Ardından daha fazlası buna katıldı ve projeyle daha fazla ilgili oldular. | TED | وثم قام المزيد منهم في عمل ذلك. وأصبحوا أكثر اهتماماً في المشروع. |
Daha fazlası var ama bir kısmını başkasına söz verdim. | Open Subtitles | ، لدي المزيد الآن لكني وعدتُ بحصة من هذه الدفعة |
Biliyorum ve eminim o taşlı noktada bundan çok daha fazlası var. | Open Subtitles | إن أنفي يخبرني بأن هناك المزيد من الأشياء الجيدة في تلك الصخور |
Sadece savaşta silahla ateş edebilmekten çok daha fazlası vardır. | Open Subtitles | إنه اكثر من كونك قادر على إطلاق النار في المعارك |
Şuna bak. Senin ve benim hayatımız boyunca göreceğimiz polenden fazlası. | Open Subtitles | انظر لهذا , هذا طلع أكثر مما سنراه في حياتنا كلنا |
Kendimi daha net bir şekilde görebiliyorum da ve istediğim şeyin makul olarak istenebilecek olandan daha fazlası olduğunu anlayabiliyorum. | TED | ولكن يمكن أن أرى نفسي بوضوح أكثر، وأستطيع أن أعترف بأن ما أريده في بعض الأحيان هو أكثر من المعقول. |
Ama daha fazla hatırlamaya çalıştıkça, daha fazlası çözülmeye başlıyor. | Open Subtitles | لكن أيضآ أحاول أن أتذكر المزيد عن كل البدايات لأكتشفها |
Ama daha fazla hatırlamaya çalıştıkça, daha fazlası çözülmeye başlıyor. | Open Subtitles | لكن أيضآ أحاول أن أتذكر المزيد عن كل البدايات لأكتشفها |
- İki sokak ötede zombi gördüm. Burada fazlası olabilir. - Gidelim buradan. | Open Subtitles | رأيت فارغو العقل على بعد شارعين، لربما يكون هناك المزيد هنا، المكان ممتلئ |
Suçların vahşi ve hedef odaklı doğasına bakarsak daha fazlası olabilir. | Open Subtitles | الطبيعة العنيفة و الاستهدافية لهذه الجرائم تشير الى امكانية حصول المزيد |
Evet, ama eğer bu bebek doğarsa, bu dava için fazlası demek. | Open Subtitles | نعم ، ولكن هذا يعني المزيد من الدعاوي في حال ولادة الطفل |
Bir miktar suyumuz var ama daha fazlası da fena olmazdı. | Open Subtitles | لدينا القليل من الماء لكنّنا متأكّدين أن بإمكاننا الإستفادة من المزيد |
Her şeyi aldığımızdan emin olmalıyız. Daha fazlası da olabilir. | Open Subtitles | تأكدو ان نحصل على كل شي قد يكون هنالك المزيد |
Umarım ki buraya daha temiz bir vicdandan fazlası için gelmişsindir. | Open Subtitles | فآمل أن تكوني هنا من أجل شيء اكثر من ضمير نظيف |
Avantaj bizden yana. Daha da fazlası onlar bir olayı küçümsüyor. | Open Subtitles | الأفضلية لنا اكثر من اي شيء آخر هم يحتقرون موقع الأحداث |
Dişini fırçalarken 250 dolar hayatım boyunca gördüğüm paradan daha fazlası. | Open Subtitles | د، وهو يفرش أسنانه هذا المبلغ أكثر مما رأيت طوال حياتي. |
Birinden fazlası lazım bize. Bu işi silahsız da halledebiliriz. | Open Subtitles | هذا السلاح أكثر مما نحتاجه بإمكاننا القيام بذلك بدون أسلحة |
Doktor olmak için karıncık arteriyle ilgili konuları ezberlemekten daha fazlası olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن إهتمامي لكي أكون طبيب أكثر من معرفة الحقائق حول الشريان البطيني |
Yani adamın bencil bir piç olduğunu söyledim ama bu daha da fazlası. | Open Subtitles | أعني، لم اتوقع انك اناني لهذه الدرجة ، ولكن هذا يتعدى الحدود بكثير. |
Bence bu işte basit bir aile birleşmesinden çok daha fazlası var. | Open Subtitles | الأمر أكبر من هذا لا أعتقد أن هذه حلفة لم شمل إعتيادية |
Bunun için kafayı bulmuş bir yeniyetme kızın edebileceği laflardan fazlası gerekir. | Open Subtitles | يتطلب الأمر أكثر من سماع كلمات مراهقة سكيرة لتحتال علي شهوتى تجاهك |
Daha fazlası lazım. 50'lere ait herhangi bir kâğıt olabilir. | Open Subtitles | سنحتاج لأكثر من هذا، قد تكون .أيّ ورقة من الخمسينات |
Şunu görüyorlar ki dünyada Washington meydanından fazlası da vardır. | Open Subtitles | هناك الكثير في العالم اكبر من ساحة واشنطن |
- Yüzüne bir bakın. Konuştuklarından daha fazlası kafasından geçiyor gibi. | Open Subtitles | من النظرةِ على وجهِه، كَانَ فى رأسه أكثر مِنْ مجرد الكلام |
Dişlerindeki kanı anca temizledin ve daha fazlası için açsın. Buna zayıflık de. | Open Subtitles | أنت بالكاد تغسل الدّم من أسنانك وتشتاق للمزيد |
Tüm bu zaman boyunca senin için bir hikâyeden fazlası olduğumu zannediyorum. | Open Subtitles | كل هذا الوقت كنت أظن أننى لست أكثر من مجرد قصة تافهة |
Aslında kendimi hep bunun bir işten daha fazlası olduğuna inandırdım. | Open Subtitles | لقد سمحت لنفسي أن أتوهم.. أن الأمر كان يتجاوز علاقة العمـل. |
Fakat iş gücü piyasasının bu köşesi için daha fazlası var mıdır? | TED | ولكن هل من الممكن القيام بالمزيد لهذا الجانب من سوق العمل؟ |
Bazı insanlar ihtiyaçları olan tedaviyi alamıyorlar fakat o insanlardan daha fazlası da gerektiğinden çok tedavi alıyor. | TED | فبعض الناس لا يتَلقّون العلاج الذي يحتاجونه، بينَما يوجد جُزء أكبر بكثير منكم يتَلقّون علاجًا أكثر ممّا تستدعي حالتهم. |