"daha büyük" - ترجمة من تركي إلى عربي

• أكبر من
• اكبر
• أكبر بكثير
• الأكبر
• أوسع
• أكبر في
• أكبر حجماً
• اعظم من
• أكبر حجما
• الاكبر
• الكبيرة
• أسمى
• أكثر من
• أكبر الآن
• أكبر سنا

Oldukça önemli, çünkü bir veya iki milimetre küpten daha büyük her bir tümör normal bedene kıyasla beş kat daha fazla kana sahip.
هذا أمرٌ مهم جدًا لأن كل ورم بحجم أكبر من حجم مليمتر مكعب أو اثنين لديه كمية دم أكبر بخمس مرات من اللحم الطبيعي.

Ve oradaki benim kafamdan daha büyük olan ise McDonalds, Burger King ve diğer büyük şirketlerin bizim yememiz gerektiğini düşündükleridir.
والجزء الكائن هناك , وهو أكبر من رأسي هو ما تفكر ماكدونالدز وبرجر كنج والشركات الكبرى الأخرى أنه يجب علينا أكله

Endişeleriyse bunu yapmanın tacizcilerinin şiddetini tırmandırması veya belki de şu an içinde oldukları durumdan çok daha büyük bir zarar vermeleri.
أو أنهم قلقون من أن المعتدي عليهم سيتمادى إلى درجة العنف أو ربما إلى درجةٍ أكبر من العنف أكثر مما أبدوه سابقاً.

Ve hayatımda ilk defa benden daha büyük bir şeyin parçası olduğumu hissettim.
و شعرت لاول مرة في حياتي كنت جزءا من شيء اكبر من نفسي

Bu daha büyük ve sevimli bir bahçe, yumuşak yeşil çimleri olan.
هذه اكبر مساحة واجمل بكثير من تلك .التي بها عشب ناعم اخضر

Bundan daha zayıf silah gücüyle, çok daha büyük krallıklar fethetti.
. قد فحت ممالك أكبر بكثير , بأسلحةٍ اقل من هذه

Amaç, bizden daha büyük olan bir şeyin hizmetinde bir şeyler gerçekleştirme ihtiyacı.
ووجود الغاية: الشوق لفعل ما نقوم به في خدمة شئ أكبر من أنفسنا.

Kanada hükümeti 1999 yılının Nisan ayında İnuitler’e, California ve Teksas’ın toplam büyüklüğünden daha büyük bir arazi verdi.
أعادت الحكومة الكندية في أبريل 1999 السيطرة الكاملة لشعب الإنويت على منطقة من الأرض أكبر من كاليفورنيا وتكساس مجتمعتين

Dinozordan daha büyük güreşçiler gördüm. Bir dinozorla hiç dövüştün mü?
لقد رأيت مصارع أكبر من الدنياصورات هل قاتلت ديناصور من قبل؟

Durum şu ki, silahları benimkilerden daha büyük ve sayıca fazla.
الموقف هو أن مدافعهم أكبر من مدافعي ولديهم عدد كبير منهم

Bu Tony Pantalano'nun Vietnam'dan... bronz madalyayla dönmesinden daha büyük.
هذا أكبر من رجوع توني من الحرب مع النجمة البرونزية

Çok daha kötüsü. Cehennemden gelen bir ıstırap. Benden daha büyük.
إنه أسوء من الألم، إنه كَرْبٌ عظيم، أكبر من أن أتحمله.

daha büyük sorunlarınız var. Adamların kışlık giysi ve cephanesi yok.
لديكم مشاكل اكبر فالرجال ليس لديهم ملابس شتويه او ذخيره كافيه

Hayır, bu senden veya bir savcıdan daha büyük, dostum.
هذا اكبر منك او من اي من رجال مكتب المحاماه

Kardeşim Khan, bayrağı için oynayarak daha büyük bir motivasyonun olmadığını kanıtladı.
الاخ خان اثبت ان ليس هناك حافز اكبر من اللعب تحت لواءك

Ama bir dedektif için,... takibininetkisizkalması daha büyük bir sorundur
ولكنه اكبر مشكله للمحققين المحاولين البقاء بعيدا عن الانظار كالمراقبه

Eminim bunu sorun etmez. Hem benim odam daha büyük.
أنا مُتأكد بأنه لن يعارض هذا، وأيضاً غرفتي أكبر بكثير

daha büyük bir pazar ama hala sanatsal bütünlüğümü koruyorum.
إنهُ سوق أكبر بكثير لكنني لا زلتُ أحتفظ برصانتي الفنية

Bu durumda iki farklı türde süt üretebilir. Bir tanesi yeni doğmuş için diğeriyse daha büyük yavrusu için.
عند حدوث ذلك، تكون قادرة على أن تدر نوعين مختلفين من الحليب، نوع لصغيرها حديث الولادة، وآخر لصغيرها الأكبر.

Elektron, daha büyük bir yörüngeye sıçramak için enerji kazanmalıdır.
على الإلكترون أن يحصل على طاقة للقفز إلى مدار أوسع

Bu oyunun içinde büyük güçlerin olduğunu tahminimizden daha büyük işlerin döndüğünü söyledi.
قال أنّ هناك قوّات أكبر في اللعبة، الذي هو أكثر خطراً ممّا نُدرك.

Bu harita aslında biraz daha büyük.
والخريطة في حقيقة الأمر إلى حدٍ ما أكبر حجماً.

Bildiğiniz gibi, bir süredir Rambaldi'nin icatlarının toplamının, parçalardan daha büyük olduğu düşüncesine dayanarak çalışıyoruz.
كما تعرفون,منذ مدة, كنا نعمل تحت فرضية ان تجميع اخترعات رامبالدى اعظم من الاجزاء.

Sizin gibi birinin daha büyük ve asil bir yerde yaşadığınızı düşünmüştüm.
إعتقدت بأن شخصاً مثلك سيعيش في مكان أكبر حجما و أكثر فخامة

İkincisi şey, günümüz dünyası hakkında daha büyük bir ders.
والامر الثاني .. هو الدرس الاكبر فيما يخص العالم اليوم

Elimizde biraz daha büyük, her yerde yapılan bir konuşmanın gerçek anlamda küresel bir ayak izini anımsatmış olan bir konuşma var.
ولقد حصلنا على شيء أوسع قليلاً مثل البيانات الكبيرة مع بصمة عالمية حقاً يذكرنا بمحادثة أن ما يحدث في كل مكان.

Tanrım, beni kurtardın. Sanırım aklında benimle ilgili daha büyük amaçların var.
يا إلهي ، لقد أنقذتني، يبدو أنك تدخر لي هدفاً أسمى

Hindistan'a, geçen sene 72 milyar dolar geldi. Bu bilişim ihracatından daha büyük.
تلقت الهند في العام الماضي 72 مليار دولار أكثر من عائدات تكنولوجيا المعلومات

Şimdi amcam öldüğüne göre daha büyük bir şey alabilirdim.
و أستطيع جلب شئ أكبر الآن و قد توفي عمي

Sırf kendini daha büyük göstermek için yapıyordu.
و هي تفعل ذلك لا لسبب سوى أن تظهر أكبر سنا