü bıraktığına geldi. | Open Subtitles | ذات ليلة على العشاء، تحول الحديث إلى شركات الأدوية التي تخلّت عنا. |
Bir akşam eve döndüğünde, evinin yağmalandığını ve karısına tecavüz edilerek, öldürüldüğünü görmüş. | Open Subtitles | عاد ذات مساء ليجد منزلهُ قد نُهب وتعرضت زوجته للاغتصاب وقُتِلت |
Bir akşam kilisede sunağın üzerine çiçekler yerleştiriyorduk. | Open Subtitles | ذات مساء كنا نرتب الزهور ونصفّها في الكنيسة |
Geç oldu. Her yer kapanmıştır. Başka Bir akşam yaparız. | Open Subtitles | لقد تأخر الوقت و الكل أغلق الأن سنذهب في ليلة آخري |
"Bir akşam 'pislik' toplantısı için Bobby Philips'i bize yollasana biz de Taylor'ı size yollarız." dedi. | Open Subtitles | لماذا لا تقوم بإرسال بوبي فيليبس الينا ليلة ما. وسوف نرسل لكم تايلور |
Bir akşam denize giriyordum. Giydiğim tek mayo tenimdi. | Open Subtitles | في إحدى الليالي ذهبت لأسبح كما ولدتني أمي |
Çok güzel Bir akşam. Geceleri sokaklarda dolaşmamalısın. | Open Subtitles | دعينا نسير إنها ليلة لطيفة على اية حال - انصحك الا تسير بالليل. |
-Belki başka Bir akşam. -Bu akşamkiler şahaneydi. | Open Subtitles | يمكنك تجربة طعامنا فى ليلة اخرى ما قد أكلته الليلة كان رائعا .. |
Ne hoş Bir akşam, ayrıca çok da içtiğimden ötürü yürümeye devam edeceğim. | Open Subtitles | يا لها من أمسية جميلة، ولقد شربت الكثير من الخمر لهذا سأمشي، إنه ليس بعيدًا |
Bir akşam için yeterince Fransız kültürü aldım sanırım. | Open Subtitles | أعتقد لقد كان ما يكفي من الثقافة الفرنسية ليلة واحدة. |
Bir akşam bazı işleri denetlemeye gideceğini söyledi. | Open Subtitles | أتذكر أنه ذات ليله قال أنه ذاهب لـتـفـقـد بـعـض الـمـشـاريـع الـجـديـده |
Yürümek için güzel Bir akşam, ha? | Open Subtitles | انها ليلة جيدة من اجل المشى ؟ هيا بنا |
Bu onun için özel Bir akşam, ve eger ben gelirsem, bütün herşey mahvolur. | Open Subtitles | هذه ليلة مميزة لهـا بحق و إن ذهبت سأفسـد كـل شيء و حسب |
Çok yorucu Bir akşam geçirdim. En iyisi ben yatayım. | Open Subtitles | .لقد كانت ليلة متعبة جدا .أعتقد من الأفضل أن ننام |
- Bir ara yine Bir akşam yemeğine çıkalım. - Ne zaman? | Open Subtitles | لنتناول العشاء سويا قريبا متى سوف يكون هذا ؟ |
Eğer çocukluğumun bir temeli çökmediyse bu doğru düzgün Bir akşam yemeği değildir. | Open Subtitles | إذاً, انه ليس عشاءً إلا إذا بعض شكل من أشكال أساس طفولتي محطّمة |