ويكيبيديا

    "geçmişte" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الماضي
        
    • الماضى
        
    • بالماضي
        
    • تاريخ
        
    • ماضي
        
    • ماضيك
        
    • السابق
        
    • للماضي
        
    • ماضيها
        
    • ماضيهم
        
    • ماضٍ
        
    • بالماضى
        
    • ماضياً
        
    • ماضية
        
    • ماضينا
        
    geçmişte sipariş ettiğimiz bantların sayısına dair bir histogram çizerseniz, artık biraz azaldı. TED وإذا رسمت رسم بياني لعدد الإسعافات التي طلبناها في الماضي فقد تلاشت الآن.
    Yani bu geçmişte beni devlet aktörü olmak istemeye itecek hiçbir şey yoktu. TED لذلك لم يكن هناك حافزٌ من الماضي يجعلني أختار أن أكون ممثلاً حكومياً.
    Ben de insanların geçmişte doğaya ne şekilde baktığını görmek istedim. TED لذا هنا، أريد أن اعرف كيف نظر الناس للطبيعة في الماضي.
    Teorik olarak konuşuyorum eğere gelecekte geçmişe gidersen, o zaman geleceğin geçmişte demektir. Open Subtitles بكلام نظرى لو ذهبت للماضى فى المستقبل اذا سيكون مستقبلك موجود فى الماضى
    geçmişte olmak istediğim şey bir arkeolojist, bir bilgi kaşifi, bir kırbaçsız Indiana Jones olmaktı-- ya da aslında kırbaçlı. TED ما أردت أن اكونه هو عالم آثار مختص بالماضي مكتشفا للأدب، إنديانا جونز بدون السوط أو في الحقيقة مع السوط.
    Firmanın konsepti ise geçmişte yapılmış olan analog süreçleri zurbağa zıplayışı ile geçecektik ve dosdoğru dijital prodüksiyonun içine dalacaktık. TED وكان هدف الشركة ومفهومها ان نقفز فوق الماضي قفزات كبيرة بأن نتجاوز التصوير البصري وهكذا .. الى الصناعة الرقمية مباشرة
    Öyleyse açıkça görülüyor ki şimdi yaptığı hiçbir iyilik... geçmişte yaptıklarını silemez. Open Subtitles اذن لا يمكن لافعاله الجيدة حاضرا أن تمحو ما فعله في الماضي
    geçmişte yaşanan her şeyin sırf seni savunduğum için düzeleceğini mi sanıyorsun? Open Subtitles كُلّ شيءِ حَدثَ في الماضي هَلْ فجأة أصبح جيد لأنى أُدافعُ عنك؟
    Craig, öyle değ- Paylaştığımız tüm duygular... Onlar artık geçmişte kaldı. Open Subtitles أية مشاعر شاركناها فذلك كان من الماضي وهذا الجزء مات الآن
    Kaç bakalım, bu konuda konuşmaktan kaç, ama geçmişte yaptığımız bu tür şeyler bir bir başımıza bela oluyor. Open Subtitles لكي تهرب و تتجنب النحدث عن هذا الأشياء التي كنا نفعلها في الماضي لم نستطيع أن نفعلها بدونه الأن
    Cole, geçmişte düşük battı, ama benim erkek arkadaşım cinayet olacağını hayal asla. Open Subtitles كول لقد انحدرت في الماضي و لكنني لم أحلم أبداً أنك ستقتل صديقي
    Oh Alex. Annenle konuşmak o kadar güzel ki. Sanki geçmişte yaşamak gibi. Open Subtitles أليكس، سيكون لطيفاً لو تكلّمت مع أمك إنها تبدو وكأنها تعيش في الماضي
    Onu çevremizdeki Piper olmadan geçmişte öldürmek için daha kolay olacak. Open Subtitles هو سَيَكُونُ أسهل لَهُ أَنْ يَقْتلَنا في الماضي بدون زمّارِ حول.
    İyi tarafından bakarsak, Yu ile geçmişte birçok işbirliğimiz oldu. Open Subtitles من جانب مشرق , إنه سيكون أكثر تعاوناً من الماضي
    ~Bir gölge gibi yaşayacağım bundan böyle... ~Sonsuza dek geçmişte... ~Sonsuza dek geçmişte... Open Subtitles من الآن فصاعداً سأعيش كظلّ إلى الأبد في الماضي إلى الأبد في الماضي
    Şu anda derinden sevdiğim insanın gülümsemesi ve geçmişte derinden sevdiğim insanın gülümsemesi. Open Subtitles ابتسام الشخص الذي أحبه كثيرا الان و الشخص الذي أحببته كثير في الماضي
    'geçmişte geçinilmesi zor bir insan olduğumu kabul ediyorum.' Ama artık değiştim. Open Subtitles سأخذها على اساس انني لم اكن اسهل شخص لتتعامل معه في الماضي
    Ama ikimiz de, geçmişte doğru olanı yapmakta zorlandığını biliyoruz. Open Subtitles و لكن كلانا يعرف أنك حاولت فعل الصواب في الماضي
    geçmişte birinin seni hayal kırıklığına uğratması onun her zaman suçlu olacağını göstermez. Open Subtitles مجرد أن شخص ما كان مخيبا للظن فى الماضى 609 00: 30: 23،126
    Benim raporum gelecekte ne yapıp yapamayacağına değinir geçmişte neyi yapıp yapmadığına değil. Open Subtitles التقرير عن ماذا ستفعلين او لا تفعلين في المستقبل وليس عما فعلت بالماضي
    Aslında, NCIS'in geçmişte yaptığı gizli operasyonları kurcalamak hoşuna gitmiyor değil mi? Open Subtitles لم أدفعك يوما لهذا النوع من الحفر بداخل تاريخ العمليات السرية للشعبة.
    Bütün bu önemli veriler ortalık yerde dururken, geçmişte sevmiş olduklarınıza çok yakından bakmamak belki de iyi bir fikir olabilir. TED مع كل هذه البيانات هنا، قد تكون فكرة جيدة أن لا ننظر بعيداً جداً في ماضي من تحب.
    En kötü günlerimizin geçmişte en iyi günlerimizin gelecekte olması dileğiyle. Open Subtitles إنه يعني أفضل يوم في ماضيك سيكون أفضل يوم في مستقبلك
    Bu fikri daha önce yazmıştım, ve biliyorum ki bu salonda bu ansiklopedi için geçmişte önemli çabalar sarfetmiş insanlar var. TED لقد كتبت عن هذه الفكرة في السابق، واعرف أن هناك أشخاص في هذه القاعة الذين بذلوا جهوداً مقدرة فيها في السابق.
    geçmişte olduğu gibi, hürmet edilen biri olmamak. TED ليس مثل أولئك الذين ينتمون للماضي والذين كان ينظر إليهم باحترام.
    geçmişte bir yerde, belli ki küçük bir kızken iki farklı kişiliğe bölünmüş. Open Subtitles فى مكان ما فى ماضيها ظاهرياً حين كانت طفلة أصبحت شخصيتها مقسمة إلى شخصيتين مختلفتين
    geçmişte yapılmış tanıtım değerlendirmeleri de hala bizim için bir sır. Open Subtitles وماذا يدور في ماضيهم تلك التقييمات المبدأية، التي بقيت لغزاً لنا
    geçmişte paylaştıkları şeyler olan iki insanın arasında olmaktan daha kötü bir şey olamaz. Open Subtitles ْليس هناك أسوأ من التواجد مع شخصين ذو ماضٍ
    geçmişte aşık olduğu kadınlar, asla fazla bir şey beklememişti ondan. Open Subtitles بالرغم من أن النساء اللاتى وقع فى غرامهن بالماضى
    Geçmişi geçmişte bırakalım. İnan bana küskünlük gelir geçer. Open Subtitles ثقّ بي وانسَ ما بدر ماضياً فإنّه يُنسى مع الزمن
    Tüm günahlarımın geçmişte kaldığını düşünsem de. Aksi hâlde günah olmazlardı. Open Subtitles مع أني أعتقد بأن جميع الخطايا "ماضية" وإلا لن يكونوا خطايا
    Ve yakın bir geçmişte bu buzun eridiğini ve tekrar donduğunu, deniz seviyesinin 6 metre yükselip alçaldığını biliyoruz. TED والآن نحن نعلم أن ماضينا القريب تراجع وتشكل من جديد، ومستوى البحر يصعد ويهبط، ستة أمتار في وقت واحد.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد