ويكيبيديا

    "denize" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • للبحر
        
    • الماء
        
    • بالبحر
        
    • إلى البحر
        
    • السفينة
        
    • المياه
        
    • المحيط
        
    • البحرِ
        
    • بحر
        
    • للسباحة
        
    • للماء
        
    • الإبحار
        
    • البحار
        
    • في البحر
        
    • أبحر
        
    Bazı geceler iki milyondan fazla yavru denize doğru birlikte giderler. Open Subtitles في بعض الليالي يسارع أكثر من مليوني فرخ.. للوصول للبحر معاً
    Yavru, bir delikten geçip aşağıdaki denize ulaşan inine kaçar. Open Subtitles هرب صغير الفقمة عبر ثقب في مخبئه .يقود للبحر مباشرة
    Ve sonra da senin cesedini denize atarız. Evet, çok eğlenceliymiş. Open Subtitles وبعد ذلك نَرْمي جسمَكَ في الماء اوه ,هذا لا يبدو مرحا
    Babamınsa "yüzme en iyi denize atılınca öğrenilir" diye aptalca bir fikir vardı. Open Subtitles وخطرت ببال أبي فكرة غبية وهي أن افضل طريقة للتعلم أن يرميني بالبحر
    Ve bir de, üretilen tuzlu su çoğu kez denize geri pompalanır. TED كما أن الأجاج الناتج غالباً ما تتم فقط إعادة ضخه إلى البحر.
    Bir keresinde tek bir dalga 6 adamı denize savurdu. Open Subtitles ذات مرة رأيت 6 رجال أنجرفوا من السفينة بموجة واحدة.
    O suyun kenarına kadar yürüdü mayosunu çıkarttı ve denize atladı. Open Subtitles عندها ذهب الى حافة المياه وأنزل سرواله القصير وتبول في المحيط
    Evet. Tek boynuzları denize sürüyordu. Gördüğün rüya değildi. Open Subtitles نعم يقود وحيدات القرن إلى البحرِ لم يكن حلمَ
    Jeolog, sırtı denize dönük halde plajda dikilmiş, tepelere bakıyor. Open Subtitles الجيولوجي‏ يقف عند الشاطئ يدير ضهره للبحر وينظر إلى الصخور.
    Seni denize götürüp dalgalara bırakmak istedim. Ama onun yerine, yaşamana izin verdim. Open Subtitles أردت أن أحملك للبحر وأترك الأمواج تأخذك معها بدلا من هذا تركتك تحيا
    Bize denize gittiğini ve altı aydır seni görmediğini söyledi. Open Subtitles لقد قالت أنك ذهبت للبحر, ولم تراك منذ ستة أشهر.
    Balıkçılar denize açılıyorlar ve cep telefonlarını götürüyorlar. TED صائدو الأسماك يخرجون للبحر حاملين هواتفهم الخلوية.
    - Kitaptaki ilk ceset bir çapaya bağlanıyor ve rıhtımda denize atılıyor. Open Subtitles الجثة الأولى في الكتابِ تربط إلى مرساةِ وتسقط في الماء بجانب المارينا
    Bir ebeveyn yavruya bakarken, ...diğerinin denize kadar uçup sığ sulardan küçük balıklar ve mürekkep balıkları toplaması gerekir. Open Subtitles بينما يعتني أحد الوالدين بالصّغير، يتعيّن على الآخر السفر بعيداً عن الشاطيء ليصيد السمك الصغير والحبّار من سطح الماء.
    Sanırım, çocukken denize aşık olduğum için bir sualtı fotoğrafçısı ve fotojurnalist oldum. TED اعتقد انني اصبحت من المصورين تحت الماء ومصور صحفي في آن واحد لأنني مغرم بالبحر منذ أن كنت طفلا
    Suyun topraktan farklı ve insanları cezbeden büyüsü sizi dağlardan indirip, derelere, nehirlere ve nihayet denize kadar sürükleyecektir. Open Subtitles فللماءِ سحرٌ خلاب يجذب الرجال من البر، حيث ستجد أن الأراضي المرتفعة تنتهي بجداول وبحيرات تصب بالبحر
    Hataları her yerde görmek mümkün, dökümanlarda, kaptanın adı yanlış olabildiği gibi, bazı botlar aslında denize hiç açılmamış. TED هناك أخطاء في كل مكان، أخطاء في المستند، وهو الاسم الخاطئ للقبطان، وبعض القوارب لم تذهب ابدًا إلى البحر.
    denize açıldıktan sonra fırtınaya ihtiyacımız yok. O'nu kendim batıracağım. Open Subtitles عندما السفينة خارجًا على المحيط، سأغرقها بنفسي، بدون مساعدة عاصفة.
    Şehir boyunca Su Haramileri'ni geçeceğiz ardından denize açılacağız, ki orada boğulabiliriz. Open Subtitles خلال المدينة , نتجاوز سارقي المياه و إلى البحر حيث يمكننا الغرق
    Bu yüzden öldü. Bedenini denize attılar ve buraya kadar sürüklendi. Open Subtitles هكذا ماتت، وألقيت جثتها في المحيط وانتهى بها الأمر إلى هنا.
    Foku sandala yükleyip denize atalım. Open Subtitles دعنا نَلْصقُه إلى الزورقِ ويَسْحبُه خارج إلى البحرِ.
    Bu tekneyle denize açıldım ve Güney Çin Denizi'nin güneyinde, özellikle Java Denizi'nde araştırmalar yaptık. TED وقد أبحرت على ظهره، وأجرينا استطلاعات عبر جنوب بحر جنوب الصين وبالخصوص في بحر جاوة.
    Ocak ayında bile denize giriliyormuş. Open Subtitles يقولون بأنك يمكن أَن تذهب للسباحة هناك، حتى في يناير
    - Ariel, lütfen. Kafanı bulutlardan çıkar, denize, ait olduğu yere çevir. Open Subtitles ألا يمكن أن ترجعي بأفكارك التي فوق الغيوم وتعودي بها للماء حيث أنتي.
    denize açılmayı seviyorum çünkü bu yavaşlıkla ilişkilendiriliyor. TED ولكني أحبُ الإبحار لأنه يرافق التمهل والراحة.
    Tekrar bir araya gelip, denize açılıp korsanlık yapmaktan bizi alıkoyan nedir? Open Subtitles ما الذي يمنعنا عن تشكيل طاقم ثانية؟ وارتياد البحار العالية والعودة للقرصنة؟
    Personel kamaraları da bitti. Belki de incileri denize atmıştır. Open Subtitles هذه آخر مقصورة للطاقم ربما كانت رمت بهم في البحر
    Cazibe ile türevleri benim limandan denize açılalı çok oldu. Open Subtitles التجاذب الجنسي و مشتقاتهُ . ذلك القاربُ أبحر منذ مدّة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد