Bu kitabın yazarı benimle aynı okula giden o sessiz çocuğun kendisi. | TED | إن مؤلف هذا الكتاب كان الصبي الصغير نفسه الذي ذهب إلى مدرستي. |
Bu kitabın adı " Kendi Rüzgar Bekçin Ol, Rachel " olmalıydı! | Open Subtitles | ان هذا الكتاب كان يجب ان يدعى كونى حارسك الخاص يا ريتشيل |
Kitabının sonu, kitabın başında uyuyakalmış olan benim için bir uyanış çağrısıydı... | Open Subtitles | نهاية الكتاب كانت نداء الصحوة الذي أحتاجه بعد النوم في بداية كتابك |
Charlie, kitabın, ben ve Emily varız. Bizi zengin yapan şey bu. | Open Subtitles | شارلي , انت لديك كتابك , لديك انا واملي وهذا يجعلنا اغنياء |
Anladığım kadarıyla, bu kitabın yazıldığı süre içinde yazarla editör arasındaki ilişkinin kutsal olması bu şirketin temel politikasıdır. | Open Subtitles | حسناً، من واقع معرفتي بسياسة هذه الشركة أثناء كتابة الكتاب يجب أن تكون العلاقة بين المحرر و الكاتب مقدسة |
Şahsen J.K. Rowling'i arasam bile o kitabın bir örneğini alamam. | Open Subtitles | لم تفهمني مهما فعلت، لن أحصل على نسخة من ذلك الكتاب |
50. sayfaya gelene kadar kitabın ne anlatmak istediğini anlayamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تعرفي الكتاب فعلياً حتى تصلي للصفحة 50 |
Bana yolumun önümde serili olduğunu beni kitabın güvende olacağı yere götüreceğini söyledi. | Open Subtitles | أخبرني أن هناك طريقاً عُبّد لي، سيقودني إلى مكان حيث يصبح الكتاب بأمان. |
kitabın konusu daha çok, onu soruşturan ve yakalamaya çalışan adamlarla ilgili. | Open Subtitles | حسناً، هذا الكتاب عن الرجال الذين قاموا بالتحقيق عنه ،وحاولوا الإطاحة به |
O kitabın hiç var olmaması gerekiyordu. Bunu halledin. Yoksa çekeceğiniz var demektir. | Open Subtitles | ذلك الكتاب لم يجدر ابداً ان يتواجد اصلح هذا, او سيكون الثمن غالياً |
Onun için aldığım bir kitabın film hakkı ile alakalı. | Open Subtitles | إنه .. إنه يتعلق بحقوق الكتاب التي حصلت عليها لها |
O kitabın parçalarını birleştirdiklerinde, oradan kaçan altı Amerikalının neye benzediklerini öğrenmiş olacaklar. | Open Subtitles | فور ان يعيدو تجميع ذلك الكتاب, سيعلمون بفرار 6 أمريكيين و سيعرفون شكلهم |
Belki de kitabın yazarı sadece kendini iyi hissettirmeye çalışıyordu. | Open Subtitles | ربما مؤلف الكتاب حاول فحسب أن يجعل نفسه يشعر بتحسن. |
kitabın benim duygusal yönlerimi anlatan tarzda bir şey olmasını istemiyorum. | Open Subtitles | الكتاب لن يكون صورة عاطفية عني او هراءاً من هذا النوع |
Okumak istediğiniz kitabın altına adınızı ve grup üyelerinizin ismini yazın. | Open Subtitles | اكتبوا سمائكم تحت عنوان الكتاب الذي ستختاروه وقسموا أنفسكم الى مجموعات |
Charlie, kitabın, ben ve Emily varız. Bizi zengin yapan şey bu. | Open Subtitles | شارلي , انت لديك كتابك , لديك انا واملي وهذا يجعلنا اغنياء |
Üzgünüm, kitabın içindekileri görmeye iznin yok. - Kurallara aykırı. | Open Subtitles | آسف، غير مسموح لك بالرؤية داخل كتابك إنه ضد القوانين |
Cinayetleri kastetmiyorum. Senin kitabın da cinayetlerle dolu. | Open Subtitles | ليس معنى ذلك تُحرّم عمليات القتل كتابك مليء بحالات القتل |
Şu kitabın için bayağı bir malzemen varmış gibi duruyor. | Open Subtitles | حسناً. بالتأكيد تبدو وكأن لديك بعض من مواد تلك الكتب |
Tüm ömrünü kutsal kitabın doğruları uğruna yaşayan biri olarak konuşacağım. | Open Subtitles | إننى سوف أتحدث كما تحدثت طوال حياتى نيابة عن الحقيقة الحية للكتاب المقدس |
Tabi ya, senin kitabın çıktı ve süslü ödülünü almak üzeresin, bense sıradan bir ev kadınıyım. | Open Subtitles | لقد فهمت لديكِ كتابكِ .. وجائزتكِ الثمينة، |
Bir kitabın gizli bir kapı olmasını ve açılarak hikayeleri gerçek hayata çıkarmasını isterim. | TED | أريد باب سري بالكتاب يُفتح وأدع القصص تخرج للواقع. |
Bu yüzden ben de kitabın kapağı kendisini yanlış ifade etsin ve okuyucunun da buna olan tepkisini bir şekilde göstermek istedim | TED | ولقد أردت غلاف كتابه هذا لكي يساء تصويره أيضًا ثم أبين كيف يتعامل القاريء معه. |
Ben orada değildim ama doktora masasının üstündeki kitabın sana ulaştırıldığından emin olmasını söylemiş. | Open Subtitles | أنا ما كُنْتُش هناك لَكنَّه أخبرَ الطبيبَ ليتَأْكيد من أنك حَصلتَي على الكتابِ الي كان علي مكتبة |
Senin kitabın çok satar, ben de bir milyonumu alırım. | Open Subtitles | لذا فتنشري أقوى كتبك و أحصل أنا على المليون |
Tamam, dün gece, kitabın hakkında düşünüyordum. | Open Subtitles | حسناً، مساء أمس، كنت أفكر بكتابك |
Önce bütün gazetelerde haberi çıktı, sonra hakkında bir kitap yazdılar ve kitabın kaseti çıktı, sonra masaüstü oyunu. | Open Subtitles | فى بادىء الأمر كنت فى كل الصحف, وبعدها ألّفوا كتاباً عنها, وبعدها الكتاب على شريط, وبعدها لعبة الطاولة, |
24 saat, üç derece yükselen ateş ve kara kitabın iki sayfasından sonra, Samantha istediğine yaklaşamamıştı bile. | Open Subtitles | 24 ساعة، ثلاث درجات حمى وصفحتين من كتابها الأسود في وقت لاحق، كان سامانثا ليس أقرب لإغلاق صفقة لها. |
Bu şey bir ton be. kitabın bunda olduğundan emin misin? | Open Subtitles | هذا الشئ وزنهُ ثقيل هل انتِ متأكدةٌ انَ الكتابَ موجودٌ بداخلهِ |
kitabın tüm gelirinin kurban vakıflarına verilmesi gerekiyor. | Open Subtitles | و جميع الأموال منَ الكِتاب منَ المفروض أن تذهَب إلى وديعة بإسم الضحية |
kitabın çok güzel olmasına rağmen inanılmaz güzel ama çok detaylı. | Open Subtitles | ... وبالرغم من أنَّ كتابكَ جميلُ جداً ... أعنى, جميل بذهول, إنه ... إنه فى بعض الأوقات |