Artık yer kalmadı, ama yine de kendi arazisini sahiplenmek insanın doğasında var. | Open Subtitles | لم تبقى هناك مساحة , لكّن رغم ذلِك طبيعة الإنسان تُطالبه بأرضِهِ الخاصّة. |
Ayağına bir paten geçir de kendi kendinin kahramanın ol. | Open Subtitles | حسناً, ارتدي بعض أحذية التزلّج كوني بطلتكِ الخاصّة بكِ. |
- Çok komik. Belirteyim ki, AIDS de kendi içinde gayet sağlıklı sayılır. | Open Subtitles | بيني وبينكم، أنا أعتقد أن الإيدز هو شئ صحي بالتأكيد، ولكن بطريقته الخاصة. |
Baum, daha sonra Wall Street'de kendi yatırım sermayesini oluşturdu. | Open Subtitles | لاحقا بوم قام بتكوين شركته الخاصة للسندات في وول ستريت |
Sen de kendi park yerini tuttun ve Rolls-Royce'u oraya sakladın. | Open Subtitles | لذا كنت استأجرت مساحة خاصة بك واختبأ رولز هناك. |
Ve görünüşe göre ben de kendi zaman kapsülünü yapmıştım. | Open Subtitles | وأتضح أن لدي كبسولة زمن صغيره خاصه بي |
Hepsi de kendi kanından, kendi canından... ve mirası devralmayı bekliyorlar. | Open Subtitles | و هو يعلم ان هناك سلالة من لحمه و دمه فى انتظار تولى المسؤولية |
Ben de kendi çapımda bir araştırma yürütüyordum. | Open Subtitles | حسنا، كنت أقوم ببحثي الخاص عن المصابين بالنيزك |
"Sevgili Bree, seni hep seveceğim ama mücadele gücüm kalmadı ben de kendi isteğimle, yaşamıma son vermeyi seçtim." | Open Subtitles | عزيزتي "بري" ، سأظل أحبكِ دوماً" "ولكن الرغبة في الكفاح خمدت لذا ، اخترت الخروج من الحياة" "بشروطي الخاصّة |
- Benim de kendi görevlerim var. Okumam gereken ödevler var. | Open Subtitles | إنّ لديّ بعض المهام الخاصّة بي، بما في ذلك تصحيح أوراق... |
Ben de kendi yoluma bakıp kendi işimi mi yapsam diyordum çünkü fatura dediğin nedir ki? | Open Subtitles | أظن أنه عليّ أن أنظّم حياتي بنفسي وأهتم بأعمالي الخاصّة |
Bizim de kendi kanıtlarımız var, değil mi? | Open Subtitles | لكننا نملك أدلتنا الخاصّة ، أليس كذلك ؟ |
Yıllar içerisinde ben de kendi fıtık onarım tekniğimi geliştirdim. | Open Subtitles | على مدى السنوات، لقد طورت تقنيتي الخاصة لعملية إصلاح الفتق. |
Bizim kendi hayatımız olmalı, senin de kendi hayatın olmalı. | Open Subtitles | نحتاج أن تكون لدينا حياتنا الخاصة، وأنت تحتاج حياتك الخاصة. |
Ve hepiniz de kendi aletlerinizi seçmişsiniz, daha iyi bir dünya yaratma hedefini gerçekleştirebilmek için. | TED | وجميعكم إخترتم لذلك أدواتكم الخاصة لإتمام مهمتكم او لجعل العالم مكاناً افضل |
İşte biz de kendi çerçeve veya iskeletimizi oluşturmak için aynı pencere yapısını kullandık, bu bir odaya asılı duruyor ve her iki taraftan da görülebiliyor. | TED | لذا فقد استخدمنا نفس مفردات النافذة لصنع الإطار أو الشبكة الخاصة بنا المعلقة في الغرفة و التي يمكن رؤيتها من الجانبين. |
Evet, ama sen de kendi yoluna gidecegini ima etmissin. | Open Subtitles | نعم، ولكنك ذكرت له أنك ستُنشأ شركة خاصة بك |
Bu büyük gemin ve tayfan, ve donanımın var yine de kendi uçağını bulamıyorsun. | Open Subtitles | هل حصلت هذه السفينة الكبيرة والطاقم، كل هذا العتاد يتوهم... ... وأنت لا يمكن أن تجد حتى متن طائرة خاصة بك. |
Zaten biliyordum ben de kendi hamlemi yaptım. | Open Subtitles | .... أعرف الحركه ولكن لدينا حركه خاصه بنا |
Tabii senin de kendi ailen var, değil mi? | Open Subtitles | طبعا , لديك عائله خاصه بك أليس كذلك؟ |
Hepsi de kendi kanından, kendi canından... ve mirası devralmayı bekliyorlar. | Open Subtitles | و هو يعلم ان هناك سلالة من لحمه و دمه فى انتظار تولى المسؤولية |
Sana kocanın çoktan söylediği ama onunla evli olduğun için duyamadığın bir şeyi bir de kendi tarzımla söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأمضي وأخبرك بأسلوبي الخاص عن أمر أخبرني به زوجك لكنّك لم تصغي السمع لأنك متزوجة منه |