ويكيبيديا

    "gümüş" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الفضة
        
    • الفضية
        
    • الفضي
        
    • فضة
        
    • فضية
        
    • فضي
        
    • الفضّة
        
    • سيلفر
        
    • الفضيّة
        
    • الفضّي
        
    • الفضيه
        
    • فضّية
        
    • فضيّة
        
    • فضيه
        
    • بالفضة
        
    Yolun sonunda en büyük sihiri barındıran gümüş bir sandık var. Open Subtitles فى نهاية هذا الطريق صندوق من الفضة يحتوى على أعظم سحر
    gümüş madeni sıfırı tüketti. Zaten fazla bir şey de yoktu. Open Subtitles قصة منجم الفضة الخاص بنا استهلكت لم تكن جيدة لنبدأ بها
    gümüş sahillerin uğultusunun... ..deniz kabuklarından duyulduğu o diyardaki neşeye aşkın kanatlarıyla uçacağız. Open Subtitles حيث أصوات الشواطئ الفضية نسمع صداها في كل صدفة للمتعة التي ستعطيها الأرض
    Senle konuştuktan sonra, Benim gümüş Porsche'um çevrede hızla giderken görülmüş. Open Subtitles بعد أن تحدثت معك سياتي البورش الفضي شوهدت تسير مسرعه بالطريق
    Bazı kültürlerde hala ölülerin gözlerine para yerleştirilir. Ya da gümüş. Open Subtitles حسنا بعض الحضارات لازالت تضع ثوما في اعين الاموات او فضة
    Çok ilginç görünüyor, ama daha önce gümüş meteor taşı hiç görmedim. Open Subtitles ذلك يبدو مثيراً جداً، لكني لم أرى صخرة نيزك فضية من قبل
    Ufak gümüş bir şey. Sonra birden büyük bir şangırtı oldu. Open Subtitles نعم ، خلاط فضي صغير ، بعدها حدث ذلك الحادث الفظيع
    Joe, bir avuç gümüş için kendini satmazsın değil mi? Open Subtitles جو , أنت لن تبيع نفسك مقابل حفنة من الفضة
    Ünlü doktor Pahotep tam bin gümüş parçasının altında can verdi. Open Subtitles وزير التجارة الأعظم سحق حتى الموت تحت الف قطعة من الفضة
    Gümüşle değil mi? Kafayı kalpten ayırmak gerekiyor. gümüş yalnızca çok acı verir. Open Subtitles لا, فى الحقيقة عليكِ أن تفصلى الرأس عن القلب الفضة تؤذى كثيراً فقط
    Fakat biliyorsunuz ki gümüş, saygı ve adaletten çok daha değerlidir. Open Subtitles ولكن من الصعب أن تكون الفضة أكثر قيمة من الشرف والعدالة
    Hey, gümüş Madalya veya onun herhangi bir şeyinden bahsetmiyorum. Open Subtitles أنا لا أتحدث عن النجوم الفضية أو ما إلى ذلك
    İnsan dişi karşılığında yastığın altına gümüş şeyler koymaya başlamışlar. Open Subtitles للحصول على الأسنان البشرية كانوا يضعون العملات الفضية تحت الوسادات
    Size bu muhteşem, gümüş sularda sudaki yaşamın patlama bereketinin olduğunu söylemiştim. Open Subtitles ظننتك قلت هذه البحيرة الفضية الخلابة متفجرة من وفرة الحياة المائية فيها
    Babamın küçük gümüş bıçağı yeleğinden çıkıp, yağ derinliğini kontrol etmek için bir domuzun sırtına girmeye her zaman hazırdı. Open Subtitles سكين والدي الفضي الصغير متأهب طيلة الوقت للخروج من جيب معطفه لينغرس في ظهر خنزير لقياس عمق الدهون في جسده
    Altın anahtarı bana vermeniz ilk adım... ikincisi ise gümüş anahtarı almak Open Subtitles إعطائي مفتاح الذهب كانت خطوتكم الأولى الحصول على المفتاح الفضي الخطوة الثانية
    Dünyayı gümüş tepsi üzerinde sunarak senle nasıl kafa bulabilirim ki? Open Subtitles من يعبث بك حين يضع لك العالم على طبق فضة ؟
    İlk önce Ross'u gümüş tabakta sundun sonra da Donna günlerdir masasında değil. Open Subtitles في البداية سلمتني روس على طبق من فضة ودونا ليست على مكتبها لأيام
    Aslında bir vurup kaçma olayı. gümüş rengi bir SUV arıyorlar. - Evet. Open Subtitles نعم ، كانت في الحقيقة حادث اصدام وهرب إنهم يبحثون عن شاحنة فضية
    İyi bir adam. Uçabiliyor ve kötü adamları öldüren gümüş kıIıcı var. Open Subtitles إنه رجل طيب, يمكنه الطيران و لديه سيف فضي لكي يقتل الأشرار
    İngiliz süvari kılıcı. gümüş filigran. Open Subtitles سيف سلاح الفرسان البريطاني عليه ختم الفضّة
    gümüş Mahmuz, Brockbrook, 1910? Bayan J. T. V. Marple? Open Subtitles سباق جونيور سيلفر,1910,انسة جيه ماربل ؟
    Sürünün gümüş gözlü liderinin asla unutmayacağı bir yara idi. Open Subtitles إنه لجرح, صاحبة العين الفضيّة وقائدتهم لن تنساه أبداً.
    Chandu'nun kaşığı...gümüş amca... Open Subtitles ملعقة جاندو . . العمّ الفضّي إنظرو للأعلى هناك
    Ne, dolunaydan, gümüş mermilerden ve uzun kaşlılardan mı söz ediyorsun? Open Subtitles اتعنى مثل اكتمال القمر والرصاصات الفضيه وحواجب العيون التى تدخل فى المنتصف؟
    Kurt adamı sadece, gümüş kurşun, gümüş bıçak... yada gümüş bir sopayla öldürebilirsin... Open Subtitles أي مذؤوب يمكن أن يقتل فقط برصاصة فضّية ..أو سكينة معدنية أو عصا
    Hadi ama, sana gümüş bir kupa verdi ya. Onu ne kadara sattın? Open Subtitles هيا بربك, لقد أعطاك كأساً فضيّة كم أخذت مقابلها؟
    Sadece biraz gümüş dolar aldı kadife bir çantanın içine koyup bir gece buraya gömdü. Open Subtitles لستغرق منه فقط بضع حفنات دولارات فضيه مدفونة هنا في الخارج بليلة ما في حقيبة قديمة
    Her şeyin gümüş rengi olması fikrini Edith Head verdi. Open Subtitles أعطاني إيدث هيد هذه الفكره كل شيء بالفضة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد