ويكيبيديا

    "gidecek" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • ستذهب
        
    • للذهاب
        
    • تذهب
        
    • ذاهب
        
    • لتذهب
        
    • ستذهبين
        
    • سيغادر
        
    • لأذهب
        
    • سنذهب
        
    • ستغادر
        
    • سترحل
        
    • يذهبون
        
    • سيرحل
        
    • ليذهب
        
    • ذاهبة
        
    İhtiyacın olan parayı aldın mı? Tekrar kuzeye gidecek misin? Open Subtitles هل حصلت على المال اللذي تريده، هل ستذهب للشمال ثانية؟
    İhtiyacın olan parayı aldın mı? Yine Kuzey'e gidecek misin? Open Subtitles هل حصلت على المال اللذي تريده، هل ستذهب للشمال ثانية؟
    Göç etmek için para ve gidecek bir yer bulmanız gerek. Open Subtitles للهجرة أنتِ في حاجة الى الكثير من المال والمكان المناسب للذهاب
    Yani gidecek hiçbir yeri olmadığı için oradan oraya dolanıyordu. Open Subtitles فظلت تمشى و تمشى لأن ليس لها مكان تذهب إليه
    Güzel, Bay Güney Afrika bu akşam Tucker'ın partisine gidecek misin? Open Subtitles حسنا، السيد جنوب أفريقيا، أنت ذاهب إلى هذه الليلة الحزب تاكر؟
    - Halkalar? - Faydası ne ki? gidecek yer yok. Open Subtitles الحلقات ماالجيد فى ذلك , لا يوجد مكان لتذهب اليه
    Bir sene sonra onu bulmak için otele gidecek misin peki? Open Subtitles اذن، بعد عام من الآن هل ستذهبين لذلك الفندق للعثور عليه؟
    Sahi mi? Sence o partiye gidecek her kız aynı şeyi hissetmiyor mudur? Open Subtitles ألا تعتقدين بأن كل فتاة ستذهب لتلك الحفلة ستشعر بنفس هذا الشعور ؟
    Kendimi teslim edersem herkesi rahat bırakıp, buralardan gidecek mi? Open Subtitles اذا سلّمت نفسي هل ستذهب عني ، وتتركني وحيد ؟
    Charles taşınıyormuş ve nihayetinde Vivian da onunla birlikte gidecek. Open Subtitles فقط تشارلز سينتقل و في نهاية المطاف فيفيان ستذهب معه
    Kendini kötü hissediyor, oldukça kötü. gidecek bir yeri yok. Open Subtitles هو يشعر بأنة سيء وفي الحضيض ليس هناك مكان للذهاب
    Kötü haberlerim var, millet! Sıradaki göreve gidecek kadar iyi degilsiniz. Open Subtitles أخبار سيئة, جميعكم أنتم لستم مؤهلين كفايةً للذهاب في المهمة القادمة
    Bu tabut çivilenmiş, çünkü o Pazartesi doğruca fırına gidecek. Open Subtitles هذا التابوت مُسمر لأن الجثة لن تذهب مباشرةً إلى الفرن
    Bu sabah olanlardan sonra, gidecek bir yeri kalmamıştı. - Kalmadı mı? Open Subtitles بعد ما حصل هذا الصباح , ليس لديها مكان آخر تذهب إليه
    O Brown'a gidecek. Open Subtitles انه ذاهب الى برونكس، سيلتقي شخص مثله، وذكية،
    Ama o gece söylediğim şey yüzünden oraya gidecek cesareti buldu. Open Subtitles لكنه بسبب ما قلته أنا تشجعت لتذهب الى هناك ليلة البارحة
    - Gerçekten Radcliffe'e gidecek misin? Open Subtitles إذن هل ستذهبين حقا إلى رادكليف؟ لن أعرف حتى الربيع
    Bak çok beklersek, benim tatlı olduğumu düşünen ve sarılmam karşılığında içki ısmarlayan barmen gidecek, ve barmaidler gelecek. Open Subtitles إذا إنتظرنا أطول من اللازم فإن الساقي الذي يستلطفني و يزودني بالشراب مقابل العناق سيغادر و تحل الفتاة مكانه
    Rose'u içinde ölümüne sıkıştırıyorsun. Ama gidecek bir yerim yok. Open Subtitles لكن ليس لدي مكان لأذهب إليه، فجلدي الأصلي قد مات
    Peki bu hatun hâlâ taş gibi miymiş diye kontrole gidecek miyiz? Open Subtitles إذاً، هل سنذهب لنرى هذه الفتـاة ونرى إن مـازالت مثيرة أو لا؟
    Beni dinle, evlat. Buradan gidecek ve bir daha dönmeyeceksin. Open Subtitles إسمع، أيها الفتى أنت ستغادر الآن و لا تعود أبدا
    Baba, birkaç kağıt imzalayacaksın, ve kız çekip gidecek. Open Subtitles إستمع، ياأبى، ستُوقع على أوراق قليلة وهى سترحل
    Koji ve ailesinin gidecek hiç bir yerleri yok ama. Open Subtitles لكن كوجي و عائلته ليس لديهم مكان آخر يذهبون إليه
    Elbise bulursa buradan gidecek. Şimdiye kadar sevdiğim tek erkek o. Open Subtitles إذا وجد ملابس , سيرحل أنه الرجل الوحيد الذى أحببته
    Ne gidecek bir yeri vardı ne de onu sevecek biri. Open Subtitles لم تكن له وجهة ليذهب إليها ولا أحد لكي يحبه
    Pekala, cocuklar, Anneniz nalbura gidecek. Open Subtitles حسنا ياأولاد الأم ذاهبة إلى متجر الأدوات

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد