Şirkette 4 yıl kalıp en az bir kez terfi alan kişi. | TED | يبقى شخص ما في الوظيفة لمدة أربع سنوات ويتمُ ترقيته لمرة واحدة. |
Her biriniz bu geziyi bir kez yapma şansına sahip olacaksınız. | Open Subtitles | كل منكم سوف يحصل على فرصة للقيام بهذه الرحلة لمرة واحدة |
bir kez hayatımı kurtarmıştı. Ondan beri ona minnet borcum var. | Open Subtitles | أنقذ حياتي ذات مرة أنا كنت ممتن إليه منذ ذلك الوقت |
Korkaklar ölmezden önce ölüp dururlar, yiğit olan yalnız bir kez tadar ölümü. | Open Subtitles | الجبناء يموت مراراً قبل موتهم، أما الشجعاء فلا يذوقون الموت إلا مرّة واحدة |
Belki de son bir kez görmek. 77 yaşında o. | Open Subtitles | أن يراك للمرة الأخيرة إنه في الـ 77 من عمره |
Bunu bir kez ipe taktın mı, bir daha dokunmuyorsun. | Open Subtitles | بمجرد أن تضع هذا على الحبل لا تقم بـ لمسه |
Geri geleceğimi bildiğini söylemiştin. Evet, ama sadece bir kez diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | قلت أنك تعلم أنني سأعود أجل لكن ظننت أنك تعني مره واحده |
Kanopilerinden sadece haftada bir kez tuvalet ihtiyaçları için ayrılırlar. | TED | فهو ينزل من الظلّة مرة واحدة فقط أسبوعيًا لقضاء حاجته. |
Hastings! bir kez olsun başka bir şeyden söz edemez misin? | Open Subtitles | ألا يمكنك تجنب الحديث عن هذا و لو لمرة واحدة ؟ |
Neden bir kez olsun keni adlarına düşünmelerine izin vermiyorsun? | Open Subtitles | لم لا تدعيهما تبديان رأيهما عن أنفسهما ولو لمرة واحدة? |
bir kez olsun tavşanlara tapan bir mezheple karşılaşmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أصطدم ولو لمرة واحدة بطائفة من عبدة الأرانب |
bir kez düşük kalorili bir dondurma yedim ve kotumun düğmesi patladı. | Open Subtitles | أخذت أيس كريم منحفض الدهن ذات مرة وبرزت الدهون الجانبية فوق الجينز |
- Sanırım bir reklamda oynadı. - Ben de bir kez oynadım. | Open Subtitles | ـ أظن إنها عملت في الإعلانات التجارية ـ لقد مثلتُ ذات مرة |
Burada olan bitenleri değiştirmeyi düşündüğünü bir kez ona söylemişsin. | Open Subtitles | لقد اخبرتني انك اخبرتها ذات مرة بانك ستصنع فرقا هنا |
'bir kez daha! Onu bir kez daha görmek istiyorum! | Open Subtitles | مرّة واحدة فقط ، أُريدُ أن أراه فقط مرةً أخرى |
Beş giriş, beş çıkış var. Varsayalım ki, hepsi de bir kez karşılaştılar. | Open Subtitles | ـ 5 نقاط للدخول و5 للخروج افترض أنّهم التقوا مرّة واحدة فقط |
Annesini son bir kez görmesini istemiyor musun? - Ne? | Open Subtitles | انتظر ألا تريد أن تجعله يرى أمه للمرة الأخيرة ؟ |
Bu seni ürkütebilir bir kez başladığımda, beni durdurmamalısın ne kadar istersen de. | Open Subtitles | هذا سوف يخيفكِ. بمجرد أن أبدأ، إياكِ أن توقفيني، مهما أردتِ أن تفعلي. |
Yılda bir kez New York'a gelip bankacısı ve Amerikalı avukatları ile görüşür. | Open Subtitles | مره واحده في السنة يأتي الى نيويورك لمقابلة مصرفي له و محاميه الامريكي |
Bu vakaların birçoğu gazetede tek bir kez bile çıkmadı. | TED | غالبية هذه القضايا لم تظهر في الصحف ولو مرة واحدة. |
Ama sanırım bir kez onun çatıda olduğunu duydum. | Open Subtitles | لكنّ، أعتقد أنّني سمعته على السّقف ذات مرّة |
Daha küçük bir kızken onu bir kez bulduğumu hatırlıyorum. | Open Subtitles | أذكر إنى عثرت عليها ذات مره عندما كنت فتاه صغيره |
30 yaşındaydım ve 30 sene boyunca bir kez yumruk yemiştim. | Open Subtitles | انا كنت في الثلاثين وفي تلك الثلاثين انا لُكمت مرة واحده. |
Bir aydır buradayım ve beni bir kez bile aramadı. | Open Subtitles | اعني, انا هنا منذ شهر, ولم يحاول الاتصال مرةً واحدة. |
Ve eğer evden sadece bir kez ayrılmama izin verseydin, çalmak zorunda kalmazdım. | Open Subtitles | وما كنت لأسرق لو أنّك سمحتِ لي بمغادرة هذا المنزل ولو لمرّة واحدة |
Sanırım Tanzanyalı olduğum için hepinize bir kez daha hoşgeldiniz deme sorumluluğum var. | TED | لأنني من تنزانيا أعتقد أنه يجب عليّ أن أرحب بكم جميعًا مرة أخرى. |
Durup durmaması değil sadece bir kez durmuş olması çok önemli. | Open Subtitles | لم يتوقف كثيرا لكن توقفه لمره واحده كان هو المهم |
Ayda bir kez almam lazım ama annesine söz geçiremiyorum. | Open Subtitles | ويفترض عليّ رؤيتها مرة كل شهر ولكني لا أقابل والدتها |