ويكيبيديا

    "kötüye" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • سيئة
        
    • سوءاً
        
    • تسوء
        
    • أسوء
        
    • إساءة
        
    • سيئ
        
    • الشر
        
    • للأسوأ
        
    • ساءت
        
    • أسأت
        
    • سئ
        
    • سوءً
        
    • الأسوأ
        
    • سيئاً
        
    • سوءًا
        
    Aslında görevin başından beri onlardan hiç haber alamamamız kötüye işaret. Open Subtitles حقيقة أننا لم نسمع من البعثة منذ مغادرتهم هي علامة سيئة
    Reçetesiz satılan uyku hapları bağımlılık yapabilir, bu semptompların daha kötüye gitmesine neden olablir. TED وحبوب النوم التي تباع دون وصفة طبية قد تسبب حالة إدمان شديدة، تؤدي إلى إلغاء ما يزيد هذه الأعراض سوءاً
    İşler kötüye giderse, şehrin ilk eşcinsel belediye başkanı gelip işi düzeltmeye çalışacak. Open Subtitles وعندما تسوء الأمور وأول مراقب شاذ للمدينة سوف يظهر ويلعب دور صانع السلام
    Ama daha kötüye gidebilecek akla gelen olaylar var mıdır, tüm yaşamı yok edecek olaylar? TED ولكن هل هناك تصور للأحداث التي قد تكون أسوء من ذلك، أحداث قد تقضي على حياتنا جميعا؟
    Büyüklük ne zaman kötüye kullandırır kendini? vicdanı devlet gücünden ayırdığı zaman. Open Subtitles إن إساءة استعمال العظمة تتجلى عندما ينفصل الضمير الحيّ عن السلطة
    Kargalar ölümü hisseder, evin etrafında uçmaları kötüye yorulur. Open Subtitles غربان يُمْكِنُ أَنْ تَشتمَّ موتَ، هو نوعُ طالع سيئ أَنْ يَكُونَ عِنْدَهُ هم طَيَرَاْن حول بيتِكَ.
    Birkaç saniye sonrasındaysa bilgisayarda kendi kendine birtakım işler dönmeye başlar, ki bu genelde kötüye işarettir. TED بعد عدة ثوان. الأمور تبدأ تحدث على الحاسوب من تلقاء نفسها، عادة ما تكون هذه علامة سيئة.
    Üç gün seren bir av olması gerekiyordu ancak ikinci gününde her şey kötüye gitti. Open Subtitles كان يجب أن يكون صيداً لثلاثة أيام لكن .يوم في السبت، أصبحت الأمور سيئة
    Adı kötüye çıkmış Bayan Morgan Taylor'ım: Müşteriler için zararlı. Open Subtitles انا سيئة السمعة والأنسة تيلور تسئ للمشتريين
    İnsanlar bencilce davranmaya başladığında insanlığın gelişimi geriye gidiyor ve işler herkes için çabucak kötüye gidiyor. TED حين يلتفت الناس للداخل وللوراء، ينعكس مسار التقدم الإنساني وتزداد الأمور سوءاً على الجميع بسرعة كبيرة.
    Ayrıca daha iyi olmadan daha kötüye gidebileceğim dönemler oldu. TED لقد شعرت أيضاً بأن هناك فترات حيث كنت ازداد سوءاً قبل أن أتحسن.
    Olabildiğince sakin ol. İşler daha da kötüye gitmesin. Open Subtitles . ابقْ ساكناً الآن على قدر إستطاعتك أنت تزيد الأمور سوءاً فحسب
    Seninle her konuştuğumuzda, işlerin daha da kötüye gittiğinin fakındayım. Open Subtitles اعرف انني في كل مرة احدثك فيها الامور تسوء أكثر
    Ayrıca bu dert edilince daha da kötüye gidecek olan bir durum. Open Subtitles ولكن أنة نوع الحالة الذي من الممكن يصبح أسوء بالقلق علية
    Polis gücünü biraz kötüye kullanmak olur, ama senin için bir araştırma yapabilirim. Open Subtitles قد تكون هذه إساءة بسيطة لسلطة الشّرطة ـ لكننى أستطيع إجراء بحثٍ لك ـ لا
    Sizin gibiler yüzünden polisin adı kötüye çıkıyor. Open Subtitles الناس أمثالك، نعم، يعطون الشرطة اسم سيئ جدا.
    İncil, 'Ölüm Meleği Tanrı'nın kötüye karşı kullandığı askeridir' der. Open Subtitles الانجيل يقول ان ملاك الموت هو مرتزق الرب ضد الشر
    Kral hala yaşıyordu, fakat Buttercup' in kabusları gittikçe daha da kötüye gidiyordu. Open Subtitles الملك لا يزال يعيش.. لكن باتركوب فى كابوس ينمو تدريجيا للأسوأ أترى ؟
    Hızlı, kolay, çirkin plânın işler kötüye giderse işe yarayacağını biliyorum. Open Subtitles الخطة السريعة والبسيطة والقبيحة التي أعرف أنّها ستنجح لو ساءت الأمور.
    Kaybedersem acı çekmem, kötüye kullanırsam hesap vermem gerekir. TED سأُعاني إذا ما فقدتها وأيضًا إذا أسأت استخدامها.
    Onlara soracak olursanız ben silah kaçakçılarının adını kötüye çıkarıyordum. Open Subtitles ، بقدر ما يظنوا كنت اعطى تجار السلاح اسم سئ
    Babacığım her hafta sonu daha kötüye gidiyor. Open Subtitles أبي، الأمر يزداد سوءً هنا كل نهاية أسبوع.
    İyiye giden çok az, kötüye gidense bir sürü değişim var. TED كانت هناك تغييرات قليلة نحو الأفضل والكثير من التغييرات نحو الأسوأ.
    İşler kötüye gittiğinde hep bizi neşelendireceğini düşünürdük. Open Subtitles كنا نعتمد علية أن يشجعنا عندما يصبح الموقف سيئاً
    Son birkaç yıldır, organ talebi büyük ölçüde arttığından bu sorun daha da kötüye gitti. TED في العقود القليلة الأخيرة، ازدادت المشكلة سوءًا مع ازدياد الطلب على الأعضاء بصورة هائلة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد