ويكيبيديا

    "gerçekte" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الحقيقة
        
    • حقاً
        
    • الواقع
        
    • فعلاً
        
    • الحقيقية
        
    • فعلا
        
    • حقيقتك
        
    • حقًا
        
    • الحقيقي
        
    • الحقيقه
        
    • حقيقةً
        
    • بالحقيقة
        
    • بالواقع
        
    • حقيقته
        
    • حقيقتي
        
    Çünkü erkeklerin kadınların işe alınmasını desteklemeleriyle, gerçekte kaç kadının profesyonel iş sahalarında işe alınmasının bir bağlantısı olduğunu keşfettik. TED لأننا اكتشفنا رابطا بين دعم الرجال لعمل المرأة وكم تُشغّل في الحقيقة من إمرأة في المجالات المهنية في تلك الدولة.
    Maalesef gerçekte mülteciler genellikle tutarsız ve ayrımcı davranışların kurbanı olurlar. TED إلا أن الحقيقة أن اللاجئين يكونون باستمرار ضحايا للمعاملة المتقلبة والتمييز.
    Biz ayın sonunda faturayı ödüyoruz, fakat gerçekte faturayı ödeyecek insanlar bizim torunlarımız. TED نحن ندفع الفاتورة في نهاية الشهر، لكن من سيدفعون الفاتورة حقاً هم أحفادنا.
    gerçekte önem arz eden şey: Gayret ederseniz düzenli olarak yapabileceğinizin en iyisini yapmak için, sonuçlar olması gerektiği şekilde olacaktır. TED هذا هو ما يهم حقاً: إذا بذلت جهدا لفعل أفضل ما تستطيع بصورة دائمة، فان النتائج ستكون كما ينبغي أن تكون.
    gerçekte, birisi televizyonu açar açmaz, diğer odaya geçiyorum ve okumaya başlıyorum. TED في الواقع ، حالما يقوم أحداً بتشغيله، أذهب إلى الغرفة الأخرى وأقرأ.
    Hep düşünmeden hareket ettiğini ama gerçekte düşüncesiz olduğunu söylerdi. Open Subtitles لقد إعتادت القول بأنها كانت عفويه لكنها كانت فعلاً متهوره
    ama bizim gerçekte gördüğümüz böyle devam etmesinden daha da ileri gidileceği. TED و لكن ما نراه حقيقة نحن في الحقيقة نفعل أكثر من المجاراة.
    gerçekte, herhangi birinin bunu görmesi bile büyük bir şans. Open Subtitles في الحقيقة أنه حظ ان أي واحد يعبر كل ذلك.
    gerçekte özgürlük suç işlemektir.Çünkü öncelikle kendini düşünür, grubu değil. Open Subtitles فى الحقيقة الحرية هى جريمة لأنها تفكر بنفسها وليس الجماعة
    Fakat gerçekte son derece kusursuz pilotlardır ve ihtiyaçları olan besini bulmaları söz konusu olduğunda yüzlerce kilometre uçabilirler. Open Subtitles ولكنهم في الحقيقة ضليعين جدا في الملاحة الجوية ويمكنها الطيران لمئات الأميال إذا أضطرت للبحث عن الطعام الذي تحتاجه.
    gerçekte birbirlerine vurmuyorlar aksi takdirde birisi ölebilir ve bu da yasal değildir. Open Subtitles انهم لايضربون بعضهم البعض حقاً. والا مات الواحد أو الآخر. وهذا مخالف للقانون.
    Ve gerçekte ne kadar güzel olduklarını. ve saklanmanın ve yalan söylemenin gereksizliğini. Open Subtitles وكَمْ يبدو هذا جميلا حقاً حيث ليس هناك حاجة لإخفاء شىء أَو الكَذِب
    Dışsal müdahalelere son verirsek vücudunda gerçekte neler olduğunu anlayabiliriz. Open Subtitles بإزالة أية مؤثرات خارحية سيساعدنا على رؤية ما بجسدك حقاً
    Bazıları bu kuralı aşabiliyormuş gibi görünebilir ama gerçekte harici bir kaynaktan aldıkları enerji ile çalışmaya devam etmektedir. TED هناك البعض الذي يبدو وكأنه مستمر بالعمل، ولكن في الواقع دائمًا ما يتضح أنه يسحب الطاقة من مصدر خارجي.
    Aslında, bilim insanları uzun zaman önce, hatta Natalia'nın keşfinden de önce, develerin kökeninin gerçekte Amerika'ya ait olduğunu biliyorlardı. TED حسنا، لقد عرف العلماء منذ فترة طويلة، كما تبين، حتى قبل اكتشاف ناتاليا، أن الجمال في الواقع من أصول أمريكية.
    Bu şu demek: Ekranda gördüğünüz şey, gerçekte inanılmaz derecede küçük bir şey. TED وهذا يعني أن ما نراه على الشاشة هو في الواقع في غاية الصِغَر.
    Orada kazı yapmak ve gerçekte ne olduğunu bulmak istiyorum. Open Subtitles و يجعلني أُريد التحري عن الأمر وإكتشاف ما يحدث فعلاً
    gerçekte aslında ne kadar hızlı olduğunu hayal edebilirsiniz. TED فتخيلوا كم سرعة هذا الشيء في الحياة الحقيقية.
    Gördüğüm şeyi gerçekten hatırlamanın yolu gerçekte gördüğüm gibi kayıt etmekti. TED الطريق إلى تذكر ما رأيت حقا كان تسجيله كما رأيته فعلا.
    Gözlerimi kapadığımda, senin gerçekte ne olduğunu görüyorum, çirkin olduğunu! Open Subtitles عندما أغلق عيناي أراك على حقيقتك مجرد قبيحة انتهى أمرنا
    Şimdi, bu, güven kaymasının nasıl davranış ve tüm sektör çerçevesinde meydana geldiğine gerçekte güçlü bir örnek, hikayeyi geriye döndüremezsin. TED الآن، هذا هو توضيح قوي حقًا كيف بمجرد أن حدث تحول الثقة حول السلوك أو القطاع بالكامل، فلا يمكنكم عكس القصة.
    Hayatımın tümünü, dünyanın Clark Kent'in gerçekte kim olduğunu öğrenmesine, Adayacağım. Open Subtitles سأكرس نفسي للتأكد من معرفة العالم كله بأمر كلارك كينت الحقيقي
    gerçekte, az önce tanıştığınız yaşlı hanım, anne tarafından büyük teyzeme dayanıyor. TED في الحقيقه السيده المسنه التي التقيتموها للتو، بتصرف كبير جداً جداً مستوحاه من عمه كبيره من جهه أمي.
    Fakat gerçekte, onun da benim için orada olacağını sayıyordum. Open Subtitles لكن حقيقةً ، كنت اعتمد عليه ان يكون هنا لأجلي
    Görmüyor musunuz? Bu sizin bilinçaltınız. gerçekte, bilinçaltı fanteziniz. Open Subtitles الا ترى انه اللاوعي لديك يستبدل الوهم بالحقيقة
    Bunu, bugünün silikon teknolojisinin gerçekte bir aşırılıklar kültürü olduğunu düşündüğümüz için yapıyoruz. TED ونحن نقوم بهذا لأننا بالواقع نؤمن بأن تقنية السيليكون اليوم معظمها حول الثقافة زائدة
    Böyle bir yerde, kimse gerçekte nasıl biri olduğunu belli etmez. Open Subtitles فى مكان مثل هذا, لن يظهر أى أحد هنا على حقيقته
    İnsanlar tarafından çevrelenmiştim çoğu arkadaşımdı ama hiçbiri gerçekte kim olduğumu bilmiyordu. Open Subtitles لقد كنت محاط بأشخاص الكثير منهم اصدقائي لكن لايوجد احد يعرف حقيقتي

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد