ويكيبيديا

    "en kötü" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • اسوء
        
    • أسوأ
        
    • اسوأ
        
    • بأسوأ
        
    • الأسوء
        
    • وأسوأ
        
    • اسوا
        
    • بأسوء
        
    • أسوء
        
    • الأسوأ في
        
    • اسواء
        
    • أسوا
        
    • أسواء
        
    • وأسوء
        
    • أصعب
        
    Eğer bugün sana olan en kötü şey buysa, kendini şanslı say. Open Subtitles لو كان هذا اسوء ما حصل لك اليوم ، فاعتبر نفسك محظوظ
    O halde bu ay geçirdiğin en kötü randevu bu değilmiş. Open Subtitles حسنا.اذا فأن هذا لم يكن حتى اسوء موعد لك هذا الشهر
    Bu en kötü günümde bile birazcık iyi hissetmek için, biraz üretken hissedebilmek için yapabileceğim herhangi birşey olabilirdi. TED والتي كانت أي شيء يمكنه حتى في أسوأ أيامي أن يجعلني أشعر أفضل ولو قليلاً أكثر انتاجية بشكل بسيط
    en kötü senaryoda, her yıl 10 trilyon kilovat saatten fazla elektrik ihtiyacımız olabilir, üstelik bu 2100 yılında sadece soğutma için gerekli. TED في أسوأ الظروف، قد نحتاج لأكثر من 10 تريليونات كيلو وات ساعة من الكهرباء كل عام، فقط من أجل التبريد، بحلول عام 2100.
    İşin en kötü yanı O'nu öldüren kişi ben değildim. Open Subtitles وما جعلها اسوأ اننى لم اكن الشخص الذى قتل سكوموتو
    Ekonomistler eşitsizliğin Büyük Bunalımdan beri en kötü seviyeye ulaştığını söylüyor. Open Subtitles والمقياس الاقتصادي بأسوأ أحواله: َ ولكن الأغنياء يزدادون غنى.َ
    Olabilecek en kötü şey, bunun içi kendini asla affedememen. Open Subtitles الأسوء أنك لن تستطيع أن . تسامح نفسك على هذا
    Ve annem bunun en kötü anlarımda bile beni, daima koruyacağını söylemişti. Open Subtitles و قالت لي امي انه سوف يحميني دائما حتى في اسوء الظروف
    "Kafeinli meyve sularından" sonra en kötü fikir olarak görüyor. Open Subtitles تقول انه اسوء فكرة منذ اختراع علب العصير مع الكافيين
    Eğer bugün başıma gelen en kötü şey buysa, kârlıyım demektir. Open Subtitles لو ان اسوء شيء حصل هو ما حصل اليوم فانا اقبل
    Eğer bunu görüyorsanız ve bir bakteri iseniz bu sizin en kötü kabusunuzdur. TED إذا رأيت ذلك ، و كنت بكتريا، فإن هذا أسوأ كابوس مرّ عليك.
    Sonradan fark etmişler ki en kötü tıbbi sorunlar solunumla alınan parçalardan kaynaklanmış. TED واكتشفوا مؤخرًا أنّ الكثير من أسوأ المشاكل الطبية جاءت من الجسيمات يتنفسها الناس.
    Yaşlılık bir insanın başına gelebilecek en kötü şey değil. Open Subtitles التقدم في العمر ليس اسوأ شيء يمكن أن يحدث للشخص
    Ekibin şefi olarak, başına gelebilecek en kötü şey adamlarını kaybetmektir. Open Subtitles بصفتي قائد الفريق اسوأ ما قد يحدث هو ان تخسر رجل
    Öfkeden deliye dönüp bana dünyanın en kötü insanı olduğumu söylemeliydin. Open Subtitles كان عليك ان ترتعب وتقول لي انني اسوأ شخص في الوجود
    Suçlamalar, kardeşin Al Donelynin seçim kampanyasının en kötü anında geldi. Open Subtitles هذه الاتهامات الموجهة حول الاحراق المتعمد أتت بأسوأ وقت ممكن يكون لاخيه آل دونالي المرشح لقصر المحافظة
    Tüm bunların içindeki en kötü taraf hayatımı kaybetmek değil. Open Subtitles .. الشئ الأسوء فى كل هذا الآمر ليس فقدانى لحياتى
    Bu da bize sınıftaki en kötü çocuk olma şansını veriyor. Open Subtitles قد يكون أكبر وأسوأ فتى في الصف يعبر ويقوم بذلك أيضاً
    Burada başıma gelebilecek en kötü şey... bir soda şişesine takılıp düşmek herhalde. Open Subtitles اكتشفت ان اسوا شيء من الممكن ان يحدث اننني من الممكن ان ارحل
    en kötü tavırlılardan başlayalım, ailelerinin adlarını öğrenip Garcia'ya gönderelim. Open Subtitles فلنبدأ بأسوء سلوك فلنحصل على اسماء الوالدين ولنرسلهم الى غارسيا
    2015 yılında, güneydoğu Brezilya'da bir demir cevheri madeninde iki baraj çökmüş, ülke tarihindeki en kötü çevre felaketlerinden birine neden olmuştu. TED في عام 2015، سقط سدّان في منجم للحديد الخام في جنوب البرازيل، مما تسبب في إحداث أسوء كارثة بيئية في تاريخ الدولة.
    Neden Suriyeli mülteciler için geniş çaplı bir yeniden yerleştirme programı yok? zamanımızın en kötü savaşının kurbanları. TED لماذا لا يوجد برنامج ضخم لإعادة توطين اللاجئين السوريين، ضحايا الحرب الأسوأ في عصرنا؟
    Benim için, öldürmek hayal edebildiğim en kötü şey değil. Open Subtitles بالنسبة لي , اسواء الاشياءالتي ممكن تخيلها القتل ليس منها
    Yapabilecekleri en kötü şey, beni şu kasvetli ülkelerinden yollamak olur. Open Subtitles أسوا ما يمكن أن يفعلوة أن يرسلوني خارج هذه البلاد الكئيبة
    Balayında seni kampa götürdüm, ki şu ana kadar ki en kötü fikir. Open Subtitles ، أخذتكِ للتخييم في شهر عسلنا . التي تبدو أنها أسواء فكرة إطلاقاً
    en kötü senaryo şu, stafilokok gibi, ki hala ona karşı etkili bir antibiyotik var, basit bir mikrobun mutasyona uğraması. Biz stafilokok'un muhteşem TED وأسوء الإحتمالات هي أن جرثومة بسيطة ، مثل المكورات العنقودية ، والتي لدينا لها مضادا حيويا فعالا ، قد تتطور.
    Dünyadaki en kötü şeylerden biri çocuğunun cesur olmaya çalışmasını izlemektir. Open Subtitles أصعب شيء في العالم رؤية طفلك يحاول أن يتشجع

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد