Ve depresyon tedavi edilebilir. bu konuda bir şeyler yapmalıyız. | TED | والإكتئاب يمكن علاجه. نحن نحتاج لأن نفعل شيء حيال ذلك. |
Zaten tereddütüm vardı bu konuda, ...ve haklı olduğumu anladım. | Open Subtitles | لقد كنت على حاجز بشأن هذا وهو فقط غير مناسب |
Tamam, Bily yakalandı. Artık bu konuda bir şey yapamam. | Open Subtitles | حسناً بيللي لا شئ استطيع فعله حيال هذا الامر الان |
Bunu hiç birimiz istemiyoruz ve hepimiz bu konuda mutabıkız. | TED | لا يوجد أحد منا يريد ذلك، وكلنا نشترك في ذلك. |
Ve sen gerçekten, onun bu konuda suçluluk duymadığına inanıyor musun? | Open Subtitles | و أنت فعلاً تصدق بأنه لا يشعر بالذنب بشأن ذلك ؟ |
Ve... bu konuda seni ikna ettiğim suçlamasında bulunmanı istemiyorum. | Open Subtitles | و لا أريدك أن تلقي اللوم علي لمحادثتك بهذا الشأن |
Fakat çok yakın zamanlara kadar bu konuda çok az çalışma yapıldı. | TED | لكن حتى وقت قريب، تم القيام بعمل القليل جدًا حول هذا الموضوع. |
bu konuda konuşmak istemiyor ve ben ne zaman konuyu açsam... | Open Subtitles | لا يريد الحديث حول ذلك وفي كل مره أفاتحه بهذا الخصوص |
bu konuda bu kadar katı davranma. Politika pratik bir meslektir. | Open Subtitles | هل يمكنك ألا تكون ضيق الأفق حيال ذلك السياسة مهنة عملية |
Sonra konuklar içeri girerdi ve bu konuda baban ne derdi? | Open Subtitles | و سوف يأتى ضيوفنا و ماذا سيقول أبوك حيال ذلك ؟ |
Köpekbalıkları gelir ve gider Ellen. İnsanlar bu konuda birşey yapamazlar. | Open Subtitles | اسماك القرش تأتى وتذهب إلين لايملك الناس اى شئ حيال ذلك |
Ve sizin ya da herhangi birinin bu konuda yapabileceği bir şey yok. | Open Subtitles | و ليس في وسعك أو وسع أي شخص فعل أي شيء بشأن هذا |
Tabi sen de bu konuda bir görüş sunmak istemiyorsan. | Open Subtitles | إلا إذا بالطبع أردت أن تعرض رأيك بشأن هذا أيضاً |
bu konuda bir şeyler yapmak için artık çok geç. | Open Subtitles | حسناً ، لقد تأخر الوقت قليلاً لفعل شيئ حيال هذا |
Karım bir yerlerde kaybolmuş. Sen bu konuda ne yapıyorsun peki? | Open Subtitles | زوجتي بالخارج في مكان ما مالذي تفعله أنت حيال هذا الأمر؟ |
Ira Amca'yla konuştuktan sonra, bu konuda şüphem de kalmamıştı. | Open Subtitles | لم يكن هنـاك شكّ في ذلك بعد أن تحدّثت معـه |
- bu konuda bir şey biliyor musun? - Ayakkabıları nasıl buldun? | Open Subtitles | قام بتوصيل والدتك بالليلة الماضية هل تعلم أي شيء بشأن ذلك ؟ |
- Başka seçeneğim yok. - bu konuda dikkatli olmalısın. | Open Subtitles | ليس لدي خيار آخر ـ لكن كن حذرا بهذا الشأن |
Bunun beni ilgilendirmediğini biliyorum ama bu konuda güçlü hislerim var. | Open Subtitles | أَعْرفُ هذا لا أَتعلّقُ بي، لَكنِّي أَشْعرُ بقوة جداً حول هذا. |
Odelle Ballard yaşıyor, ve ordu bu konuda yalan söylüyor. | Open Subtitles | ،أوديلا بالارد على قيد الحياة و الجيش يكذب حول ذلك |
Bak, seninle bu konuda şimdilik konuşmayı düşünmüyordum, ama bana ihtiyacınız olabilir. | Open Subtitles | أنظر , لن أتناقش معك بخصوص هذا الآن .. ولكنك بحاجة لمساعدتى |
İnsanlara zarar vereceğini söyledi. Ve bu konuda şakası da yoktu. | Open Subtitles | لقد قال أن هناك من سيتأذى ولم يكن يكذب بخصوص ذلك |
İkiniz de bu konuda çok yürekten çalışıyormuşsunuz gibi geldi. | Open Subtitles | يبدو أنكما تعملان على هذا الأمر بكل حماسة يا رفاق. |
Dünyası yok oluyor ve bu konuda yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | عالمها يموت، ولا يوجد أي شيء لعين يمكنني فعله حيال الأمر. |
bu konuda bana ders verebileceğinizi sanmıyorum çünkü siz iki kez boşanmıştınız! | Open Subtitles | لا أعتقد أنه يجب أن تؤنبني على ذلك منذ أن طلقت مرتين |
Eğer bir belediye başkanıysanız, bu konuda bir şeyler yapabilirsiniz. | TED | إذا كنت عمدة، فيمكنك أن تفعل شيئاً في هذه الحالة |
Elçilikte çalışan Bay Cadogan bu konuda çok yardımcı oldu. | Open Subtitles | السيد كادوجان الذى يعمل فى السفارة متعاون جدا فى هذا |