ويكيبيديا

    "koltuğun" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • المقعد
        
    • الكرسي
        
    • مقعدك
        
    • مقعد
        
    • الاريكة
        
    • المقاعد
        
    • أريكة
        
    • مقاعدكم
        
    • كرسيك
        
    • للمقعد
        
    • كرسيكَ
        
    • الكرسى
        
    • الكنبة
        
    • الأريكة
        
    • مسند
        
    Görevden son döndüğümde koltuğun altında çürümüş bir Big Mac buldum. Open Subtitles اخر مرة عدت فيها من التوزيع وجدت وجبة متحجرة تحت المقعد
    Sonra koltuğun altında yapıştırdığı hayalet seslerini çıkartan kaset çaları gösterdi. Open Subtitles وبعد ذلك أراني الشريط المسجلة تحت عب المقعد يبدو مثل الشبح
    Kızın ailesi dava açtı ama koltuğun kusurlu olduğuna dair kanıt yoktu. Open Subtitles والدا تلك الفتاة قاضيا لكن لم يكن هنالك دليل بأن المقعد خراب
    Sessizce koltuğun arkasına geçer başına sert bir şeyle vururdum. Open Subtitles لذا سأتحرك ببطىء خلف الكرسي وأضربه على رأسه بشيء
    Bu koltuğun performansımı gölgelemesini istemiyorum. Open Subtitles حتى لا يفوقني هذا الكرسي في الاداء الليلة
    Arka koltuğun altına saklanmıştı bu. Kaydedilmemiş ön ödemeli telefon. Open Subtitles هذا مخفي تحت مقعدك الخلفي دفعات غير مسجلة أينما تذهب
    Bu koltuğun da Aztek ikizlerine şaplak attığı yer olması gerek. Open Subtitles وهذا يجب أن يكون مقعد النافذة حيث كان يصفع التوائم الأزتك.
    Ve sonra sinema salonunda otururken yanımdaki koltuğun boş olduğunu fark ettim. Open Subtitles ثم كنا جالسين في المسرح، وأدركت أن المقعد المجاور لي كان فارغا.
    Gördüğünüz gibi aslında katlanabiliyor, ve koltuğun arkasında. TED انها في الواقع, كما ترون ، بعد طي المقعد العادي
    Sen gidip yapman gerekenleri yap. koltuğun altında işimize yarayabilecek bir şeyler var, ne olur ne olmaz. Open Subtitles تحت المقعد ستجد شيئاً قد تحتاجه، فقط عند الحاجة
    - Arka koltuğun üstüne koy. - Artık şu motoru bir çalıştırayım. Open Subtitles إرمه فى المقعد الخلفى دعنى ادير هذا المحرك الآن
    Bizim arabalarda arka koltuğun kapısı dışarıdan açılır. Open Subtitles داخل سياراتنا شخص ما يجب أن يخرجك من المقعد الخلفي
    ...sağ tarafınızdaki koltuğun altına bir şey... -saklar gibi öne doğru eğildiniz. Open Subtitles كنت تنحني وكأنك تحاول إخفاء شيء ما في أسفل المقعد الجانبي
    Bu üçüncü ihlalim olacak ve müebbet hapis alacağım. Panikledim. koltuğun altına uzandım, silahı kavradım ve onu vurdum. Open Subtitles وضعت يدي تحت المقعد أمسكت بالمسدس، وأطلقت عليه أكمل
    Pekala, koltuğun üzerine biraz sos döküldü. Open Subtitles ـ أرقت بعض الشراب على المقعد ـ إنها أريكة بيضاء
    Zamanı gelince küllerini o koltuğun üzerine serptiğimizde muhtemelen kimse farkında olmayacaktır. Open Subtitles حتى يأتي الوقت الذي نجمع فه رفاتك ونبعثره على هذا الكرسي حيث يذهب هباءً دون ملاحظة أحد
    koltuğun yerini çok iyi ayarlamıştım, kapıda duran biri diktafonu göremezdi. Open Subtitles و قد قمت بحساب مكان الكرسي بعناية حتى يكون الديكتافون غير مرئي لكل شخص يقف في الممر
    Hal buradaysa öne iki adım atıp ilk koltuğun sağına gel. Open Subtitles لو أن هال هنا فعليك أن تخطي خطوتان سيكون على يمين الكرسي الأول
    Belki yemekten sonra senin şu deri koltuğun hakkında da konuşabiliriz. Open Subtitles ربما بعد الغداء يمكننا التحدث عن مقعدك المريح
    Sanırım o anda tabancayı bana verdi, ben de koltuğun altına koydum. Open Subtitles وأظنه ناولني المسدس, ووضعتُه تحت مقعد السائق.
    Oğlunuzun onu elinde gitarla koltuğun üstünde sarhoş bulduğunu söylemiştiniz. Open Subtitles ظننت ان ابنك وجده ثملا على الاريكة مع الغيتار المستطيل
    Onları izlediğimiz anlaşılmasın diye koltuğun altına eğilmemiz gerekir mi? Open Subtitles هل علينا الإختباء وراء المقاعد حتى لا يعلمون أننا نشاهدهم؟
    Daha sonra fotoğraf çektim ve sokaktaki bir koltuğun resmini çizdim. TED وبعد ذلك صورت وقمت بتلوين أريكة كانت في الشارع.
    Emniyet kemerlerinizi bağlayıp bagajlarınızı önünüzdeki koltuğun altına koyunuz. Open Subtitles ويجب أن تكون أحزمة مقاعدكم مثبتة بأمان وأن تُحفظ كل الأمتعة المحمولة تحت المقعد الذي أمامكم أو الصناديق العلوية.
    Çayın ve gazeten koltuğun yanında. Open Subtitles صحيفة اليوم والشاي كليهما بقيا بجانب كرسيك لقد عملت الشاي قبل عشرة دقاق لذا لا بد انه قد برد
    Örneğin koltuk yükseltme parçası hem koltuğun oturtulması görevini görüyordu ama aynı zamanda da işlevsel sağlamlığı korumaya yarayan yapısal bir parça idi. TED فمثلاً الاداة الرافعه للمقعد يتم استخدامها كقاعده للمقعد والقطعه المخصصه في البنيه لتعطي الصلابه
    Eski koltuğun da açıkta. Open Subtitles كرسيكَ القديم مفتوحُ.
    Kıçını İtalyan derisi koltuğun üzerinden kaldır ve defol git! Open Subtitles فقط أخرج مؤخرتك من على الكرسى ذو الجلد الإيطالى و أخرج من هنا الأن
    Oda koltuğun üstünde eşyalarını görmüş olmalı. Open Subtitles فلا بد أنه رأى أغراضك على الكنبة و أخذها
    koltuğun ucundaki yeşilin minderlerle nasıl uyumlu olduğunu görüyor musun? Open Subtitles الأواني الفخـارية تُعزّز وجودهـا عن طريق هذه الوسـائد على الأريكة
    Bunu arka koltuğun altında bulduk. Open Subtitles وَجدنَا هذا تحت مسند المقعد الخلفي.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد