Gördüğünüz gibi, Batıda, temel ekonomik ve sosyal birim, ... ...bireydir. | TED | ترى ، في الغرب ، الوحدة الاقتصادية والاجتماعية الأساسية هي الفرد. |
Karşınızda Gördüğünüz... iki ayaklı etoburun gelişmesi tam 60 milyon yıl sürdü. | Open Subtitles | أخذ حوالي 60 مليون سنة لتطوير آكل لحم ذو القدمين ترى أمامك |
Bu kültür hakkında bir kitap, ve, Gördüğünüz gibi, kültür hızlıca etrafa yayılıyor | TED | هو عبارة عن كتاب عن الثقافة وكما ترون ان الثقافة تتأرجح بشدة هنا |
Burada Gördüğünüz gibi Pleurobot yürüyebiliyor ve ileride göreceğiniz gibi aynı zamanda yüzüyor. | TED | كما ترون هنا، بليوروبوت يستطيع المشي، و سترون لاحقًا، أنه يستطيع السباحة أيضًا. |
Burada Gördüğünüz prototip tek bir yolcu ve valiz taşımak üzere tasarlandı. | TED | النموذج الأوليّ الذي تراه هنا تمّ تصميمه لحمل راكب واحد مع أمتعته. |
Muhteşem birşey. Yani o küçük adamı ilk Gördüğünüz an... | Open Subtitles | إنها جميلة فقط.أعني المرة الأولى التي ترين فيها شخص صغير |
Gördüğünüz gibi 1960'lardan beri onu tek parça haline getirmeye çalışıyoruz. | Open Subtitles | كما ترى من الاصلاحات كنا نحاول اعادة تجميعها منذ عام 60 |
Gördüğünüz gibi Memur Bey, bize teslim etme konusunda acele etmelisiniz. | Open Subtitles | كما ترى أيها الضابط، الأمر مستعجل وعليك أن تعيده لنا حالا |
- Çok. Servetimiz bayağı çok. Burada Gördüğünüz her şey antikadır. | Open Subtitles | نحن نساوي الكثير من المال أيما ترى هنا فهو من التحف |
Gördüğünüz gibi şehrin bu kesimindeki sokaklar çok dar ve eski. | Open Subtitles | كما ترى, الشوارع فى هذة الناحية من المدينة ضيقه وقديمه للغاية0 |
Yani Gördüğünüz gibi, Geniilara olan tehdit geldi ve gitti. | Open Subtitles | لذا .. فكما ترى ، التهديد للجيناى جاء و إنتهى |
Gördüğünüz gibi, etçil bir hayvan değil; onunla birlikte yüzebilirsin. | TED | إنه لا يأكل اللحوم لذا تستطيعون السباحة معه، كما ترون. |
Bence aynısı listenin en üstünde Gördüğünüz tüm eyaletler için de geçerli. | TED | ينطبق الشي نفسه، باعتقادي، علي كل هذه الولايات التي ترون بأعلي القائمة. |
Yaptıkları deney işte şuydu. Gördüğünüz gibi bobinler biraz büyük sayılırlar. | TED | هذه كانت التجربة ، حيث ترون هنا لفة الأسلاك كانت أكبر |
Bu aynı bölgede benim bir yıl önce çekilmiş fotoğrafım Gördüğünüz gibi oksijen maskesi ve solunum cihazına bağlıyım. | TED | وهذه صورة لي في نفس المكان .. ولكنها قبل عام وكما ترون فإني أضع قناع الأكسجين مع منظم تنفس |
Arkamda Gördüğünüz gibi Powell Millenium'un simgesi, dev metal küre yerde yatıyor. | Open Subtitles | وكما ترون خلفى الكون الكبير المعدنى هذا هو شعار ألفية باول يتحطم |
Ve burada Gördüğünüz şekilde sonuçlanır, bir rasyonalite sonucu olduğunu düşünmeyeceğiniz bir biçimde. | TED | وتقوم بـاستنتاج الشيء الذى تراه هنا والذي لن تتوقع أن يكون نتيجة للمنطق |
Şu anda Liberya'da Gördüğünüz en büyük problem sizce nedir? | TED | ،في هذه اللحظة في ليبيريا ما الذي ترين أنها القضية الرئيسية التي تؤرقك؟ |
Robot, Gördüğünüz lambanın aynısıydı ve ona iki beyin koydum. | TED | الروبوت هو نفس الضوء الذي ترونه و وضعت داخله دماغين |
Rüya kitabı, Gördüğünüz herhangi bir rüyayı alır ve onu şanslı sayılara dönüştürürdü. | Open Subtitles | كتاب الأحلام هذا يستطيع تحويل أي حلم رأيته أثناء نومك إلى رقم محظوظ |
Burada Gördüğünüz genişleyen bakteri topluluğu bir insan saçının eni kadardır. | TED | المستعمرة البكتيرية المتنامية التي ترونها هنا هي عن عرض شعر الإنسان. |
Ve esasen yaptığımdan elde ettiğim sonuç işte şu Gördüğünüz tahta baskı kalıbıydı. | TED | ويمكن ان تروا هنا الاخشاب المقطعة .. والتي قمت بتحضيرها .. |
Bu varyasyonlar ses dalgalarını ateşledi, tıpkı burada gölde Gördüğünüz dalgalanmalar gibi. | Open Subtitles | هذه التغيرات تحدث موجات صوتية تمام مثل هذه التي تراها في البحيرة |
Okuldan veya işten eski bir arkadaşınızı en son Gördüğünüz zamanı düşünün. | TED | فكروا في آخر مرة رأيتم فيها زميل دراسة قديم أو زميل عمل. |
Bütün sabahı, eşinizi en son Gördüğünüz anı defalarca düşünerek geçirdiğinize inanıyorum. | Open Subtitles | اظن انك امضيت كل فترة الصباح مراجعا في رأسك اخر مرة رأيتها |
Ve dediğim gibi, ilacın çok azını veriyorduk ve etkisi haftalarca sürdü, yani antidepresanlarda Gördüğünüz şeyler gibi değiller. | TED | وكما قلت، أعطينا مقدارً ضئيلاً من العقار، والذي دام لأسابيع، وهو لا يشبه أي شيء رأيتموه مع مضادات الاكتئاب. |
Gördüğünüz gibi kız gayet uygun biçimde "hadi lan!" diyor. | Open Subtitles | هل تري ذلك كما قالت الفتاة تماما ، آه ه ه |
Gördüğünüz gibi efendim, çok fazla bir seçeneğiniz yok. | Open Subtitles | حسناً، تَرى يا سيدي هذا ليسَ خَياراً حقاً |
Gördüğünüz gibi ne bir acemilik ne de bir resmiyet var. | Open Subtitles | نحن هنا بسطاء كما تريان لارسميات ولا أشياء غريبة |