NASA'nın yerçekimsiz ortamda yazabilen kalemi geliştirmek için harcadığı milyonlarca dolar... hakkındaki hikâyeyi biliyor musun? | Open Subtitles | أنت تعلم تلك القصة كيف أن ناسا أنفقت الملايين |
Mahallede büyümek annem bakkal alışverişinde kullanması gereken parayı sabahki eroinine harcadığı için kahvaltıyı "arabaya servis" lokantalarında yapmak. | Open Subtitles | الترعرع بالأحياء الفقيرة أكل الفطور من اعانات الناس لأن ماما أنفقت آخر نقود البقالة |
Birlikte özel bir anımız kalsın diye, babamın tüm gününü harcadığı zamanı. | Open Subtitles | المرة التي أمضى أبي يوما بكامله محاولا ان يخلق ذكرى مميزة لي |
Saçına oldukça zaman harcadığı belli. | TED | من الواضح أنه أمضى وقتًا طويلاً في تصفيفه. |
Üniversitede harcadığı onca para için vicdan azabı çekmiyor herhalde. | Open Subtitles | إنه ليس نادماً على النقود التى أنفقها بالجامعة |
Hayranlarını senin henüz doğru kadınla tanışmadığına ikna etme yolunda harcadığı milyon dolarlar... | Open Subtitles | الملايين التي أنفقها... من أجل أن يوهم الناس أنك لم تجد الامرأة المناسبة لك؟ |
Evet. çünkü bu harcadığı büyük büyük babamın parası. | Open Subtitles | نعم, حسنا هذا لأن هذا مال جدي الذي ينفقه |
Brady Campaign'in kampanya yatırımları için harcadığı her bir dolara karşılık silah lobisi kaç para harcıyor biliyor musun? | Open Subtitles | (مقابل كل دولار ينفقه (برادي على حملة التبرعات، ـ هل تعرفين كم تنفق قوة ضغط الاسلحة؟ |
Ayrıca bu otel odasına harcadığı parayı düşününce muhtemelen önemli bir geceydi. | Open Subtitles | وبأخذ الاعتبار كم أنفقت على الجناح في الفندق لابد وأنها كانت ليلة قاسية عليها |
Daha önce de bu kadar çok para harcadığı olmuş muydu? | Open Subtitles | -هل... هل أنفقت المال بهذه الطريقة من قبل؟ |
Ayrıca beni ülkeye sokmak için harcadığı para için de borçluyum. | Open Subtitles | أنا أيضا مدينون له المال أمضى لتهريب لي في البلاد. |
Charlotte derse verdiği 50 doların harcadığı en iyi para olduğuna karar verdi. | Open Subtitles | تعتبر شارلوت أنه أفضل 50 باكز أنها وأبوس]؛ د أمضى من أي وقت مضى. |