ويكيبيديا

    "ediyor" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يقوم
        
    • إنّه
        
    • تقوم
        
    • إنّها
        
    • يجعل
        
    • فهو
        
    • يجعلني
        
    • يقومون
        
    • يتحرك
        
    • يثير
        
    • زال
        
    • تشير
        
    • تساوي
        
    • يسبب
        
    • يساوي
        
    Evi çok iyi idare ediyor. Onsuz ne yaparız bilmem. Open Subtitles إنه يقوم بعمل رائع و لا أدري ماذا نفعل بدونه
    Çok seyahat ediyor ve hep meşgul. Bugün saat 12:30'a randevu aldım. Open Subtitles يقضى الكثير من الوقت فى السفر يقوم بالمحاضرات فى العديد من الوقت
    Listesi var, iki kez kontrol ediyor, olay ne ki? Open Subtitles إنّه يحتفظ بقائمة. ويتحقق منها مرّتين ما الجلل في ذلك؟
    Ve sonra, ateş ediyor olduğu fotoğrafı değiştirirsiniz. ve bu bir anda zalim ve ulaşılamaz bir hal alır. TED وبعد ذلك تقوم بتغيير الصورة التي يطلق عليها, وتصبح فجأة قاتمة نوعا ما, ويمكن أن تصبح أصعب في التصويب.
    Deriye ve yumuşak dokulara etki ediyor. Çok hızlı. Open Subtitles إنّها تؤثر على الجلد والأنسجة الناعمة, سرعة عملها..
    Bu kıyafetler vücut ısısını izole ediyor, ve adamlarımızı görünmez yapıyor. Open Subtitles هذه البزات تعزل حرارة الجسم ما يجعل الفريق خفيا بالنسبة للمخلوق
    Mısır'lıları yeniyor, onları Kızıldeniz'de boğuyor, şehirleri yok ediyor, kızıyor. TED فهو يهزم الفراعنة بإغراقهم في البحر الأحمر, ويدمر المدن, ويثور.
    Bildiklerim beni sadece insanlığa karşı değil Tanrının kendisine bile tehdit arz ediyor. Open Subtitles وما أعرفه الأن يجعلني خَطِراً ليس فقط على الناس بل على الإيمان بالرب
    Yalnızca programlandığı şeyi yapıyordu: Bulabildiği her şeyle bir şekilde gemiyi tamir ediyor. Open Subtitles إنه يقوم بما صُمم لأجله فحسب إصلاح السفينة بأي طريقة بأي شئ موجود
    Yalnızca programlandığı şeyi yapıyordu: Bulabildiği her şeyle bir şekilde gemiyi tamir ediyor. Open Subtitles إنه يقوم بما صُمم لأجله فحسب إصلاح السفينة بأي طريقة بأي شئ موجود
    Orası babamın arsası ve şu çirkin konutları inşa ediyor. Open Subtitles إنها أرض والدي، و، هو يقوم ببناء هذه الشقق البشعة
    Ama evde olmamanın işe yaradığını biliyorum. Seni motive ediyor. Open Subtitles أعلم أنّ تواجدك بعيداً عن المنزل يجدي، إنّه ما يحفّزك.
    Bu kesinlikle sizi beyinlerinde neler geçtiğini meraka sevk ediyor. TED إنّه حقاً يجعلك تفكّر، أنّك ترغب في معرفة ما الذي يحدث داخل أدمغتهم.
    Olay olduğunda odada olduğunu iddia ediyor. Open Subtitles إنّه يزعم أنّه كان بالغرفة عندما حدث الأمر
    O resim çıktığından beri karım kızımı etrafta teşhir ediyor. Open Subtitles أعني، منذ أن ظهرت هذه الصورة وزوجتي تقوم بالافتخار بها
    Çok hızlı ve çok sert hareket ediyor, ama görelim bakalım. Open Subtitles و هي تقوم بذلك نفسٌ بعد نفس، و يوم تلو الآخر.
    Şaka ediyor. Aldırmayın. Open Subtitles إنّها تمزح، لا داعى للقلق بشأن هذا الأمر
    Bütün kalabalıkla bir partide sohbet ediyor. O, bizim yıldız müşterimiz. Open Subtitles لاتقلقي, إنّها تتملّق الموجودين في حفل الكوكتيل
    Özür dilerim. Yatak o kadar yumuşak ki kan beynime hücum ediyor. Open Subtitles كما تعلم , المفارش خشنة للغاية مما يجعل الدم يندفع إلى رأسي
    Vücut ağırlığı için 10 miligram enjekte edilmesi vücudun tamamını hemen felç ediyor. Open Subtitles لكل 50 باوند من وزن الجسم فهو يسبب شلل وعجز تام على الفور
    Tamam lütfen bu dizlerin üstüne çökme olayı beni çok rahatsız ediyor. Open Subtitles حسنًا, حسنًا, بشأن ركوعك و ما شابه إنه يجعلني غير مرتاحٍ للغاية
    Bu kez öncü iki kuş diğerlerini uçmaya teşvik ediyor. Open Subtitles هذه المرة ، الطيور الرئيسيين يقومون بتشجيع الآخرين الى الهواء.
    Sadece yuruyerek MuhabirL Evet, su anda kesinlikle hareket ediyor. TED فقط عن طريق المشي. الصحفي: حسنا، من المؤكد أنه يتحرك.
    Sıradaki sanatçıyı yıllardır takip ediyor, toplumu anatomiye karşı meraklandırmasını izliyorum. TED الآن لقد تابعت الفنان التالي لسنوات عدَة، ورأيته يثير حماس العامة حول التشريح.
    Bu hayvanları müşterilere teslim ediyor ve mahallede kalıp kurban arıyor. Open Subtitles ثم يبقى في الحي ليجد ضحاياه وما زال هناك عنوانان هنا
    Tek tek bakacak olursak, bu belirtiler birçok rahatsızlığı işaret ediyor. Open Subtitles بشكل منفرد، مظاهر هذه الأعراض تشير إلى أي عدد من الجناة
    Bazı bilim insanları yer altında yaşayan mikrop kütlesinin Dünya'nın yüzeyinde yaşayan canlı kütlesine eşit olduğunu tahmin ediyor. TED إذ يقدّر بعض العلماء أنّ كتلة الجراثيم التي تعيش عميقًا تحت سطح الأرض تساوي كتلة جميع الأحياء فوق سطحها.
    Benimki $4 milyonun üzerinde para ediyor. Seninki dört etmez. Open Subtitles هذا يساوي 4 ملايين دولار محلك لا يساوي الا أربعه

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد