ويكيبيديا

    "geçme" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • تعبر
        
    • لعبور
        
    • تتجاوز
        
    • لاتعبث
        
    • للإنتقال
        
    • عن العبث
        
    • بعبور
        
    • بالعبور
        
    • وحان
        
    • لا تستسلمي
        
    • لا تتخطى
        
    • اقلاعي عن هذا
        
    • باستعمال الضربه
        
    • تخادعني
        
    Ve kentselleşmede %50 barajını geçmek ekonominin yeni bir yapıya geçme noktası olabilir. Dünya artık bir bağlantı haritasıdır. TED ويمكن أن تعبر نسبة ال 50 في المئة في المناطق الحضرية التي تمثل نقطة تحول اقتصادي. اذا العالم الآن هو خريطة من التواصل
    Karşıya geçme. Ah be oğlum, bu kız 60 yıldır hiç değişmedi. Open Subtitles لا تعبر الخط - يا إلهي ، لم تتغير منذ 60 سنـة -
    Sam Boga'yı takip için sınırınızı geçme izni istiyoruz. Open Subtitles إذن طلب لعبور الحدود بك في المطاردة الساخنة سام بوغا.
    Yüce efendim eğer şimdi gözünde değer kazandıysam bu kulunu görmeden geçme. Open Subtitles يا سيد ان كنت قد وجدت نعمة في عينيك فلا تتجاوز عبدك
    - Nirvana'mla dalga geçme! Open Subtitles - لاتعبث بسعادتي
    Sence artık ilişkimizde bir sonraki kademeye geçme zamanı gelmedi mi? - Bu gece mi? Open Subtitles فيكي، أتعتقدي بأنه حان الوقت للإنتقال للخطوة القادمة من علاقتنا؟
    Dalga geçme. Open Subtitles توقفي عن العبث معها.
    Bu sayede devenin nehri geçme hakkını yok sayıyor. Open Subtitles بالأضافة إلى حرمانه من حريته بعبور المجرى
    Yoksa sınırı geçme şansımızı kaybederiz. Open Subtitles وإلّا سنفوّت فرصتنا بالعبور
    Bu, karşıya geçme demek oluyor. Dur. Open Subtitles يعني بأنّك لا تعبر الشارع توقّف
    Tümseklerden geçme ve keskin dönüşler yapma. Open Subtitles حاول بأن لا تعبر مطبات او تعبر الدوّار .
    Asla ipi geçme. Open Subtitles إياك وأن تعبر الحبل
    Bana Tanrı'ya olan inancına sarılıp bugünü atlatacağını söyleyebilirsin ama karşıya geçme zamanı geldiğinde her iki tarafa da bakmak zorundasın. Open Subtitles لأنه يمكنك إخباري أنكِ تعتمدين على إيمانك بالله لتجتازي اليوم لكن عندما يصل لعبور الطريق أعرف أنكِ تنتبهين للسيارات
    Bağımsız bölgeye geçme imkanım var. - Yani? Open Subtitles ـ انا عندي فرصه لعبور المنطقة المحررة ـ حقا؟
    Saatin rahat durduğu noktayı sakın geçme. Open Subtitles لا تتجاوز أبداً النقطة التي تكون الساعة فيها مُرتاحة
    Her neyse, sen onaylasan da onaylamasan da, ...çizgiyi geçme hakkını kendinde görmene üzüldüm. Open Subtitles على أي حال، سواء كنت تؤيده أم لا. أخشى أنك تسمح لنفسك أن تتجاوز حدودك.
    Bana bak, benimle taşak geçme! Open Subtitles يارجل! لاتعبث معي
    Vicky. Sence artık ilişkimizde bir sonraki kademeye geçme zamanı gelmedi mi? Open Subtitles فيكي، أتعتقدي بأنه حان الوقت للإنتقال للخطوة القادمة من علاقتنا؟
    "Benimle taşak geçme." demiştim sana. Open Subtitles نهيتُكَ عن العبث معي
    Sınır geçme riski almadan davamızı ispatlayabiliriz. Open Subtitles يمكنك إثبات قضيتنا دون المخاطره بعبور الحدود بالقنبله
    Yoksa sınırı geçme şansımızı kaybederiz. Open Subtitles ‫وإلا ستفوت فرصتنا بالعبور
    Bugüne kadar iyi iş çıkardın. Artık harekete geçme zamanı. Open Subtitles لقد أبليتَ حسناً حتّى الآن وحان وقت التحرّك
    Ben geçme diyorum işte. Open Subtitles فقط أقول لا تستسلمي
    Karınları çok açtı. Bu kısmı es geçme. Open Subtitles كانوا يتضورون جوعًا، لا تتخطى ذلك.
    Başa geçme vaktim çoktan gelmişti. Punisher sağ olsun. Open Subtitles لقد آن وقت اقلاعي عن هذا على أي حال، وبفضل المعاقب...
    Seni yemeyeceğim. -Hadi dalga geçme benimle. Open Subtitles لن أكلك - لا تقوم باستعمال الضربه القاضيه علي -
    Danilov, benimle dalga geçme. Open Subtitles دانيلوف" لا تخادعني"

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد