Ve 1957 -- Birleşik Devletler Şili'nin bugün sahip olduğu aynı ekonomiye sahipti. | TED | و عام 1957 كان لدى الولايات المتحدة نفس الإقتصاد الموجود لدى تشيلي االيوم. |
Burada, Birleşik Devletler'de, dünyanın bir çok ülkesindekinden daha iyi olmayan sonuçları almak için kişi başına daha çok para ödüyoruz. | TED | هنا في الولايات المتحدة الأمريكية نحن ننفق مالًا كثيرًا للشخص الواحد من أجل نتائج ليست أحسن من دول كثيرة في العالم. |
Meksikanın'da yardımıyla, her nehir boyuna, yerleşmeye müsait her yere Birleşik Devletlere doğru gelen her güzergaha devriye planladık. | Open Subtitles | بمساعدة المكسيك، رتّبنا للقيام بدوريّة عند كلّ نهر، وعلى كلّ أرض معسكر وفي كلّ طريق يؤدي إلى الولايات المتّحدة |
Sam amcanın bu işi yarın çözmüş olacağına eminim Birleşik devletlere hoşgeldiniz. | Open Subtitles | العمّ سام سيقوم بإنهاء هذا الأمر غدآ ومرحباً إلى الولايات المتّحدة تقريباً |
Dogville, Amerika Birleşik Devletleri'nin Rocky Dağları'nda bir kasabadır. | Open Subtitles | دوجفيل كانت تقع على جبال صخرية في الولايات المتّحدةِ. |
Birleşik Devletlerde 20 yıl kaldıktan sonra Memleketime geri taşındım, 15 yıl önce. ve Afrika beni geri çağırdı. | TED | عدت إلى الوطن قبل 15 عاماً بعد إقامة دامت 20 عاماً في الولايات المتحدة أفريقيا دعتني إليها مرة أخرى. |
Yalnız, benim tersime, sizin patronunuz muhtemelen Amerika Birleşik Devleti'nin Cumhurbaşkanı değildi. | TED | و لكن بعكسي، فإن رئيسك ربما لم يكن رئيس الولايات المتحدة الأمريكية |
Bu noktaya nasıl geldiğimizin cevabı Birleşik Devletler gıda tarihi. | TED | كيف وصلنا لهذا الدرك هو تاريخ الغذاء في الولايات المتحدة. |
Birleşik Devletler ve Japonya da bu listede olacak ama onlara zaten baktık. | TED | بالتأكيد، ستكون الولايات المتحدة واليابان ضمن تلك القائمة، لكننا ألقينا نظرةً عليهم بالفعل. |
Doğduğum yeri bırakıp Birleşik Devletler'e gelene kadar, bu kelimelerin etkisini kavrayamamıştım. | TED | ما إن غادرت موطني الأصلي إلى الولايات المتحدة حتى لاحظت تأثير كلماتها. |
Uçağı Birleşik Devletlere indi. Doğru evraka sahip olması lazım. | Open Subtitles | طائرته هبطت في الولايات المتّحدة عليه الحصول على النموذج الصحيح |
Sam amcanın bu işi yarın çözmüş olacağına eminim Birleşik devletlere hoşgeldiniz. | Open Subtitles | العمّ سام سيقوم بإنهاء هذا الأمر غدآ ومرحباً إلى الولايات المتّحدة تقريباً |
Uçağı Birleşik Devletlere indi. Doğru evraka sahip olması lazım. | Open Subtitles | طائرته هبطت في الولايات المتّحدة عليه الحصول على النموذج الصحيح |
Üstelik hâlâ Birleşik Devletler ve Avrupa hükümetleri onları kontrol altında tutuyor görünen ilaç şirketlerinin emri ile ayak diretip bize sizin markalı ilaçlarınızı 5, 10, 20 kat pahalıya almamız konusunda sayısız sebep sunmaya devam ediyor. | Open Subtitles | رغم ذلك ما زالَ الحكوماتَ الولايات المتّحدةِ. أي . وأوروبا، |
Öyleyse işte temalar. Tüm düzenliliklerin altında yatan Birleşik bir kuram olduğuna inanıyoruz. | TED | إذا ها هو الموضوع. نعتقد أن هناك نظرية موحدة تحكم كل النظم. |
Fabrika sahibi, avukat, duvarcı ve doktor oldular, biri de Birleşik Devletler Başkanı. | TED | أصبحوا عمال مصانع و محامين و بنائين وأطباء، واحد منهم رئيس للولايات المتحدة. |
Size bu konuda bir fikir vermek için Amerika Birleşik Devletleri'nin fikir merkezi olan Louisville, Kentucky'ye bir yıldız koydum. | TED | فقط لإعطائكم فكرة بسيطة عن ذلك, قمت باعطائكم نجمة فى مركز الفكرة بالولايات المتحدة, الذى يقع فى لويس فيل, كنتاكى. |
Bunlar: İngiltere, Sovyetler Birliği ve Birleşik Devletler, Almanya'nın muhalifi müttefik devletlerdi. | Open Subtitles | انجلترا , الاتحاد السوفيتي و الولايات المتحده كل القوي المتحالفه ضد ألمانيا |
Trump'ın Birleşik oturumda konuşmasının sabahında bu konuşmayı yapıyoruz. | TED | نحن نتكلم في صبيحة حديث ترامب أمام الجلسة المشتركة. |
Birleşik Petrol Şirketi, Santa Paula, Kaliforniya ve kadın O'na dedi ki: | Open Subtitles | شركة (يونيون أويل) (سانتا باولو)، (كاليفورنيا) -قالت له المرأة: يا سيّدي" " |
O adam Birleşik Devletlerin eski kongre üyesiydi! | Open Subtitles | الم تكن عضو سابق فى هذه الولايات المتحد هذه ؟ |
Ayrıca atınla beraber Birleşik Devletler Atçılık Federasyonu'na üye olmanız lazım. | Open Subtitles | وانتي وحصانك يجب ان تكونوا جزء من اتحاد الفروسية للولايات المتحدة |
Onları , yükseltilmeye karşı Birleşik bir direniş göstermeye ikna edersem, bu Başkan'a başka seçenekleri değerlendirmek için cesaret verir. | Open Subtitles | إذا استطعت إقناع ما يكفي منهم لاتخاذ موقف موحد ضد التصعيد هذا من شأنه إعطاء رؤسائنا نفوذ لخيارت أخرى |
Dr. Morbius, bu boyutta bir bilimsel buluşun Birleşik Gezegen kontrolüne girmesi gerekir. | Open Subtitles | موربس" إن كشفا علميا بهذا الحجم يجب أن يوضع تحت إشراف إتحاد الكواكب |
Birleşik Devletler Federal Bölgesi adına oturumu yönetecek Hakim William Black geldi. | Open Subtitles | انها جلسة علنية للمحكمة الاتحادية للولايات المتحدة... برئاسة القاضي وليام السود الشرفاء. |