Bu çok güzel, ama şiddetli, rekabetçi davranışları ödüllendirmen yanlış. | Open Subtitles | هذا لطف منك، لكنك مخطئ لمكافئتي على السلوك التنافسي العنيف |
Bu durum, kitle iletişim araçlarında belirli bir davranışa neden oluyor ve toplu davranışları yöneten döngüleri görebiliyorsunuz. | TED | و الذي يدفع بهذه السلوك المتلاحق في وسائل الاعلام ، تتكون لديك هذه الدورات و التي تدفع السلوك العام. |
Yani, maalesef yeni arkadaşımızın maçtaki kötü davranışları yoldaki iyi davranışından daha güçlü bir etki bırakabilir. | TED | لذا، لسوء حظ صديقنا الجديد من مباراة كرة القدم، سلوكه السيء في المباراة قد يطغى على سلوكه في الحديقة. |
Savunmanın dediğine göre, o gün dengesiz davranışları varmış, ...polisi kışkırtmış. | Open Subtitles | الدفاع يقول بأنه تصرف بعصبية في ذلك اليوم مما أثار الشرطي |
Onların günlük davranışları bize, ne tür bir suçlunun yanlarına yaklaşabileceğini gösterecek. | Open Subtitles | سلوكهم اليومى سوف يخبرنا اى نوع من المجرمين قادر على الاقتراب منهم |
Şimdi, burada bu tür davranışları sadece varlıklı insanların yaptığını söylüyormuşum gibi anlaşılmasın. | TED | أنا لا أقصد أن أوحي أن الأشخاص الأثرياء هم فقط الذين يظهرون أنماط السلوك هذه. |
O zamana dek bu endüstri oldukça gelişmişti, yıkıcı davranışları idare etmek için farklı araçlarımız ve tekniklerimiz vardı. | TED | في ذلك الوقت، تقدمت الصناعة كثيرًا وكنا نملك أدوات وطرقًا مختلفةً للسيطرة على السلوك المضطرب. |
Psikologlar aklın içeriğini keşfetmek için davranışları inceliyor çünkü davranışlarımız sıklıkla inançlarımız, değerlerimiz ve tutkularımızın yansımasından oluşur. | TED | يدرس علماء النفس السلوك ليكتشفوا ماهية العقل، فسلوكنا غالبًا ما يعكس معتقداتنا وقيمنا ورغباتنا. |
Sosyal psikolojiye göre kişisel alanların davranışları etkilediğini biliyoruz. | TED | نحن نعرف من علم النفس الاجتماعي أن الفضاءات تشكل السلوك. |
Kimyasal sözcükler üretiyorlar ve bu sözcükleri tanıyorlar, ve yalnızca bütün hücreler uyum içinde hareket ettiğinde amacına ulaşan grup davranışları sergiliyorlar. | TED | عن طريق القاء كلمات كيميائية، بإستطاعتها فهمها وتقوم بتفعيل السلوك الجماعي وتنجح في هذا فقط عن طريق مشاركه كل الخلايا معا بانسجام |
dediler. Bunu yapar yapmaz insanların davranışları değişti. | TED | وفي اللحظة التي فعلوا فيها هذا، تغير السلوك في مراكز الرعاية هذه. |
Kişisel davranışları işini etkilemiyor. | Open Subtitles | انتظر لحظة، إنه سلوكه الشخصي لا يؤثر على سير عمله. |
Duyduğuma göre davranışları soz zamanlarda... biraz... nasıl denir... | Open Subtitles | و قيل لي أنه سلوكه مؤخراً قد تغير كيف تقولونها .. |
Bunlardan herhangi biri tuhaf davranışları açıklamaya yeter. | Open Subtitles | أي واحد هذه العوامل يمكن أن يعدّل سلوكه بشكل جذري. |
Ama savaşa davet edilmiş gibi giyinmişti, davranışları da bundan farklı değildi. | Open Subtitles | لكنه أتى وكأننا دعوناه إلى معركة كما أنه تصرف على ذلك النحو. |
Bakın, doğal olarak onların bu toplantılardaki tavırlarıyla haftanın geri kalanındaki davranışları arasında bir fark var, ama bu gerçek bizi hiç de rahatsız etmedi. | TED | الآن، بطبيعة الحال هناك فجوة بين سلوكهم في هذه الاجتماعات وسلوكهم بقية أيام الأسبوع، ولكن الحقيقة أن ذلك لم يزعجنا. |
Göz önüne aldığımız Mr Brimmer'in davranışları, bu gece buraya gelmesi, bu şeyden kurtulmaya çalışması ve bütün bunları tanıkların önünde yapması. | Open Subtitles | المهم هو تصرفاته المجيء هن الليلة محاولة التخلص منه وفعل هذا كله أمام شهود |
Duyduğumuz şeyler... insanlardan ve dünyadan beklediğimiz davranışları yansıtıyor mu? | TED | هل ما نسمعه يعكس الطريقة التي نتوقع أن يتصرف بها البشر والعالم؟ |
Büyüyünce, çocukça davranışları bıraktım. | Open Subtitles | وعندما أصبحت رجلاً أقلعت عن التصرفات الطفولية |
Muhtemelen, bu çirkin davranışları sergilemekten başka bir seçeneğin olmadığını hissettin. | Open Subtitles | لا بد أنك ظننت أنه لا خيار أمامك إلا التصرف بوحشية |
Anladığımız kadarıyla homoseksüel davranışları kabullenmeyi ahlaki ve fiziksel yönden itici buluyorsun. | Open Subtitles | حسنا، بأننا نقدّر بأنك قد تجد بأن فكرة الانخراط في أفعال مثلية جنسيا معنويا و من الممكن حتى |
Çünkü bu, ortalarda kulaktan kulağa yayılırsa, ...insanların bize karşı olan davranışları değişebilir. | Open Subtitles | أعتقد أنه بمجرد خروج الكلمة هناك قد تؤثر على طريقة سلوك الناس حولنا |
"Anna asla seni seviyorum, demez, fakat davranışları hep sevgi doludur" demişti. | Open Subtitles | "آنا" لم تقل بأنني أحبك ولا مرة، لكن تصرفاتها دائماً مملوؤة بالحب" |
Cinsel davranışları, pek çoğumuzun barışık olamayacağı ölçüde "insansı". | TED | فهو أقرب كثيرا لسلوك الإنسان الجنسي لكي يشعر معظمنا بالراحة لهذا الأمر. |
davranışları veya kuralları takip etmemiz için, doğal eğilimimizle oynayabilirler. | TED | يتلاعب البعض بميلنا الطبيعي لمحاكاة السلوكيات الاجتماعية أو إتباع التعليمات. |
İstenmeyen davranışları için özel bir tedavi diyelim. | Open Subtitles | فكر بعدم منحه معاملة خاصة بسبب سلوكه الغير مرغوب |
Şu çok önemsediğinizi duyduğum sanatçının davranışları göz önüne alınırsa, Tanrı'nın desteğini hak ediyor musunuz? | Open Subtitles | هل تستحق فضل الرب، باعتبار تصرّف ذلك الفنان الذي سمعت أنّكما مقرّبان؟ |