Ameliyat odasında olaylar çok hızlı gerçekleşecek, ...buna hazırlıklı olman gerek. | Open Subtitles | ستشتعل الأمور فى غرفه العمليات، لذا أنتِ بحاجه لأن تكونِ مستعدة. |
Gatling silahını gördünüz mü? Askerleriniz bu silah gücüne hazırlıklı mı? | Open Subtitles | شاهدت الرشاشات الآلية هل قواتك مستعدة لمثل هذه القوة؟ |
hazırlıklı olsak veya olmasak da gelecekteki dünya için mi tasarlıyoruz? | TED | هل نحن نصمم للعالم القادم، هل هو مستعد أم لا؟ |
Bugün burada olan herkes bu görev için her riski almaya hazırlıklı geldiler. | Open Subtitles | كل من أتى إلى هنا كان مستعداً للمخاطرة بكل شيء لإنجاح هذه المهمة |
Ama hazırlıklı olun. Çünkü bizi orada neyin beklediğini bilmiyoruz. | Open Subtitles | ولكن كونوا على استعداد لأننا لا ندري ماذا ينتظرنا هناك |
Kötü şeyler olabileceğini beklemesen bile bunun için hazırlıklı olmak hata değil ki. | Open Subtitles | ليس من الخطأ الاستعداد لما هو سيء حتّى لو لم ترد له الوقوع |
Peki, bu belirli tehditlerin bazılarına nasıl hazırlıklı olabiliriz, bir başkana ya da başbakana saldırı gibi? | TED | فكيف يمكن أن نستعد لبعض هذه التهديدات المحددة، مثل الهجوم على رئيس دولة أو رئيس وزراء؟ |
Savaş için hazırlıklı geldim ama eski bir yara ateş etmemi engelledi. | Open Subtitles | جئت جاهزاً للمعركة و منعني جرح قديم من الهجوم |
Sadece hazırlıklı olmak istiyorum. Neye hazır? | Open Subtitles | ـ أريدكِ فقط أن تكونين مستعدة ـ لأجل ماذا؟ |
Ama nerede olursanız olun, buna hazırlıklı olmalısınız. | Open Subtitles | لكن أين وحيثما ستكونين عليك أن تكوني مستعدة لهذا |
hazırlıklı olmadığım bir başka soru da buydu. | Open Subtitles | كان سؤال آخر, لم اكن مستعدة للإجابة عليه |
Gazeteler beklenmedik ölümlere hazırlıklı olmak ister. | Open Subtitles | الصحف تحب أن تكون مستعدة لوفيات غير متوقعة |
Babamın geri dönmeyeceğini, ve kimsenin ateşe hazırlıklı olmadığını. | TED | أعلم أن والدي لن يعود وأن لا يوجد من هو مستعد للحريق |
- Bu yüzden de hazırlıklı geldim. - Neden bahsediyorsun sen? | Open Subtitles | ـ وهذا هو السبب في إنني مستعد لذلك ـ عن ماذا تتكلم ؟ |
Eğer her olasıIık için hazırlıklı değilsen, o zaman oyuna dahil olmamalısın. | Open Subtitles | إذا أنت كنت غير مستعد لكلّ الإمكانيات، ثمّ أنت يجب أن لا تخطو على الحقل. |
Bu sorun olmayacak. Sen çocuklarla harikasın. Sadece hazırlıklı ol. | Open Subtitles | لن تكن مشكلة، ستكون مذهلاً مع الأطفال فقط كن مستعداً |
Ben her şeye hazırlıklı, dövüşmesini bilen adamlar istiyorum, ...ama en önemlisi, sözümü dinleyecek adamlar... | Open Subtitles | ادعو الرجال المقاتلين ,الذين على استعداد لأي شيء ولكن قبل كل شيء, المطيعين |
Eğer blöf yapıyorsan... ..blöfünü görmelerine hazırlıklı olmalısın. | Open Subtitles | إن اخترت أن تخادع يجب عليك الاستعداد على الخداع |
Sadece, kendi başımıza bu kadar çabuk bu fırsatı değerlandirebilecek kadar hazırlıklı değiliz. | Open Subtitles | نحن فقط لم نستعد تماما الفرصة لتقديم أنفسنا بهذه السرعة. |
Önemli konumlarda olan siz, gizli ajanlarımızın buna hazırlıklı olmanız gerekiyor. | Open Subtitles | هناك عميلٌ نائم مدسوس في مركز مهم يجب أن تكونوا جاهزين |
Ödevini yap. Yaşanacaklar için hazırlıklı olman gerek. | Open Subtitles | قم ببحثك الخاص عليّك أن تكون مستعدًا للقادم |
Açıkçası; Buna hazırlıklı olduğunu bile düşünüyorum. | Open Subtitles | بالواقع، واثق جدّاً بأنّه سيكون مستعدّاً له |
Çocuk mahkemelerinde, bu derece hazırlıklı bir savunma hemen hiç görmedim. | Open Subtitles | لا أرى غالباً مدّعى عليهم يأتون مستعدّين لاجتماع التزام شبابي |
hazırlıklı olun diye bunları söylüyorum. | Open Subtitles | أُخبركنّ هذا حتّى تكونّ على أهبّة الإستعداد. |
Ama çok fazla dikkatli ve hazırlıklı olmadığımızdan eminim. | Open Subtitles | ولكنني مازلت متاكد لايمكن ان نكون حذرين جدا او مستعدون |
Bunu durdurmanın bir yolu olmalı en kötüye hazırlıklı olmalısın | Open Subtitles | لابُد أن هناك طريقة لإيقاف ذلك يجب أن تستعد للأسوأ |
Her an hazırlıklı olmalısın. Ama... galiba seninle bu iş olmayacak. | Open Subtitles | كن دائماً على إستعداد لكن أظن أن هذا العمل لا يصلح لك |