ويكيبيديا

    "iyi haber" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الخبر الجيد
        
    • الخبر السار
        
    • الاخبار الجيدة
        
    • اخبار جيدة
        
    • خبر جيد
        
    • أخبار سارة
        
    • الأخبار الجيدة هي
        
    • خبر سار
        
    • الأخبار الجيّدة
        
    • النبأ السار
        
    • أخبار جيّدة
        
    • والخبر السار
        
    • أخبار جيده
        
    • الخبر الجيّد
        
    • أخبار سارّة
        
    Ama iyi haber şu ki, buzlanmadan önce muhtemelen 10 ile 100 yıl kadar zamanımız var -- o yüzden, şimdiden eldiven stoklamaya başlamayın. TED لكن الخبر الجيد أننا نحتاج ما يقارب من 10 أس 100 سنة قبل أن يبدأ التجمد الكبير لذا لا داعي لتجهيز قفازاتك من الآن.
    Ancak... iyi haber şu ki, sanırım sana yardım edebilirim. Open Subtitles بأيه حال الخبر الجيد هو أنني اعتقد انه يمكنني مساعدتك
    İyi haber şu ki halihazırda bunun için çalışanlar var. TED الخبر السار هو أن هناك أشخاصًا يعملون لهذا الغرض حاليًا.
    Yok, karanlığa kadar bekleyeceğiz. İyi haber ise bir 'sabit hat' buldum. Open Subtitles كلا, علينا انتظار حلول الظلام الاخبار الجيدة انني عثرت على الخط الارضي
    Benım için en iyi haber geriye bakıp, şu insanlığın sonsuz potansiyelini özgür bırakma özgür bırakmaya devam etmek hakkında konuşmak olurdu. TED أعتقد انها اخبار جيدة ان كنا نستطيع ان نعود الى التحدث عن تحرير تلك الطاقة .. عن تحرير الطاقة الدائم للامكانيات البشرية
    Onun kullanılabildiği bilselerdi şaşırırdım ve bu da iyi haber. Open Subtitles سأُفاجأ إذا كانوا يعرفون أن بإمكانهم استخدامها، وهذا خبر جيد
    İyi haber, altı ay içinde annemin kaşık koleksiyonu sana kalacak. Open Subtitles الخبر الجيد هو انه بعد ستة اشهر سترثين مجموعة امي للملاعق
    Pekâla. İyi haber; tüneli kazan B600'den bir tane daha elimizde var. Open Subtitles الخبر الجيد أننا تحصلنا على حفار جديد الحفار الذي حفر القناة أصلا
    Pekâla. İyi haber; tüneli kazan B600'den bir tane daha elimizde var. Open Subtitles الخبر الجيد أننا تحصلنا على حفار جديد الحفار الذي حفر القناة أصلا
    Bak, iyi haber, damar yolu zaten açık, tek yapmam gereken torbaları değiştirmek. Open Subtitles انظر, الخبر الجيد أن إبرة المحلول بالداخل ,لذا علي فقط أن أبدل الأكياس
    İyi haber şu ki, bu muhbir FBI'ya ne söylediyse, ...sizi suçlamaya yetmiyor. Open Subtitles الخبر الجيد هو أن ما وشى به هذا المخبر للفيدراليين ليس كافيًا لاعتقالك
    İyi haber,karının doğum günün için sana oral yapmayı kabul etmesidir. Open Subtitles الخبر السار هو قبول زوجتك أن تمص قضيبك في عيد ميلادك
    Ama iyi haber siz iki aşk kuşunu bir araya getirebilirim. Open Subtitles لكن الخبر السار أنا قادر على جمع شملكُم يا طيور الحب
    İyi haber şu ki eğer ticari olarak uçuyorlarsa önce parayı indirmeleri gerekecek. Open Subtitles الخبر السار هو لو سافروا على الطيران التجاري سيكون عليهم تفريغ النقود أولاً.
    İyi haber ise Joel'un kartları sadece aile üyelerini kapsıyor. Open Subtitles الاخبار الجيدة قاعدة جول هو ان البطاقات فقط لافراد العائلة
    İyi haber çabuk yayılıyor değil mi? Open Subtitles اخبار جيدة .. سافر بسرعة سوف اعيده المرة القادمة
    İkinci iyi haber; bu gerçekten iyi bir haber: [Kadınları anlatan veya kadınların yaptığı filmler daha çok para kazanıyor.] TED الخبر الجيد رقم اثنان، وهذا خبر جيد بالفعل: أفلام النساء تحقق أرباحًا أكثر.
    Bu kötü haber gibi görünse de aslında iyi haber, çünkü kaset olsaydı tekrar evlenemeyecektik! Open Subtitles لكنها أخبار سارة لأنه لو كان الشريط موجوداً لما استطعنا الزواج ثانية
    İyi haber şu ki karnımızdaki bakterileri canlandırma kabiliyetine sahibiz. TED الأخبار الجيدة هي أننا باستطاعتنا أن نشغل البكتريا في بطوننا.
    İyi haber, bunu pinpon topuyla yapabiliyorsa, doğumu da kolayca yapabilir. Open Subtitles خبر سار , إن إستطاعت هذا بكرة المضرب فستكون ولادتها سهلة
    İyi haber, çökecek organı kalmadı. Open Subtitles الأخبار الجيّدة هي أنّه لم يبقَ لديهِ أعضاءٌ لتفشل
    Kötü haber, geçtiğimiz üç yıl içerisinde aldığım tek iyi haber. Open Subtitles أخبار سيئة, هذا هو النبأ السار الوحيد لدي في ثلاث سنوات.
    Geldikleri yerde devlet ajanları iyi haber getirmez de. Open Subtitles في بلادهم، عملاء الحكومة نادرا ما يحضرون أخبار جيّدة.
    İyi haber, bunun yalın olması ve kötü haber ise zor olması. TED والخبر السار هو أن هذا سهل، والخبر السيء هو أن هذا صعب.
    - Taze hava solumak ne güzel. - İyi haber, prensesim. Open Subtitles انا مسروره لتنفس هؤاء منعش أخبار جيده , يا أميره
    İyi haber ise, bir ajan ona yakınlaşmayı başardı. Open Subtitles ولم يحصلوا على شيء منها الخبر الجيّد, بأن هناك عميل واحد استطاع التقرّب إليها
    Eğer bir şey duyarsan haber verirsin. İyi haber mi? Open Subtitles حسنا ، أعلمينا إذا سمعتِ شيئا آخر أخبار سارّة ؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد