ويكيبيديا

    "farkı" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الفارق
        
    • فرق
        
    • الإختلاف
        
    • يختلف
        
    • مختلف
        
    • مختلفة
        
    • الاختلاف
        
    • فارق
        
    • الفرق
        
    • تختلف
        
    • اختلاف
        
    • التمييز
        
    • إختلاف
        
    • مختلفاً
        
    • مختلفا
        
    Elma şarabıyla elma suyu arasındaki farkı çoğu insan bilmiyor. Open Subtitles لعلمك، معظم الناس لا يعرفون الفارق بين شعير وعصير التفاح.
    Ya kadınlar? Çalışma 15 -- erkeklerden hiç farkı yok. TED ماذا عن النساء؟ الدراسة رقم 13: لا فرق بينهن والرجال.
    İyi makyaj, doğru peruk ve kimse aradaki farkı anlamaz. Open Subtitles أي شغل تركيب جيد والباروكة الصحيحة، ولا أحد يعرف الإختلاف.
    Hayaletin onu öldürmesini engellemiştik. Bu durumun farkı ne? Hayalet. Open Subtitles أنقذناها مِن الموت على يد الشبح، فكيف يختلف هذا الأمر؟
    Yeni ve farkı bir şey yapmak heyecan verici olabilir. Open Subtitles ربما سيكون حماسي ذا قمنا بعمل شيء جديد و مختلف
    Tüm yayın ağları peşimdeydi ve farkı gazetelerden isteklerim vardı. Open Subtitles كل الشبكات تطاردني و تلقيت طلبات عديدة من صحف مختلفة
    Tek farkı, liflerin farklı düzenlenmiş olması. TED لكن الاختلاف الوحيد ان الالياف تنتظم بصورة مختلفة.
    Tek farkı onların sürüsü bizdik. Evet, her yerde böyle yapıyorlar gibi görünüyor. Open Subtitles مع فارق ، أننا كنا قطيعهم هم إنهم يفعلون ذلك فى كل مكان
    Neredeyse özdeş bu iki adama yaklaşımlar arasındaki farkı ne açıklayabilir? TED ماذا يمكن أن يفسّر الفرق في ما حدث لهذين الرَجُلين المتشابهين؟
    Bir kere daha oynayabiliriz, ve o da farkı anlamaz. Open Subtitles يمكن أن نحصل على جولة أخرى وهي لن تعرف الفارق
    Ona göre buradaki farkı yaratan Tom olabilirmiş çünkü o adapte olalı yıllar geçmiş, diğerleri için sabit bir örnek olabilir. Open Subtitles إنه يعتقد بأنه توم الذي عامل الفارق هنا لإنه حصل على سنوات كثيره حتى تكيّف ربما هو يعمل كقوه راسخه للأخرون
    - Hala Santana ve Karofsky'den yarım puan öndeyiz ve kampanya stratejimiz gözdağı vererek ve korkutarak aradaki farkı kapatmak. Open Subtitles ما زلنا نتقدم على سانتانا و كروفسكي بنصف نقطة لذا أستراتيجية حملتنا هي أن نقلل الفارق بيننا بأستعمال مزيج من
    Dünya ile uzaydaki soğuk arasında büyük bir sıcaklık farkı var. TED يوجد فرق درجات حرارة كبير بيننا هنا على الأرض وبين برودة الفضاء.
    Şu anda Mars ile zaman farkı yaşamamızın sebebi, bir Mars gününün bir Dünya gününden daha uzun olması. TED السبب وراء وجود فرق في التوقيت على المريخ الآن، عن الوقت الذي نحن فيه هو أن اليوم المريخي أطول من يوم الأرض.
    Seninle aramızdaki farkı anlayabilmen için sen yalvarmadan hayatını bağışlıyorum. Open Subtitles سترى الإختلاف بين نفوسنا فأنا أهبك حياتك قبل أن ترجونى
    Ama düşman kuvvetleri ile gücü farkı ile hayal kırıklığı. Open Subtitles ولكن جيشه حارب الإختلاف كادت المملكة على وشك أن تُهزم
    Onu öldürmenin çözüm olmadığını söylemiştin. Onu taşa çevirmenin ne farkı var? Open Subtitles و قلتِ أنّ قتلها ليس الحلّ فكيف يختلف الأمر بتحويلها إلى حجر؟
    Birinci İntifada sırasında, Filistin sivil nüfusunun bütün katmanları harekete geçti, kuşak farkı, hizip ve sınıf farkı tanımadı. TED خلال الانتفاضة الأولى، تحركت جميع قطاعات المجتمع المدني الفلسطيني، من مختلف الأجيال والفصائل والطبقات الاجتماعية.
    Emma'nın buraya gelen diğer sorunlu çocuklardan ne farkı var? Open Subtitles هل هي مختلفة عن الصغار القلقون الذين جلبناهم إلى هنا؟
    Bu yüzden bilgisayarlar her ne kadar tek başlarına en zeki dolandırıcılar dışındakileri yakalayabilseler de, en zeki olanları yakalamak başarı ile fiyasko arasındaki farkı oluşturuyor. TED ولمدة كانت الحواسيب قادرة على اصطياد كل شيء إلا المحتالين الأكثر ذكاءاً، اصطياد الأذكى هو الاختلاف بين النجاح والفشل
    Çünkü Max'le aramamızda yaş farkı vardı ve hala bu evde yaşıyorum. Open Subtitles بسبب فارق العمر بيني و بين ماكس لأنني مازلت مقينة في المنزل
    Sıcaklık farkı her yeri bembeyaz yapmıştı, sıfır görüş mesafesi. TED وجعل الفرق في درجات الحرارة كل شيء أبيض، كان بياضاً.
    Aramızda fazla yaş farkı olmadığı için biraz gülünç oluyor. Open Subtitles إنها سخافة , بما أن أعمارنا لا تختلف بشكل كبير
    Çok şekerdir. Özür dilerim. Bu saat farkı çok garip. Open Subtitles آسف على ذلك الأتصال انه فقط من أجل اختلاف الوقت
    Unutmayalım ki, insanlarla makinalar arasındaki belirsiz farkı insani özelliklere bağlamak aptalcadır. Open Subtitles ولنسيان هذا لطمس التمييز بين الإنسان والآله ووصفهم بصفات الإنسان هو حماقه
    Listeye baktığınız zaman bu kitaplar ve benim kitabım arasında neredeyse hiç performans farkı olmadığını görüyorsunuz, TED وعندما تنظر إلى القائمة تدرك، تعرف، أداء حكيم، هناك بالكاد أي إختلاف بين هذه الكتب أو خاصتي
    Bu ülkedeki herhangi bir bekâr kadından farkı yok yani. Open Subtitles هذا لا يبدو مختلفاً عن معظم الفتيات العازبات في المدينة
    Ama bunun diğer günlerden bir farkı olmaz değil mi? Open Subtitles ولكن كيف سيكون ذلك مختلفا ً من أي يوم آخر؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد