Pekala, bugün ilk günümüz olduğundan sizin için bir sürprizim var. | Open Subtitles | حسنا بما أنه أول يوم لنا معا عندي مفاجأة لكم جميعا |
Evlatlık bir bebekle ilk günümüz ve o işe geri dönmek zorunda kaldı. | Open Subtitles | , هذا أول يوم لنا مع ابنة متبناة و هو عليه العودة للعمل |
Bunu Arlington mezarlığına gömülmeden... yapmak için üç günümüz var. | Open Subtitles | قبل أن يدفن في أرلينغتون والذي سيحدث خلال ثلاثة أيام |
Kendinle gurur duymalısın. Duyuyorum ama hala birkaç günümüz var. | Open Subtitles | أنا كذلك , لكن لا يزال لدينا بعض أيام متبقّية |
Gençlerin günümüz ekonomisine hazırlanış şekilleri arasında dünyalar kadar fark var. | TED | هناك فارق كبير في الطريقة التي يتم إعداد الأطفال لاقتصادنا اليوم. |
Ancak günümüz hayat koşulları bizi hareket etmekten çok oturmaya yönlendirmektedir ve insan bedeninin yapısı bu kadar hareketsiz bir hayat için uygun değildir. | TED | لكن في الوقت الحاضر تجبرنا أنماط حياتنا على الجلوس أكثر من الحركة بكثير لم تبنى أجسادنا من أجل هذه الحياة الكسولة |
Sence de her günümüz bir öncekinden daha iyi değil mi? | Open Subtitles | ألا تعتقد أن كل يوم لنا افضل من الذي قبله ؟ |
Beyler, 50.000 dolarlık japon yemeği yiyebilmemiz için sadece bir günümüz var. | Open Subtitles | أيها السادة, لدينا يوم واحد لنأكل طعام ياباني بقيمة 50 ألف دولار |
Elon Musk, keşke bütün bir günümüz olsa, TED'e geldiğin için çok teşekkürler. | TED | إلون مسك، أتمنى لو كان لنا جميعاً يوم ممتاز، لكن شكراً جزيلاً لمجيئك إلى تيد. |
Turuncu 1: Pazartesileri bizim eğlence günümüz. (#busevgi) | TED | برتقالة 1: أنا وصديقي دائمًا ما نمرح يوم الاثنين. |
Turuncu 1: Pazartesi bizim eğlence günümüz. | TED | برتقالة 1: أنا وصديقي دائمًا ما نمرح يوم الاثنين. |
Bugün size göstermek istediğim, bilim insanı iş arkadaşlarımla birlikte şirketin bu kararı alması ve projedeki son günümüz arasında geçen zaman diliminde neler olup bittiği. | TED | ما أريد أن أريكم إياه اليوم هو ما حدث معي ومع زملائي العلماء خلال فترة ما بين الإعلان وآخر يوم عمل في مشروعنا. |
Böylece hayatlarımızı ona göre programlarız ve daha az kayıp günümüz olur. | Open Subtitles | سيسمح لنا أن نخطط لحياتنا وفقًا لذلك وسينتج عنه أيام غياب أقل. |
Fakat, bunu yapmak için sadece üç günümüz vardı, ve elimizdeki tek kumaş başka bir mukimin geride bıraktığı yatak kılıfıydı. | TED | ولكن كان لدينا ثلاثة أيام فقط لصنعه، والنسيج الوحيد الذي نملكه كان غطاء لحاف قديم تركته أحد المقيمين وراءها. |
Bakalım. Bizim, en fazla, üç günümüz olacak. | Open Subtitles | لنأمل ذلك سوف يكون لدينا فى الغالب ثلاثة أيام. |
Sadece iki günümüz var. Buraya gelmeleri için 3 gün var geceyi gündüze katarak çalışacağız. | Open Subtitles | لدينا يومان، ثلاثة أيام كحد أقصى قبل أن يصلوا إلى هنا |
Tıpkı o zamanlar Sam Hose'un adının gazeteleri doldurduğu gibi günümüz medyası da şu isimleri taşıyor: JMR: Oscar Grant. | TED | فكما أن اسم سام هوس شغل الصحف في ذلك الوقت، فوسائل الإعلام اليوم تتحدث عن: ج م ر: اوسكار غرانت. |
günümüz mühendisleri böylesine bir gemi yapmanın sermayesi hakkında düşünmeye başladılar. | Open Subtitles | وقد بدأ مهندسوا الوقت الحاضر بالتفكير في . مبادئ بناء مثل هذه السفينة |
Evet. Fırtına iki gün sonra çok güçlenecek. Yalnız iki günümüz var. | Open Subtitles | إنّه على خطأ العاصفة ستبلغ ذروتها في غضون يومان هذا كلّ مالدينا |
Taşınmadan önce en az 90 günümüz var, değil mi George? | Open Subtitles | لدينا ما لا يقل عن 90 يوما قبل أن نتحرك هل أنا على حق، جورج؟ |
Beş günümüz kaldı ve iddiayı kaybetmeyeceğim. Şimdi benden sonra tekrarla. | Open Subtitles | تبقى لدينا خمسة ايام فقط،وانا لن اخسر الرهان الان كرري ورائي |
Sonuçlara baktığımızda beyaz sütun günümüz koşulları, kırmızı sütun ise yüzyılın ilerleyen zamanlarındaki koşullar. | TED | وإذا نظرتم إلى النتائج يشير العمود الأبيض إلى الظروف الحالية ويشير الأحمر إلى تلك الظروف في أواخر القرن. |
Fakat gerçekte, bulduğum en heyecan verici şey günümüz ses sistemleri yada dalga yayım sistemleri temelde aynı ses üretim ve yansıtma kuralı | TED | لكن في الواقع، الشئ الأكثر إبهاراً أكتشفته كان أن نظام الصوت أو نقل الصوت في هذه الأيام ما يزال مبني على نفس الأساس |
Ama büyük bir amacı olan günümüz gizli örgütlerini bilemeyeceğim tabii. | Open Subtitles | أنا لا أعرف عن، اه، الجمعيات السرية الحديثة مع أجندات واسعة. |
Mirasımızın tadını çıkarmak için birkaç günümüz olur. | Open Subtitles | سيكون هنالك الكثير من الايام لنستمتع بالميراث |
10 günümüz kaldı. | Open Subtitles | لا أقصد الطعام .لم يبقَ لنا إلّا 10 أيّام |
günümüz de Titan öldürmenin tek yolu budur. | Open Subtitles | في الوقت الحالي ، هذه هي الطريقة الوحيدة المعروفة لقتل عملاق |
Ama sadece bu günümüz var. Herkes gibi olabildiğimiz bir tek gün. | Open Subtitles | لكنلديناهذااليوم، يومٌ لا يجب أن نشرح شخصاً فيه |
Bu birlikte son günümüz olabilir, aşkım. | Open Subtitles | هذا يُمكنُ أَنْ يَكُونَ آخر يومَ سوية، عزيزي. |