Uğruna her şeyi riske attığı beynini tutmak için elini alnına götürür. | TED | وضع يده على جبهته ليحافظ على عقله الذي به غامر بكل شيء. |
Bir gün, güvenlik görevlisinin, elini beton duvarda gezdirdiğini gördüm. | TED | في يوم ما، رأيت الحارس الأمني يمرر يده قبالة الجدار |
Orta uzaklıkta ben yine yanındayım ama elini tutmuyorum, çünkü henüz tam bir erkek değilim ama tutmak istiyorum. | Open Subtitles | فى منتصف المسافة اننى لا زلت معك لا أمسك يديك لأنه ليس من الرجولة و لكنى أريد |
Kimse kendi elini göremez. Diğerlerinin ellerine bakarak bahse girilir. | Open Subtitles | لا أحد يرى يده وكل فرد يراهن على يد الآخر |
Çocukken elini halıya sürtüp de hiç statik elektrik elde etmedin mi? | Open Subtitles | ،عندما كنتِ طفلةً هل سبق وفركتِ يدكِ على السجادة وصنعتِ كهرباء ساكنة؟ |
Sol elini destek olarak kullan. Biraz daha, işte böyle. | Open Subtitles | . اليد اليسرى في الخارج لتدعهما أكثر قليلاً ، حسناً |
elini kaldıran herkese, zamanlarını birine bakarak geçirdikleri için teşekkür ederim. | TED | شكرا لكل من رفع يده على الوقت الذى قضاه فى الرعاية |
Biliyor musun, bir arkadaşım elini kırmıştı ve alçıya almışlardı. | Open Subtitles | أحد أصدقائي منذ فترة مضت انكسرت يده ووضعها في جبيرة |
Daha sonra elini gömleğimin içine soktu ve göğsümü tuttu. | Open Subtitles | و من ثم وضع يده في قميصي وقام بمداعبة نهودي |
elini o çantaya koyup Hope'un çenesini açana kadar ölüm cezasına karşıydı. | Open Subtitles | قبل أن يدس يده بداخل الكيس ليخرج فكها كان ضد عقوبة الإعدام |
İki elini de direksiyona koy. Ben sinirli bir yolcuyumdur. | Open Subtitles | يديك على عجلة القيادة ، سيد جونز أنا مسافر عصبى جدا |
Hayır, hacı, suçlama fazla elini bu edepli-saygılı selam için. | Open Subtitles | أيها الحاج الصالح إنك تظلم يديك كثيرًا ولا آرى سوى الإخلاص سبًا لذلك |
Bırak onu da gelip elini uzat. | Open Subtitles | نيسي .. ضعي هذا جانبا و تعالي وضعي يديك هنا |
Küçük çaplı suçlarda bile ceza olarak hunharca suçlunun elini kesiyorlar. | Open Subtitles | حتى جرائم القاصرين تستخق العقوبة عن طريق يد المذنب بطريقة وحشية |
Sinatra'nın elini sıkmış birisi olarak daha iyi bilmen gerekir, Willie. | Open Subtitles | لقد صافحت يد سيناترا كان لا بد أن تدرك ما سيحدث |
Tıpkı evlenirken elini bana verdiğinde... hayatımın en güzel günü olduğu gibi. | Open Subtitles | تماما مثلما كان أفضل يوم في حياتي حين أعطيتني يدكِ عند زواجنا |
Bana elini ver... ve benimle gel... kendin olarak... harika olana doğru. | Open Subtitles | أعطني يدكِ وتعالي معي.. إلى خارج نفسكِ.. |
Bu da, bu işi yapan kişinin katiyetle sağ elini kullandığını gösteriyor. | Open Subtitles | وهذا يجعل الأمر جليا أن يكون الجاني ايمن اليد . وليس أعسرا |
Anneni ziyaret etmeye gittiğimizde elini tutmak istedim ama yapamadım. | Open Subtitles | عندما زرنا والدتك، أردت الإمساك بيدك لكنني عجزت عن ذلك |
Şimdi dik dur ve gözlerimin içine bak. Sağ elini kaldır.Yemin et: | Open Subtitles | إعتدل الآن، انظر في عيني وارفع يدّك اليمنى |
elini bir çekmeceye sokuyorlar ve biri tekmesiyle onu kapatıyor. | Open Subtitles | . يضعون يداك في الدرج شخصاً ما يغلق الدرج على يداك |
oğlunun elini tutmuş ona bakmış ve son nefesiyle ona demişki: | Open Subtitles | لقد أمسك بيد إبنه ونظر إلى عينيه وقال له بأنفاسه المحتضره |
Kavanozun kırıldığını duydum ve sonra da elini tutarak kaçtığını gördüm. | Open Subtitles | سمعت إنكسار الجرة و رأيته يركض خارجاً من الغرفه ممسكاً بيده |
Sol elini kullan dostum. Çok farklı bir his. | Open Subtitles | يا صاحب، استخدم يدكَ اليسرى فحسب يكون الشّعور مختلفاً تماماً |
Yemeğe oturmadan önce elini yıkamadın değil mi? | Open Subtitles | لم تغسلي يديكِ قبل أن تجلسي للعشاء، أليس كذلك ؟ |
Bugün onun elini tuttuğumda, vücudumun başka bir bölgesine yönlendirmedim. | Open Subtitles | اليوم امسكت بيدها بدون ان اقم بتوجيهها نحو اى شيىء |
Yakın ailesinde ya da arkadaşlarının arasında herhangi bir çeşit akıl hastalığından muzdarip birileri varsa elini kaldırsın. | TED | إرفعو أيديكم إذا كنتم تعرفون أحدا من العائلة أو دائرة الأصدقاء يعاني من مرض عقلي |
Doaa bacaklarını göğsüne çekmiş oturuyordu, Bassem onun elini tutuyordu. | TED | "دعاء" كانت جالسة وأرجلها محشورة وملاصقة لصدرها "باسم" يمسك يديها |