Ama ilçede hiç kafe yok, hiç internet kafe bulunmuyor, sinema ya da kitapçı da mevcut değil. | TED | لكن في المقاطعة كلها لا يوجد أي متجر قهوة، و لا ليس هناك مقهى انترنت، و لا دار عرض الأفلام، و لا مكتبة. |
Ve bu İngiltere'de deniz kenarında bir kafe. | TED | وهذا هو مقهى على شاطئ البحر في بريطانيا. |
ve bir gün, aynı zamanda bir kafe olan bir benzin istasyonuna girdik. İçeride dolu erkek vardı. | TED | وفي يومٍ من الأيام، ذهبنا لمحطة الوقود والتي كانت تتضمن مقهى أيضًا، كانت مليئة بالرجال. |
Köşede bir kafe ve önünde sandalyeler olduğunu biliyordum, bu yüzden yola daha yakın olmak için sola doğru kaydım. | TED | كنت أعرف بوجود مقهى عند تلك الزاوية ولديهم بمقدمة المقهى كراسي لذا عدلت سيري إلى اليسار لأقترب من الشارع . |
Viyana, 1900'lerde kafe kültürüyle ünlüydü. | TED | كانت فيينا عام 1900 مشهورة بثقافة المقهى. |
Dedektif Gates hediye kahvaltı kazandığınıza dair bildiri var elimizde, Kingsgate'teki Sunflower kafe'den. | Open Subtitles | محقق تلقينا ادعاء أنت استقبلت دعوة على إفطار مجاني في كافيه وسط المدينة |
Her yerde buluyorsunuz, minnettar bir havayolu, bir restoran minnettarlık bir kafe minnettarlık, bir minnettarlık olan şarap. | TED | أينما وجدتها، شركة طيران تستحق الشكر، مطعم يستحق الشكر، مقهى يستحق الشكر، مشروب يستحق الشكر. |
Çok uzun yıllar önce, South Side Walnut kafe'de çalışıyordum ufak bir lokanta ve orada bulunduğum zaman içerisinde militanlaşan lezbeiyen sürecine girdim: koltukl altlarını traş etmemek, Ani Difranco'nun sözlerini kabul edip, alıntılar yapmak. | TED | منذ بعض سنوات مضت، كنت أعمل في مقهى ساوث سايد والنات. وهو مطعم محليّ في المدينة، وأثناء عملي، كنت أمرّ بفترات نضال شديد للمثليّة الأنثوية: كعدم حلاقة إبطيّ الاقتباس من أغاني 'أني دي فرنكو' كتراتيل. |
Ama kafe, iyi tasarlanmamış, en azından benim için. | TED | لكن مقهى القهوة، ليس مصممًا جيدًا، على الأقل ليس بالنسبة لي. |
Köşede, geceleri açılan ve çalışanlarla denizcilere hizmet sunan kötü bir kafe vardı. | Open Subtitles | على الناصية كان هناك مقهى غامض مفتوح ليلاً للعمال و البحارة |
Benim geldiğim yerde, barında çok komik.. bir tabela asılı olan küçük bir kafe vardı. | Open Subtitles | هناك مقهى في بلدتي عليه لافته ظريفة فوق البار |
Londra, Liverpool ve Glasgow'da tüm restoran, kafe, dondurmacı, kumarhane ve gece kulüpleri yerle bir edilir. | Open Subtitles | كل مطعم, مقهى,بائع أيس كريم ,مقامر فى نيت كلب فى لندن ,ليفربول,جلاسكو,سوف يحطمو |
Bu noktadan, kafe penceresi dört, dört buçuk ayaktan buhar yüzünden belirsizleşmişti. | Open Subtitles | من هذه النقطة، نافذة المقهى محجوبة الى حد اربعة ونصف الى خمسة اقدام بالبخار |
kafe sahibi birşey dememiş, bir rezalet çıkmasından korkmuş. | Open Subtitles | مالك المقهى لم يقل شيئًا كان خائقًا من الفضيحة |
Ancak çelimsiz adam aynı numarayı birkaç defa daha yinelediği zaman kafe sahibi şöyle demiş: | Open Subtitles | لكن عندما كرر الشاب الصغير الخدعة عدة مرات مالك المقهى قال: |
kafe'nin önünden geçen kadınlar üzerinde bu aleti kullandığımı hayal ediyorum. | Open Subtitles | أحلم بأنني أستغلّ قوته على النساء العابرات بمحاذاة المقهى.. |
Vegas Ground kafe'de bir çatışma olmuş. | Open Subtitles | في كافيه على أرض فيغاس بين الشارع الرئيسي و الثامن |
Kuş uçmaz kervan geçmez bir yerde sıkışıp kalmış bir kafe'ye göre gayet iyi sayılırız. | Open Subtitles | حسنـاً، نحنُ على ما يُرام بالنسبة إلى مقهي يُقدم طعام موجود فى العراء |
İnternet kafe değil, oyun kulübü. | Open Subtitles | كلا, إنه ليس بمقهى إنترنت. بل نادي مقامرة. |
Seul'de gideceğiniz başka kafe yok mu? Niye sürekli buraya-- | Open Subtitles | هناك العديد من المقاهى فى سيول .. لماذا .. |
Amsterdam'da pek çok kafe var. | Open Subtitles | عِنْدَنا الكثير مِنْ المقاهي في أمستردام. |
Onu tanımadan önce kafe, sinema ve kitapçı gibi farklı yerlerde sürekli görüyordum. | Open Subtitles | ,قبل أن أعلم من هي ,استمريت في رؤيتها في أماكن مختلفة .مقاهي, دور عرض الأفلام, مكاتب |
Beni kafe'ye kadar takip eder misin? | Open Subtitles | أتريد اتباعي للمقهى في "جي اف كيه"؟ |
Afedersiniz efendim, ama kafe soygunu ile ilgili soruşturmayı bana vermelisiniz | Open Subtitles | اسمح لي ، يا سيدي اريد ان اتولى التحقيق في حادث سرقة المقهي الذي حدث اليوم |
Aynı sokakta, sinemanın karşısında bir dükkan var. Hayır, burası bir kafe. | Open Subtitles | عبر شارع صالة العرض يوجد متجر كلا، إنها كافيتيريا |