Arabalarımızın, etraflarındaki her şeyi inanılmaz bir şekilde görmelerine ve sürüşle ilgili tüm kararları vermelerine olanak sağlayan sensörleri var. | TED | سيارات تحوي مجسات تمكنها بصورة سحرية ان ترى كل شيء من حولها وتتخذ القرارات في كل منحى من مناحي القيادة |
Bu kararları kim alıyor bilmiyorum ama gerçekçi olmayan şeyler görüyorum. | Open Subtitles | لا اعلم من يصنع هذه القرارات اظن ان المشاهد ليست جيدة |
Şey, David, bazı kararları tutabildiğin kadar uzakta tutmayı istersin. | Open Subtitles | بعض القرارات أفضل لك أن تبقها بعيداً عنك بقدر المستطاع |
Onların verdiği kararları verdikten sonra, hayatımın ne hale geldiğini göstermek istedim. | Open Subtitles | لقد قررت بأن أريهم حياتي بعدما إتخذت نفس القرار الذي يتخذونه الأن |
Kitaptan değil ama son on yıldaki bütün işçi kararları bunu gösteriyor. | Open Subtitles | ليس من كتاب لكن كلّ قرار عمليّ على مرّ العشر سنين المنصرمة. |
İkincisi, kararları veren ben değilim. Bunu merkez büroyla konuşmalısın. | Open Subtitles | ثانياً ، لا أستطيع إتخاذ القرارات عليك التوجه لمكتب المدير |
İşleri batırmamak adına çok çok zor kararlar verdim ve bu kararları verirken bir çeşit risk aldığımın farkındaydım. | Open Subtitles | لقد اتخذت بعض القرارات الصعبة جداً جداً حتى أتجنب هذا كنت أعلم باتخاذي لتلك القرارات أنني سأعرض نفسي للخطر |
kararları komutanın veriyor, emirler sana geliyor, ve sen onları uyguluyorsun. | Open Subtitles | قائدك , هو من يتخذ القرارات يوكلها إليك و أنت تنفذها |
Yani, eğer tüm kararları alacaksan, sonuçlarını da anlasan iyi edersin. | Open Subtitles | لذا ان كنتي ستتخذي كل القرارات فمن الأفضل أن تفهمي العواقب |
Evet ama yine de. Bir gençler topluluğu kötü kararları mı destekler? | Open Subtitles | حسناً, لكن مع ذلك جماعة من الرجال يساندون بعضهم بشأن القرارات الخاطئة |
Peki artık salak olmayacağına göre senin için kararları ben vereceğim. | Open Subtitles | لذا حتى أن تتشافى من الحماقة , سوف أصنع القرارات لك |
Ama bu kararları artık birlikte almayacağımız anlamına mı geliyor? | Open Subtitles | لكن هذا يعني انه لن نتخذ القرارات جماعية بعد الآن؟ |
Peki, hayatı boyunca çocuğumuzla ilgili tüm kararları sen al. | Open Subtitles | حسنا, لم لاتأخذين انت كل القرارات المتعلقة بطفلنا مدى الحياة |
Burada kararları ben veriyorum ve soruşturmaları aktif olarak yürütmeye karar verdim. | Open Subtitles | الذي يعطي القرارات هنا و لقد قررت أنني سأقوم بمتابعت التحقيقات بنفسي |
Bu işte, kişisel olarak kabul etmesekte bütün kararları kabul etmek zorundayız. | Open Subtitles | ، في تلك الوظيفة علينا جميعاً تقبل القرارات التي لا نتفق عليها |
Biz de bu kararları verecek olan kişilerin bu 900 milyon opsiyonun üzerinden sadece birkaç gün içerisinde geçebilmesini sağlayan bir araç yarattık. | TED | لذلك اخترعنا أداة لتساعد متخذي القرار لغربلة 900 مليون خيار بغضون أيامٍ فقط. |
- Şovu ben yönetiyorum! kararları ben veririm! | Open Subtitles | أنا أتولى الموضوع و أنا الذى سيتخذ القرار |
bu odada ki ya da oranın dışında kalan ve her kararlarını kendileri verenlere beyanım; böyle kararları birlikte verebiliriz ve | TED | هذا هو طرحي لكم هذا هو طلبي عند كل صانع قرار في هذه الغرفة أو خارجها |
- Dur, ben kendi kendime konuşuyordum... Bizimle takılabilirsin ama kararları ben veririm. | Open Subtitles | لقد كنت أتحدث مع نفسي يمكنكما أن تفعلاً ما تريدانه لكنني أنا من يصدر الأوامر هنا |
Ve açıkca, bu iyi bir soru, ama çok zor takaslar yapılacak ve kararlar, bu yüzden ümit etmelisiniz ki dünyanın verecek olan kararları bu hedeflerin meşru olacağına dair işaret, dimi? | TED | و بصراحة، هذا سؤال جيد. لكن سيكون هنالك بعض المقايضات القاسية و الخيارات هنا. لذلك تريد أن تأمل أن المنهج و الذي يقرر بواسطته العالم هذه الأهداف الجديدة سيكون منطقيًا، أليس كذلك؟ |
Artık barla ilgili önemli kararları tek başına almanı istemiyoruz. | Open Subtitles | لا نريدك أن تقوم بأي قرارات رئيسية للحانة بعد الآن |
Korudukları tüm türlere fayda sağlayacak şeyleri yapmaları ve kararları vermeleri gerekiyor. | TED | يجب ان يتخذو القرارت التي ستفيد كل الكائنات التي تحميها. |
Oğlunuz komadayken onun hakkındaki medikal kararları siz vereceksiniz. | Open Subtitles | و ابنك في غيبوبة أنت من سيتخذ قراراته الطبية |
Bu kararları alan şapşalları bilirsin. | Open Subtitles | أنت تَعْرفُ المهرّجين الذين يصنعون هذه القراراتِ. |
Anlaşma yaptık. kararları ben veriyorum ve onunla konuşacaksın. | Open Subtitles | عقدنا أتفاقا، أنا أتخذ قراراتك وأقول أنك ستتحدثين إليه |
- Müşterilerinden biri bu mayın tarlasını almayı düşünüyorsa ikinci kötü kararları da bu olur. | Open Subtitles | إن كان أحد عملائك يفكر جديا بشراء حقل الألغام هذا، فهذا سيكون قرارهم السيء الثاني. |
Bir çok yerde, verdiği kararları eleştirdiğin söyleniyor. | Open Subtitles | نسمع الكثير عن إنتقادك لقراراته |
Bırak da onun sağlığı ile ilgili kararları ben vereyim, olur mu tatlım? | Open Subtitles | لما لاتجعلينني أتكفل بأمور قراراتها العلاجية، ياعزيزتي؟ |
Sürekli verdiğim kararları sorguluyor emir verir gibi konuşuyor, kaba ve kötü birisi. | Open Subtitles | إنها تتحدى قراراتي باستمرار انها ممتسلطة وقحة ومزعجة. |
İkimiz de görevlerimizi tamamlamak için gerekli kararları verdik. | Open Subtitles | كلاينا أضطروا إلى إتخاذ قرارت لإكمال المهمة |