Salgını önlemek ve izlemek için yakalanmayanları bilgilendirmek korumak ve aşılamak için işbirliği içinde özverili bir çaba gösterilir. | TED | هذا جهد جماعي يتَّسِمُ بالإيثار لوقف الإنتشار من الأساس وإبلاغ أي شخص غير مصاب بكيفية حماية أو تحصين أنفسهم. |
Bu önemli değil tabii, çünkü sizin işiniz insanları korumak değil! | Open Subtitles | لكن هذا غير مهم ليس لان هذا من مهمتنا حماية الناس |
Ve dedi ki patlama öyle gürültülü ve ışık o kadar yoğunmuş ki o gözlerini korumak için yüzünü elleriyle kapatmak zorunda kalmış. | TED | و قال ان الانفجار كان مدويا و الضوء كان كثيفا جدا، حتى انه كان عليه في الواقع وضع يديه امام وجه لحماية عينيه. |
Ayrıca KGB seni kaçırmasın diye, seni korumak için. Sakin ol dostum. | Open Subtitles | ايضا لمنع مخابرات السوفيت من اختطافك انهم من اجل حمايتك استرخ ياصديقي |
FDA insanları korumak için kurulmuştur onların yardım almasını engellemek için değil. | Open Subtitles | وكالة الأدوية تشكلت لكي تحمي الناس ليس لمنعهم من الحصول على المساعدة |
Evet. Bu sadece sırlarımı gansterlerden ve... hükümet ajanlarından korumak içindi. | Open Subtitles | أجل ، بهذه الطريقة كنتُ أحمي مخبئي من رجال الحكومات والعصابات |
Bu durumun onunla karşılaştırılabileceğini düşünmüyorum. Tüm isteğimiz insanlarımızı korumak. | Open Subtitles | بالكاد يمكنني المقارنة بهذا الموقف كل ما نريده حماية شعبنا |
Parşömeni korumak istemiyorum, Onu okumak istiyorum, gücü ele geçirmek. | Open Subtitles | أنا لا أريد انتقل إلى حماية. أريد قراءته. تأخذ السلطة. |
Tabutu korumak, rahipler için öldürmekten daha önemli, öyle mi? | Open Subtitles | عملية حماية التابوت مهمة بحيث تجعل الناسك يقوم بالقتل، ها؟ |
Hapishane şöhretini korumak mı yoksa buradan kaçmak mı istiyorsun? | Open Subtitles | أتريد حماية حقوقك الشرعية بالسجن أم تريد الخروج من هنا؟ |
Aileni korumak her şeydir ve sanırım merhum eşin de bana katılır | Open Subtitles | حماية العائلة هى كل شىء وأعتقد أن زوجتك الميتة كانت ستتفق معى |
Ben küçükken annem, verimli arazisini korumak... için bir bent yapmak istemiş. | Open Subtitles | والدتي، عندما كنت صغيرة ارادت بناء سد لحماية أرضها ذات النمو الجيد |
Yüzünüzü cam ya da diğer parçalardan korumak için battaniye ve yastıkları kullanabilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنكم أن تستخدموا الوسائد و الأغطية لحماية وجوهكم من تطاير المخلفات و الزجاج |
Benim malımı da korumak için böyle dövüşeceksen gece yarısından önce gemine yollarım. | Open Subtitles | أتنوى أن تحارب بهذه القوة لحماية ممتلكاتى سوف أسلمها لعهدتك قبل منتصف الليل |
Yalan söylediğim için özür dilerim ama seni korumak için söyledim. | Open Subtitles | انا اسف ان كذبت عليك لكنني فعلت ذلك من اجل حمايتك |
Annesi kendini korumak için çocuğu hakkında yalan söylüyor olabilirdi. | Open Subtitles | من الممكن أن تكذب الأم بشأن الطفل لكي تحمي نفسها |
Ne olursa olsun hançeri korumak benim en kutsal vazifem ve kaderimdi. | Open Subtitles | أحمي الخنجر، لا تهم العواقب تلك كانت دعوتي المقدسة. ذلك كان قدري. |
Ve O'nu korumak için, şehir dışına çıkarma fikri gülünç. | Open Subtitles | و فكرتك حول اخراجها من المدينة لاجل حمايتها فكرة سخيفة |
Onu korumak istiyorsun biliyorum ama daha iyi bir yolu olmalı. | Open Subtitles | أنا أعرف بأنكِ تريدين حمايته ولكن هناك طرق أفضل من ذلك |
Onlar Ruanda'daki, maddi olarak, en değerli şeyler bu yüzden sınırın bu tarafında, onları korumak büyük bir başarı. | TED | إنهم في الواقع من أكبر صناع المال في رواندا، وعلي هذا الجانب من الحدود، يُعد الحفاظ عليها نجاحًا كبيرًا. |
Bir zamanlar insandı ama ben dev savaşlarına çağrıldığımda beni korumak istedi. | Open Subtitles | كان رجلاً فيما مضى لكنْ حين استدعيت إلى حرب الغيلان أراد حمايتي |
Peki ya savaş çocuklarımızı korumak için değilse, ne içindir? | Open Subtitles | ولكن لم هي الحرب من أجله عدا للحفاظ على أبنائنا |
Dün gece, bir vampiri korumak için kafama silah dayadı. | Open Subtitles | ليلة البارحة رفع مسدس في وجهي ليقوم بحماية مصاص دماء. |
Seni korumak için elimden geleni yapacağıma inansan iyi edersin. | Open Subtitles | . أنتى تصدقى بأننى سأفعل كل ما فى وسعى لحمايتك |
Uğraşmak zorunda olduğumuz ilgisiz, kayıtsız bir takım kurumlara karşı kendimizi korumak için daha ve daha fazla kural. | TED | لنفرض قواعد وقوانين اكثر واكثر لكي نحمي انفسنا ضد المؤسسات اللامبالية والغير مهتمة التي يتوجب علينا التعامل معها |
Eğer kız arkadaşını korumak istiyorsa bence onu rahat bırakmalısın. | Open Subtitles | إن كان يشعر بأنه يحمي خليلته عليك ترك الأمر وشأنه |
Beş yıl önce Laura, kendisini korumak için erkek arkadaşını vurmuş. | Open Subtitles | منذ خمس سنوات، وأصيب ورا لها صديقها في الدفاع عن النفس. |