El Salvador'dan İrlanda'ya kadınlar en temel haklar için savaşıyorlar. | TED | وتكافح النساء من السلفادور إلى أيرلندا من أجل الحقوق الإنجابية. |
Ama sürekli anayasadan alıntı yapıp duranlar ve temel haklar saçmalığından bahsedenler vardır. | Open Subtitles | لكن لديك تلك الامور السلبية التي دائما تحيط بالدستور و وثيقة الحقوق اللعينة |
Resmi bir bildiri yayınlayarak, onlara yeni kıta üzerinde sınırsız haklar verdi... | Open Subtitles | منحناهم مرسوماً مقدساً يضمن لهم الحقوق الأبدية لتلك القارة الواسعة و الجديدة |
Ancak ikincil haklar şarkıda değişiklik yapmanıza karşı sizi korur. | Open Subtitles | لكن الحقوق المشتقة تحميك إن قمت بتغيرات في تلك الأغنية |
Ve bu, sadece güvenlik ile ilgili değil eşit haklar ile ilgili ve... | Open Subtitles | وانها ليست فقط حول السلامة، انها أيضا عن على الحقوق على قدم المساواة |
Sivil haklar yasasını onunla birlikte geçiremezsin ama, bu yıl olmaz. | Open Subtitles | لا يمكنك تجاوز قانون الحقوق المدنية بهذا، ليس في هذا العام. |
Ancak bir kişi, bir başkası daha, bir başkası daha derken milyonlar çoğalarak medeni haklar hareketinin öncüsü olabildi. | TED | ولكن شخصًا واحدًا مع شخص آخر، مع آخر، مع ملايين آخرين، تمكنوا من أن يصبحوا بمثابة حرس المقدمة لحركة الحقوق المدنية. |
Tüm problemlere, kadınların online alandaki deneyimlerine ve siber tacize değinmek için 2012'de Dijital haklar Vakfı'nı kurdum. | TED | وقمت بتأسيس مؤسسة الحقوق الإلكترونية في عام 2012 لمعالجة جميع قضايا وتجارب النساء على الإنترنت والتحرش على الإنترنت. |
Bir diriliş, çadırlı bir festival gibi. Sivil haklar hareketinden çok da farklı değil. | TED | إنها مثل مهرجان خيام للنهضة، وليس مثل توجيهات حركة الحقوق المدنية. |
Medeni haklar bazı mağdurları korurken biz, tüm mağdurları korumayı istemeliyiz. | TED | في حين أن الحقوق المدنية تحمي بعض الضحايا، يجب علينا أن نطمح لحماية جميع الضحايا. |
1970'lerde Eşit haklar Tasarısı onaylanmasa da 3 eyalet uygulamaya başlamıştı. | TED | رغم أنه لم يتم تمرير تعديل الحقوق المتساوية في السبعينيات، إلا أن ذلك كان وشيكًا بفرق ثلاث ولايات. |
Eşit haklar Tasarısı'nı onaylattırmanın zamanı; böylelikle, adaletli bir hukuk sistemimiz olabilir ve sonunda #MeToo 'artık değil'e dönüşebilir. | TED | حان وقت تمرير تعديل الحقوق المتساوية، حتى يصبح نظامنا القانوني نظامًا عادلًا، وتصبح حركة "أنا أيضًا" أخيرًا "لا مزيد". |
1960'larda Sivil haklar Hareketi kadın hakları, çocuk hakları, eşcinsel hakları ve hatta hayvan hakları hareketlerine ilham verdi. | TED | في 1960 حركة الحقوق المدنية ألهمت العديد من حركات حقوق المرأة وحقوق الطفل وحقوق المثلين وأيضًا حقوق الحيوانات. |
Bunlar temel haklar haline gelmedi mi? İnsanın dilediği kişiyle iletişim kurması hakkı? | TED | ماذا لو قررنا، أن هذه، بطريقة ما، أنها تصبح من الحقوق الأساسية، الحق في التواصل مع من نريد. |
Genç insanlar, eşit haklar için verilen kavgada, daha çok insana değer verilmesi için ve özgürlükte bir şans için verilen kavgada hep lider olmuşlardır. | TED | كان الشباب دومًا قادة في النضال من أجل الحقوق المتساوية، النضال من أجل منح الكرامة والفرصة في الحرية لأشخاص أكثر. |
O an, hayatımın sonuna dek, oğlanlar ve kızlara, erkekler ve kadınlara eşit haklar ve imkânlar için savaşmaya söz verdim. | TED | وفي تلك اللحظة، أخذت عهدا على نفسي بأن أكافح من أجل المساواة في الحقوق والفرص للجنسين، رجالا ونساءا، لبقية حياتي. |
Kırk yıl önce, siyasi tarihçiler şöyle der, Eşit haklar Kanunu'na Mormon muhalefeti olmasaydı, şu anda anayasamızda Eşit haklar Kanunu olurdu. | TED | منذ 40 سنة خلت، سيقول المؤرخون السياسيون، أنه لولا المعارضة المورمونية لتحسين الحقوق المتساوية، لكان هنالك تحسين للحقوق المتساوية ضمن دستورنا اليوم. |
ama es geçilmiş ve görmezden gelinmiştir. Amerika Sivil haklar Mücadelesinde önemli rol oynayan pek çok kadın gibi. | TED | لقد تم تناسيها وتجاهلها، كالعديد من النساء اللواتي لعبن أدواراً مهمة ضمن حركة الحقوق المدنية في الولايات المتحدة. |
Mekanik ve tali haklar için de makul bir anlaşma yaparız. | Open Subtitles | و يمكننا العمل على حقوق تجارة أي حقوق ميكانيكية و ملحقة. |
Sonunda, yüzlerce kişi dinledi, binlerce kişi, barondan köleye kadar her tabakadan binlerce kişi temel haklar fikrini benimsedi. | Open Subtitles | وبالنهاية، أخذ المئات بل الآلاف من الناس بالاستماع لندائه لحقوق جميع الطبقات، من النبلاء وحتى الخدم |
Biz sivil haklar, veya kadın yasaları konularında | Open Subtitles | نحن لم نستسلم فى حقوقنا الشرعيه أو حقوق المرأه أو العدل داخل المنزل |
Bir Sivil haklar Sendikası size avukat sağladı mı o zamanlar? | Open Subtitles | هل إتحاد الحريات المدنية سيزوَدك بمحامي وقتها؟ |
İmgelemindeki haklar İblisi, kurbanlarını yedi mi yoksa sadece karaciğerlerini mi parçaladı? | Open Subtitles | فى رؤيتك, هل كان (هالكر) يأكل ضحيته بالكامل أم أنه كان يمزق الكبد فحسب ؟ |
Böylece kullanıcıların sahip olduğu haklar ve gizlilik güçlenecektir. | TED | سيعزز هذا الخصوصية والحقوق التي يستمتع بها الناس في العالم. |
Soylulara büyük haklar vermek. | Open Subtitles | ...لنقيم إحدى العادات القديمة. إمنحهم الـ"بريم نوكتس". |
Duyduğuma göre Longshanks soylulara haklar tanımış. | Open Subtitles | أسمع أن لوتقشانكس قد منح البريما نوكتيس |
haklar konusundaki 2. yasa değişikliği size niçin diğer 9'una kıyasla daha önemsiz geliyor? | Open Subtitles | لمَ عسى تعديلات ثانوية أقل أهمية من الـ9 الآخرين في قائمة الحقوق؟ |
Sivil itaatsizlik, tarihi defalarca kez değiştiren güçlü bir araç, hem ABD'nin altmışlı yıllarında sivil haklar hareketinde hem de Hindistan'da Mahatma Gandhi döneminde. | TED | العصيان المدني من الأدوات القوية التي غيرت التاريخ في العديد من المرات، في الولايات المتحدة خلال الستينيات خلال التحركات المطالبة بالحقوق المدنية، وبالطبع في الهند مع المهاتما غاندي. |
Politik haklar. | Open Subtitles | كلها تدعم المطالبة بوضع سياسي |
Sen söyle Jane, bu ölü askerlerin hakları var mı? Ve bu haklar ihlal mi ediliyor? | Open Subtitles | هل يمتلك المحاربون الأموات حقوقاً وهل هي تنتهك الآن؟ |