ويكيبيديا

    "kazanma" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الفوز
        
    • للفوز
        
    • لكسب
        
    • بالفوز
        
    • كسب
        
    • الربح
        
    • تفوز
        
    • فوز
        
    • ربح
        
    • جني
        
    • لتفوز
        
    • لفوز
        
    • فوزنا
        
    • فوزه
        
    • لتكسب
        
    Çoğunuz Cheerios'un mükemmeliyet ve kazanma hakkında olduğunu bilirsiniz güzel görünmek, popüler olmak. Open Subtitles أغلبكم يعرف التشجيع هو عبارة عن الكمال و الفوز تبدو مثيرا وتكون مشهورا
    Hayır ama biri üzerine bıçakla geldiğinde kazanma şansın daha yüksek olur. Open Subtitles كلّا ربما تحصل على فرصة أكبر في الفوز إذا لحقك أحدهم بسكين
    Hayır ama biri elinde bıçakla karşına dikildiğinde kazanma şansın olabilir... Open Subtitles ولكن لديك فرصه في الفوز ,اذا ما هاجمك شخص ضخم بسكين
    Google'ın, Google olma nedeni bu ve beyzbol takımları bu nedenle maç kazanmak için kazanma sanatı kullanıyorlar. TED إنه السبب في أن جوجل هو جوجل، و إنه السبب في أن كل فرق كرة القاعدة هذه تستخدم التخطيط للفوز بالمباريات.
    Tek kazanma stratejiniz fikrin en iyi, en açık ve en az kişisel olan hâli ile bir bağlantı kurmak. TED الإستراتيجية الوحيدة للفوز بالمناظرة هي الإدلاء بأفكار أفضل وأنقى وأكثر بُعدًا عن شخصية المنافس.
    Kitabın para kazanma yöntemi olmadığını, bir ifade biçimi olduğunu anlayamıyor. Open Subtitles لا يستطيع أن يفهم أن الكتابة ليس طريقة لكسب المال . ولكنها للتعبير
    Öte yandan Fransa'nın Ment kentindeki... ...ikinci Pompidou merkezinin inşaatı yarışmasını... ...kazanma şansım oldu. TED و قد كنت محظوظاً جداً بالفوز بمنافسة آخرى لبناء مركز بومبيدو الثاني في فرنسا في مدينة ميتز.
    Peki, şu kazanma kaybetme meselesini kenara bıraksak nasıl olur? Open Subtitles فماذا تقولون نحن جميعا مجرد نسيان هذا الفوز أو الخسارة،
    diyorlar. Buradan da hemen şu sonuca varıyoruz büyük ikramiyeyi kazanma olasılığı yüzde yüz. TED وبذلك تتوصل إلى إستنتاج بأن إحتمالية الفوز بجائزة اليانصيب هي مائة بالمائة.
    İnsanlara oyunlar oynatarak, kazanma şansını artırmak adına kimin daha fazla veya daha az hile yaptığını görmeye çalıştık. TED كان لدينا أشخاص يلعبون ألعاباً لنرى من هو الأكثر أو الأقل عرضة للغش لزيادة فرصهم في الفوز بالجائزة.
    Egomuzu ve kazanma arzumuzu merak, empati ve öğrenme arzusuyla değiştiririz. TED ونستبدل غرورنا ورغبتنا في الفوز بالفضول والتعاطف والرغبة في التعلم.
    Asıl sebep, kazanma beklentisinin olması beyinde serotonin salgılanmasını ve iyi hissetmesini sağlar. Taa ki çekiliş sonunda kaybedene kadar. TED ذلك بسبب أن توقع إمكانية الفوز يطلق السيروتونين في الدماغ ، ويقدم في الواقع شعور جيد حتى يظهر السحب أنك خسرت.
    Derinlerde bir yerde, her zaman bir tacı kazanma şansı olacağını, siz de ben de biliyoruz. TED أنت وأنا نعرف أعمق الأعماق، هناك دائماً فرصة للفوز بالكأس.
    Bu para veya zafer kazandırmayacak, kazanma şansı olmayan bir davaydı. Open Subtitles إنها من نوعية القضايا التي لا تجلب مالاً ولا مجداً، وليست هناك فرصة كبيرة للفوز.
    Bir subay ve centilmen olarak bana maksimum kazanma şansı tanımak zorundasın. Open Subtitles بصفتك ضابط و رجل مهذب انت ملزم باعطائى فرصة هامشية للفوز
    Neredeyse her muharebeyi kazanabiliyorlarmış, ama savaşı kazanma yolunu görememişler. Open Subtitles لقد تمكنوا من الفوز فى كل معركة لكنهم لم يجدوا سبيلا لكسب الحرب
    Benim de Olimpiyat altını kazanma hayalim vardı. Open Subtitles أنا أيضا كنت أحلم بالفوز بميدالية أولمبية
    Avrupa savaşlarında saygınlık kazanma şansı... talihin hoş bir cilvesi gibiydi. Open Subtitles الفرصة في كسب إمتياز في الحروب الأوروبية بدت وكأنها ضربة من الحظ الجيد
    Teknolojideki arkadaşlara yine sevgiler: Video oyunlarında kadın düşmanlığından para kazanma bitmeli. TED والمزيد من الحب لأصدقائي في التكنولوجيا: الربح من خلال كراهية النساء في ألعاب الفيديو يجب أن تنتهي.
    Seçimi kazanma şansının komik olduğunu düşünüyordum ama bu çok daha komik. Open Subtitles عندما كنت تريد أن تفوز بالإنتخابات هذا كان مضحكًا لكن هذا جنوني
    Aşkı böyle yorumlamak, birinin sevgisini kaybetme ya da kazanma konusu değil. TED هذه النسخة من الحب ليست عن فوز أو خسارة مودة شخص ما.
    İşin yoksa kazanma umudumuz kalmaz. Open Subtitles ليس لدينا أمل فى ربح القضية أذا كنت عاطل
    Bilirsin,dans etmeyi seviyorum ama, benim için daha çok para kazanma anlamına geliyor. Open Subtitles الرقص أنا أحبه ولكن إنه مسألة أكثر من جني المال
    Gerçekten kazanma şansın olduğunu düşünmüyorsun, değil mi? Open Subtitles أنت لا تعتقد أنه لديك الفرصة لتفوز الأن أليس كذلك؟
    Azıcık bile olsa kazanma şansımız olabileceğine inanarak kendimizi kandırıyoruz sanki. Open Subtitles السيد، أعتقد نحن كنّا نخدع أنفسنا لإعتقاد نحن كان عندنا حتى الفرصة الأشدّ صغرا لفوز هذه.
    Ancak hepsi gen patenti savaşını kazanma şansımızın sıfır olduğunu düşünüyorlardı. TED جميعهم اعتقدوا أن احتمالية فوزنا بتحدي جينات براءة الاختراع تقريباً صفر
    Ayrıca ejderhaya binen bir tavşan hayal edersen loto kazanma şansı artar. Open Subtitles و أيضاً إذا أمكنك تخيل أرنب يمتطي تنيناً فذلك سيزيد فرص فوزه باليانصيب
    Size öğrettiğim gibi vahşet hiçbir zaman bir dövüşü kazanma yolu olamaz Open Subtitles الوحشيه , كما علمتكم لم تكن الطريقه لتكسب بها المعارك

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد