Ah sevgi, gözleri bağlıyken bile, Nasıl da görür, yolunu seçer dilediğince. | Open Subtitles | من المؤسف أن يرى الحب الذي يتحسس الطيق سبيلا لتحققه دون أعين |
Bir yırtıcı yalnızca av görür, Savannah da aynen o şekilde görünecektir. | Open Subtitles | المفترس لا يرى إلا الفريسه وهذا بالضبط ما ستكون سفانا بالنسبة لها |
Göz geleceği görmez. Sadece şimdinin ve geçmişin gerçekliğini görür. | Open Subtitles | العين لا ترى المستقبل , فقط حقيقة الآن وقبل ذلك |
Birinin adını ve yaşam süresini ona baktığı zaman kafasının üstünde görür. | Open Subtitles | يمكنها أن ترى أسماء البشر وفترة حياتهم عند رؤوسهم عندما ننظر إليهم |
Onu görür görmez aradığının o olduğunu anlayacaksın. Benimde istediğim bu. | Open Subtitles | حالما رأيتها، عرفت أنهـا من تريدها هذا ما أريـده أنا أيضـاً |
Ciddiyim, bu, sizin seviyenizdeki kan meraklılarının işini görür ama garanti veremem. | Open Subtitles | لا، لكن بجدية، هذا قَدْ أوفِ بالغرض على مستوى دخولِكَ حشّاشو دمِّ، |
İlk ışık parıltısını görür ve o andan üç gün sonraya kadar havanın nasıl olacağını bilirdi. | TED | انه يرى اول بصيص من الضوء وهو يعلم كيف سيكون الطقس في ال3 ايام القادمة |
Ama bir müteahhit sadece bir şey görür: Müşteriler. | TED | كذلك، يرى المطورون شيئا واحد فقط: عملاء. |
Silahı görür, silahın namlusunu. | TED | يرى رأس البندقية، الذي يصبح فجأة عملاقاً |
O kendisini bir çöplük gibi görürken, başkası onu nasıl kahraman olarak görür? | TED | كيف يمكن لأحد أن يراه بطلاً و هو يرى نفسه قمامة؟ |
buraya gel, kanatların çırpıldığını görünce, ne olduğunu merak ediyor, ve geliyor... ..orada şişman ve yaşlı bir kuş görür, ve onun kokusunu duyar... ..o aslında çürümüş balık kokusudur..., o zaman yemek ister... | Open Subtitles | هنا ، عندما يرى خفقان اجنحة السنونو سيفرح عندما يرى طير سمين |
Onu yakalayıp General'e sunarsak bizde hâlâ iş olduğunu görür. | Open Subtitles | سوف نقبض عليه سنجعل الجنرال ترى أننا لازلنا الفريق الافضل |
Bir şey görür, ona hiç alakası olmayan anlamlar yüklersiniz. | Open Subtitles | أعني، أنت ترى شيئا وتظن أنه يعني شيئا لا يعنيه، |
Aslında birçok insan bu yığınlara baktığında çöp görür. | TED | والآن عندما ترى هذه الجبال أكثر الناس تراها على أنها مجرد نفايات |
Ordan da ancak 50 bin kişiyi bulan seyircileri görür dökülen kanları çok az. | TED | من هناك، سوف تحصل على منظر جيد من بين 50،000 متفرج ولكن سوف ترى في الطريق قليلاً من الدم والمبارزة. |
Yemin ederim, TV'de resmini görür görmez o adam olduğunu anladım. Buradan. | Open Subtitles | أقسم، حالما رايت الصورة على التلفاز عرفت أنه هو ، من هنا |
Tek ihtiyacımız bir oyun kartı. Herhangi bir kart işimizi görür. | TED | كل ما نحتاجه هو ورقة لعب. أي ورقة ستفي بالغرض. |
Bu odayı terketmeyin, çünkü eğer bunu yaparsanız, herkes bu berbat yaraları görür. | Open Subtitles | لا تغادروا هذه الغرفة، لأنكم إذا غادرتموها سيرى كلّ شخص تلك الندب القبيحة |
Eğer biri görür veya duyarsa, itibarım iki paralık olur. | Open Subtitles | هل أحد سمع أو رأى عن هذا فئة ممثلينى مخربة |
Bu silah kesin işini görür, eğer nişan alırken destek alabilecek bir çit bulabilirsen! | Open Subtitles | انه سيفي بالغرض لو وجدت من تبارزينه عندما تصوبي هذا المسدس نحوه |
Tekno cd'leriyle annesinin verdiği partide çalışan ve "Return to Gorm"... okuyan bir zavallıyı görür görmez ruh eşi olduğunuzu anlayacak. | Open Subtitles | طبعاً سترى الغريب الذي يعمل في حفلة والديها بسيديهات التيكنو 160 00: 07: 48,800 |
Her gece seni karının bacağını öperken görüyorsam üçüncü ve dördüncü sıranın sonundakiler de görür! | Open Subtitles | انجيير , إنتبه لنفسك لأنني اراك يقبل رجل زوجتك كل ليلة و كذلك يراك المشاهدين في الصفوف الثلاثة او الاربعة الاولى |
Gözlerden uzakta, yalnız olduğunda onu nasıl görür. | Open Subtitles | كيف يمكن أن يراها و هى وحدها, فى خصوصية؟ |
Ama bu harika olur. - Bütün dünya bizi görür. | Open Subtitles | لكن هذا سيكون رائعاً جداً سيرانا العالم أجمع |
Önümüzdeki akıntının yanında düz alan var. İşimizi görür sanırım. | Open Subtitles | . هناك أرض مستوية أمامنا بجانب النهر اعتقد أنها ربما تفي بالغرض |
Önde giden bir örnek. Böylece karanlıktakiler ışığın gücünü görür. | Open Subtitles | لكى يروا هؤلاء الذين فى . الظلام قوة النور |