| Seni kapmaya geliyor, Steve-O. Hasta veya yaralı bir hayvan gibi davran. | Open Subtitles | هاهي قادمة للنيل منك، تصرف مثل سمكة أو حيوان مصاب يا ستيف |
| Bak, sakin ol ve normal davran, daha olgun olmaya çalış. | Open Subtitles | اسمع، فقط تصرف بهدوء وعلى طبيعتك وحاول ان تبدو اكبر سناً |
| İyi davran. Cevap ver. Hiç aşık oldun mu? | Open Subtitles | هيا بولين، كوني لطيفة وجاوبي هل سبق أن أحببتِ؟ |
| Birlikte olduğunuz zamanlar ona, yanıldığını anlayacağı bir soğuklukla davran. | Open Subtitles | عندما تكونان معاً تصرفي ببرود هذا سيقنعه بأنه يخدع نفسه |
| Yani yarın, 5'ten 7'ye... lütfen sözlüğünde, birkaç kelimeden fazla varmış gibi davran. | Open Subtitles | غدا إذن، من الخامسة للسابعة رجاء، تصرّف وكأن لديك مفردات أكثر من كلمتين |
| Beni suçlama ve Sharon buraya geldiği zaman sadece normal davran. | Open Subtitles | لا ألوم لي. والاستماع، عندما يحصل شارون هنا، فقط التصرف الطبيعي. |
| - Ayrıca tatlım düşüncelerini sunarken kibar davran çünkü onun rüyası bir romancı olmak. | Open Subtitles | ويا عزيزي، عندما تُعطها أفكارك، كُن حنوناً، لأنّه كان حلمها دوماً أن تكون روائيّة. |
| Evindeymiş gibi davran. Kahve burada. Kurabiyeler şurada. | Open Subtitles | تصرف وكأنك فى بيتك يوجد قهوة، وبسكويت بالسكر هناك. |
| Olabildiğince normal davran. | Open Subtitles | تصرف طبيعيا كلما أستطعت لأطول فترة ممكنة |
| Normal davran. - Devam et. - Kim bu soytarılar? | Open Subtitles | تصرف بطبيعتك فقط ابقى هادئًا من هذان المهرجان؟ |
| Yürüyüşe çıkmış bir çiftlik çocuğu falan gibi davran. Bir şey anlamazlar. | Open Subtitles | فقط تصرف ك ولد مزرعة يتمشى, لن يعرفوا ابدا |
| Aramızda bir şey var biliyorum ve benden nefret ediyorsun ama medeni davran, en azından yemek bitene kadar eve dönerken Menendez gibi davranabilirsin. | Open Subtitles | أسمعي .. أنا أعرف بأنه سيكون شيء هنا وأنا أعرف أنك تكرهينني لكن كوني لطيفة.. |
| Nazik davran. Tony bunu senin için aşağı taşımaktan memnuniyet duyacağına eminim. Bugün sağlıklı hissediyor. | Open Subtitles | كوني صبورة أظن أن توني سـينزله الى أسـفل لأنه هذه الأيام يشـعر أنه يجب ان يكون رياضيا |
| Lütfen ona iyi davran. -Onunla tanışacağın için çok heyecanlı. -Gerçekten mi? | Open Subtitles | فقط كوني لطيفة بالنسبة لها إنها متحمسة لرؤيتنا |
| Lütfen doğal davran Ann. Ve giysilerinden dolayı sorumlu hissetme. | Open Subtitles | تصرفي بصورة طبيعية آن ولا تشعرين بالقلق من هذا |
| Müzik ve sanattan biraz anlarmış gibi davran. | Open Subtitles | تصرفي كما لو أنكِ تعرفين القليل عن الموسيقى والفن |
| Yani yarın, 5'ten 7'ye... lütfen sözlüğünde, birkaç kelimeden fazla varmış gibi davran. | Open Subtitles | غدا إذن، من الخامسة للسابعة رجاء، تصرّف وكأن لديك مفردات أكثر من كلمتين |
| - Karımın yanında düzgün davran. - Endişen olmasın Kaptan. | Open Subtitles | ـ أحسن التصرف مع زوجتي ـ لك ذلك، أيها القائد |
| Borç para verip alırken ihtiyatlı davran. | Open Subtitles | كُن أكثر حذرًا بشأن إقراض أو اقتراض المال من الآخرين. |
| Altın madenin varmış gibi davran, o zaman aralarına girersin. | Open Subtitles | لذا، تظاهر بأنّكَ تملك منجماً من الذهب، وستكون في حلّتهم. |
| Eğer söylemeyeceksen, şu dakikadan itibaren... onu hiç tanımamış gibi davran. | Open Subtitles | وإلا، و ابتداءً من هذه الدقيقة تظاهري بأنك لا تعرفي الرجل |
| Ününle beni onurlandırmak için kazanmak yerine kişiliğine ters davran ve kötü ol. | Open Subtitles | بدلاً من الفوز لتكرّمنى بسمعتك العظيمة أريدك أن تتصرف ضد شخصيتك الطبيعية وتبلى بشكل سىء |
| O kadına ya adam gibi davran ya da onu terk et. | Open Subtitles | يجب أن تعامل تلك المرأة باحترام أو تتركها |
| Bu arada ona nazik davran. Rahat ettiğinden emin ol. | Open Subtitles | في هذه الاثناء ، عامله بكل اريحية وكن لطيفا معه |
| Françoise... ona iyi davran, evet... çünkü o iyilerin en iyisidir. | Open Subtitles | كونى طيبه معه , اجل, لانه افضل من الافضل |
| Üsse dön ve hiçbir şey olmamış gibi normal davran. | Open Subtitles | عُد إلى القاعدة وتصرف بشكل طبيعي كأنّ شيئاً لم يكن |
| Aç. Normal davran. Herkes sussun. | Open Subtitles | أجيبي، تصرّفي بشكل طبيعي لا أحد يصدر صوتً |