Ecel denen şeyin, Sirius Black'le ilgisi olduğunu mu düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | الا تعتقد انه يمكن البحث عن حقيقة سيريوس الأسود ؟ |
Terence Black varlığından bile haberdar olmadığı bu akrabayla iletişime geçebilirdi. | Open Subtitles | تيرانسي الأسود يمكن أن وصلت إلى لها، إلى قريب لم يعرف. |
Black Mountain işi ne kadar sıkı bakıyorlar biliyor musun? | Open Subtitles | الجبل الأسود يعمل، أتعلم كم يبذلون قصار جهدهم في البحث؟ |
Sara Lynn Willoughby o aptal Black Keys tişörtüyle çıkagelmeden önce. | Open Subtitles | قبل ان تعود سارة لين مرتدية تي شيرت المفاتيح السوداء الغبي |
Özel askeri şirketler üzerinde ve Black Sands üzerinde araştırma yaptım. | Open Subtitles | أنا لم البحوث على انفراد المتعاقدين العسكريين تعمل على الرمال السوداء. |
iPhone'un telefonda yaptığını, Air Jordan 3 Black Cement spor ayakkabılarında yaptı. | TED | فعل Air Jordan الاسمنت الأسود للأحذية الرياضية ما فعله الأيفون بالنسبة للهواتف. |
Veya benim bu gece gideceğim yere. Black Awareness Balosuna. | Open Subtitles | او هذا المكان, حيث اذهب الليلة تجمع الوعي الأسود |
Black Awareness güzellik yarışmasına katılan bu yarışmacılara baktıkça, kendimi iyi hissediyorum, çünkü Tanrının var olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لكن عندما أنظر إلى المتباريات على لقب ملكة الوعي الأسود أشعر بالفرح, لأنني أعرف أن الله موجود |
Black Awareness haftası kendimizi ifade edebilmek için bir fırsattır. | Open Subtitles | أسبوع الوعي الأسود فرصة للتعبير عن الذات |
Kestirme yol, onu tarlaya getirmiş. Rapora göre, yol üzerindeki Otel Black'ten telefon etmiş. | Open Subtitles | التقرير يقول بأنّها خابرت من الفندق الأسود فوق الطريق. |
Ben kuzeyden başlarım. Black Swamp'taki misyonerlikte buluşuruz. | Open Subtitles | و سأبدأ أنا من الناحية الشماليه و سنتقابل فى المستنقع الأسود. |
Mr. Tenant'a Black Sands ve Yusuf Qasim ile ilgiliymiş deyin. | Open Subtitles | أخبري السيد تينانت بان الموضوع له علاقة بالرمال السوداء ويوسف قاسم |
Bugünkü slayt gösterisinin konusu olan Pine Ridge Rezervasyonu, Güney Dakota'daki Black Hills'in (Siyah Tepeler) 120 km güneydoğusunda bulunur. | TED | إن محمية باين ريدج -والتي هي موضوع عرضي اليوم- تقع على بعد 120 كيلومترا جنوب شرق "تلال جنوب داكوتا السوداء" |
Black Rock'ta Burning Man'e gittim. Şahane bir festival. Sen de gelmeliydin. | Open Subtitles | لقد عملت للرجل المدفون في الصخرة السوداء إحتفال عظيم |
Acele edin hemen Black Joke'lar gelmeden! | Open Subtitles | اسرعوا قبل أن يصل ذوو النكتة السوداء لهنا |
Ve Black Friday'deki gibi, umarım biri beni ezer. | Open Subtitles | و مثل الجمعة السوداء, أمل أن يسحقني شخص ما. |
Oh, biliyorum. Black kartımdan geçirecektim. | Open Subtitles | اوه,انا اعلم كنت ساشتريه بالبطاقه السوداء |
Black Sabbath şeytandan korkulması gereken bir şey olarak bahsediyordu. | Open Subtitles | وبينما تحدث ساباث أغنية أسود من الشيطان كما يشكل أمرا تخشى عواقبه، |
Tamam devam etsin söyle.Arkadaşlarım Black Jack masasında iyi gidiyorlarmış | Open Subtitles | نعم سنتقابل , إستمرى يمكننا الذهاب إلى أصدقائى ؟ أنهم على المائده يلعبون البلاك جاك |
Black, Kim-Olduğunu-Bilirsin'i Potter'lara götürmekle kalmadı bir de arkadaşlarından Peter Pettigrew'u öldürdü. | Open Subtitles | قد ادركا ما يحصل اضطروا الى الاختفاء وانت توجهت الى سيريوس الاسود |
Kanaatimce ilk heavy metal grubu Black Sabbath'dır. | Open Subtitles | بالنسبة لي، بلاک ساباث استغلال، وأول فرقة المعادن. |
Big Jim, Black Larson'ın gözlerinin içine baktı ve alçak ruhunu gördü. | Open Subtitles | جيم الكبير نظر بعمق نحو عينا بلاك لارسون ورأى هناك روح الظربان |
Black Pike'la ilgili tehlikeler var, başkalarına ihtiyacım yok. | Open Subtitles | أتلقى تهديدات على حساب شركة الفحم لا أحتاج مزيداَ |
Şimdi şunu yapacağız. Black Rock'a gidiyoruz... | Open Subtitles | الآن هذا ماسنقوم بفعله سوف نذهب ثانية لبلاك روك |
Norveçli Black metal grubu Mayhem'le görüşüyoruz. | Open Subtitles | أول مقابلة لي هو مع الفرقة النرويجية المیتالبلاک ، الفوضى. |