ويكيبيديا

    "eden" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الذي
        
    • التي
        
    • الذين
        
    • الذى
        
    • إيدن
        
    • التى
        
    • مطلق
        
    • إيدين
        
    • والذي
        
    • ايدن
        
    • إدن
        
    • الّذي
        
    • ايدين
        
    • اللاتي
        
    • جارية
        
    Galdwell'in makalesine eşlik eden şu karikatüre bakın ve bana yenilikçi düşünürlerin tasvir edilişinde rahatsızlık verici birşey görüp görmediğinizi söyleyin. TED لننظر الى هذا الرسم الذي أُرفق مع مقالة غلادويل واخبروني ان رأيتم شيئاً غريب فيما يخص هذه الرسمة عن التفكير الابتكاري
    Sosyal sermaye, güven inşa eden itimat ve karşılıklı dayanışmadır. TED رأس المال الإجتماعي هو الاعتماد و الترابط الذي يبني الثقة.
    Bir de her şeyi kontrol eden bir Yapay Zekâmız vardı. TED ومن ثم كان لدينا الذكاء الصنعي الذي يتحكم في كل شيء.
    Bu işaret İndus yazısında, en çok tekrar eden işaret. Ne var ki sadece bu metinde peş peşe kullanılmış. TED هذه العلامة هي العلامة الأكثر شيوعا التي تحدث في النص الاندوسي، وانها الوحيدة في هذا النص انه تظهر كزوج مضاعف.
    Bu şu demek oluyor, şekli kontrol eden rakamlar, ben değilim. TED هذا يعني أن الأرقام هي التي تتحكم في الشكل، وليس أنا.
    2016'da bazı geyiklerin kaynağını araştırmaya başladım. Bunları yapan ya da yayılmasına yardım eden insanları da araştırmaya başladım. TED في عام 2016، بدأت في تتبع بعض هذه الأفكار لمعرفة مصادرها، والأشخاص الذين أنتجوها، أو جعلوها تنتشر بسرعة كبيرة.
    Sonra, arkasını dönecek böylece pozitif tepki ifade eden araştırmacı izliyor. TED بعد ذلك، تستدير حتى يشاهدها المجرب الذي أعرب عن استجابة ايجابية.
    Son unsur, bu şeylerin gerçekten gelişmesine yardım eden, ortaklıklardı. TED والعنصر الأخير الذي ساعدنا في تطوير هذه الأشياء كان الشراكة.
    O zaman, onu temsil eden çocukla dalga geçilir, alay edlilirdi. TED عندها يتعرض الطفل الذي يمثلهما للسخرية والتهكم والمضايقة التي لانهاية لها.
    Sanırım, eski günlerden kalıp, çalışmaya devam eden aramızdaki tek kişi senatör. Open Subtitles الشخص الوحيد من الايام الخوالى الذي لازال يعمل هو عضو مجلس الشيوخ
    Ama sen Fred Çakmaktaşı seçtin, özrü icat eden adam. Open Subtitles بدلا من ذلك اخترتي فريد فلينتستون الرجل الذي اخترع العذر
    Aman Allahım, buldular ! Bana yardım eden adam, onu uyarmalıyım ! Open Subtitles يا الهي لقد اكتشفو الامر ذلك الشخص الذي ساعدني على ان احذره
    Evet, işleyişi kontrol eden, burada ne olduğuna karar veren. Open Subtitles القاضي؟ نعم، الذي يسيطر على الاجراءات ويقرر ما يحدث هنا
    Karmaşık sistemler basit, kendine özgü kurallara göre hareket eden birçok etkileşimli parça barındırır ve bu yeni özellikler doğurur. TED إن الأجهزة المركبة لها العديد من الأجزاء المتفاعلة التي تتصرف وفقاً لقواعد بسيطة، فردية، و هذا يؤدي إلى خصائص ناشئة.
    Kralları enfekte eden parazitler ophryocystis elektroscirrha diye adlandırılıyor, söylemesi zor. TED الطفيليات التي تصيب فراشات ملك الملكة تسمى إفريوسيستيس إلكتروسيرا ممتلئة الفم
    Biz bu yapıyı, suyla çok fazla temas eden hayvanlarda görüyoruz ki bu suda yüzüş kontrolü için çok önemli bir şey. TED مرة أخرى، هذا شيء نراه في الحيوانات التي تقضي الكثير من الوقت في الماء، وذلك مفيد في التحكم في الطفو على الماء.
    Ve o yayınlandığında beraber olduğum o insanlardan telefon alıyorum ve bana kendilerini tebrik eden yüzlerce arama aldıklarını söylüyorlar. TED وعندما تم بثة تلقيت مكالمات من جميع الرجال الذين كنت معهم جميعهم يقولون لي أنهم تلقوا مئات من المكالمات تهنئتهم.
    Piyasa o kadar kötü düzenlenmişti ki, ilaçların fiyatını yediye katlayarak tedarik eden iki ayrı acentadan satın alıyorlardı. TED كانت السوق غير منظم على نحو مؤلم بحيث أنهم يشترون هذه الأدوية عبر وسيطين الذين يعزفون عليهم سبع مرات.
    Hayatımız boyunca bizi sağlıklı ve mutlu eden şeyler nedir? TED ما الذى يبقينا سعداء و بصحة جيدة ونحن نعيش حياتنا؟
    Amanda ve eden evliliklerini kurtarmak için son çaba olarak Dr. Gottman'ı ziyaret edecekler. Open Subtitles سيزور ماندي و إيدن دكتور جوتمان في محاولة وقائية أخيرة للحفاظ على زواجهما
    Mösyö Hugo Trent'le evlenmezseniz sizi bütün mirastan mahrum eden vasiyet. Open Subtitles الوصية التى ستحرمك من الميراث اذا لم تتزوجى السيد هيجو ترانت
    - Evet. Ateş eden kişi müdürü öldürmek isteseydi, ıskalamazdı. Open Subtitles إذا أراد مطلق النار المديرة ميتة، لم يكن ليخطئ هدفه.
    O öğleden sonra eve döndüm, ve üç yaşındaki tek yumurta ikizi kızlarım eden ve Tybee Feiler koşarak beni karşılamaya geldi. TED وذلك المساء .. عدت الى منزلي وكان هناك إبنتي التوأم ذوات الثلاث اعوام . إيدين و تيبي فيلير وقد جريا نحوي
    bobini şarj eden ve sonra e-sıvıyı buharlaştıran bir batarya TED وبطرية ترفع حرارة المُسـخِّن، والذي بدوره يُبخر سائل التدخين الإلكتروني.
    Aslında eden Prairie'de, şu okul alanında. Open Subtitles إنها في الواقع تدعى ايدن براري وهي مقاطعة مدرسية
    O zaman sen git! O kadar sıkıysan, eden, sen git! Open Subtitles اذا انت اذهبي إدن الى ذلك السباق
    Wade'a ateş eden O muymuş, bir sorun. Open Subtitles سل هذه القطعة من الفضلات إن كان هو الّذي أطلق النار على ويد اسأله..
    Sonra da benim sorunuma dönelim. eden'ın patronumla ilişkisi var. Open Subtitles وبعدها رجعنا إلي مشكلتي ايدين علي علاقة برئيسي
    İhanet eden kadın mı daha ahlaklıdır yoksa terkeden erkek mi? Open Subtitles ما الأكثر حيرة ، النساء الغير مخلصات أم اللاتي يهجرن الرجال؟
    İç güvenlik, devam eden bir davada hedef olabileceğine inanıyor. Open Subtitles الأمن الوطني يعتقد أنك قد تكون هدف في قضية جارية

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد