Bu neden 10 ya da hatta 5 yıl önce mümkün değildi? | TED | لماذا لم يكن هذا ممكناً قبل عشر أو حتى خمس سنوات خلت؟ |
Tüm kozmik hikâyemizin nasıl başladığını öğrenmek ve bunun nasıl mümkün Olabileceğini görmek için zamana fizikçilerin baktığı gibi bakmamız gerekiyor. | Open Subtitles | كيف تنتهي قصة الكون كله لنرى كيف يمكن أن يصبح هذا ممكناً نحن بحاجة للنظر إلى الزمن كما يفعل علماء الفيزياء |
Bu bireylerin hassas olduğunu bilirsek o zaman erken müdahale mümkün olabilir. | TED | إن كنا نعرف أن هؤلاء الأفراد غير محصنون، سيكون التدخل المبكر ممكنا. |
Gerçekten ama gerçekten kurtulmak istediklerinde Jim Crow South'dan ABD sınırları içerisinde mümkün olan en uzak noktaya, Alaska'ya gittiler. | TED | وحين رغبوا حقًا في الهرب بعيدًا، اتجهوا إلى ألاسكا، أبعد منطقة ممكنة داخل حدود الولايات المتحدة عن جنوب جيم كرو. |
Tek hikayeden söz ederken, güç hakkında konuşmamak mümkün değildir. | TED | من المستحيل الحديث عن النظرة الآحادية بدون الحديث عن السلطة. |
Clark, tüm bu olanların hormonal bir bağlantısı olması mümkün. | Open Subtitles | كلارك من المحتمل أن يكون سبب ماحدث له صله بالهرمونات |
İlginç olan şeyse, insan, robot ve yapay zekânın birbirini güçlendirmeden bu terası inşa etmesinin kesinlikle mümkün olmamasıydı. | TED | المثير للاهتمام أن، بناء هذا الجناح لم يكن ممكنًا بدون البشر والإنسان الآلي و الذكاء الصنعي بتطويرهم لبعضهم البعض. |
Bunu da etraflarına yakılmış ajanları toplayarak mümkün kılmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | و التسبب بطرد بعض الجواسيس جعل من فعل ذلك ممكناً |
Böylece buraya gelip, insanların arasına karıştım amacım melezlenmenin mümkün olup olmadığını görmekti. | Open Subtitles | فجئتُ إلى هنا، و تحرّكتُ بين الناسِ بسريّة، لأرى إن كان التكاثرُ ممكناً. |
Eğer, yeterince uzun yaşarsan, her şeyin mümkün olduğunu görürsün. | Open Subtitles | حسنا، إن عشت فترةً طويلةً كفايةً، كل شيء يصبح ممكناً |
Fakat mikrodalga teknolojisi, uyduların kullanımı ile kablosuz güç aktarımını çoktan mümkün kıldı. | Open Subtitles | لكن تقنيات الميكرويف جعلت هذا ممكنا لنقل الطاقة لاسلكية مع استخدام الأقمار الصناعية |
Artık ben bunun hem mümkün olduğunu hem de nasıl yapılacağını biliyorum. | Open Subtitles | والآن أنا أعرف أنه ليس أن ذلك ممكنا فحسب بل كيفية بناؤها |
Sesleri fark etmek ve lokasyonunu bulmak işitme sistemi sayesinde mümkün olur. | TED | إن القدرة على التعرّف على الأصوات وتحديد موقعها ممكنة بفضل الجهاز السمعي. |
mümkün olduğu kadar aklını çalıştır, onun sadece bir alıştırma olduğunu bilerek. | Open Subtitles | مرن عقلك البشري بأعمق درجة ممكنة حيث أنك تعالم أنه مجرد تمرين |
İçinde bulunduğumuz uluslararası durumda, böylesine bir toplantı pek mümkün değil. | Open Subtitles | في الحالة الدولية الراهنة ، حتى الاجتماع سيكون من المستحيل تماما. |
Cüce bukalemunu bulmak, Bertrand'ın uzmanlığı ve keskin gözleri olmasa mümkün olmazdı. | Open Subtitles | لم يكن من المحتمل إكتشاف الحـرباء القزميه لولا خبرة بيـرتـراند وعيونه ثاقبه |
Şu an mümkün görünmüyor, biliyorum ama normal bir hayata sahip olabilirsin. | Open Subtitles | أعلم أن هذا لا يبدو ممكنًا الآن، لكن بإمكانك عيش حياة طبيعيّة. |
Sonra o gün neler olduğunu mümkün olduğunca doğru şekilde iletmeye çalıştık. | TED | بعدها حاولنا نقل ما حدث ذلك اليوم بأكبر قدر ممكن من الدقة. |
Herşey iyi şeyleri kendimize çekmek ve kötü olandan da mümkün olduğunca korunmak ile ilgilidir. Bu düşünce beni rahatlatıyor. | TED | مع معرفتنا أن هذا الشيء حول تعزيز الجيد بقدر محاولتنا لوقاية أنفسنا من السيء كان لهذا الأثر المهدىء بالنسية لي. |
Hayatlarımızı mümkün olduğunca çok seksi kadın tavlamaya adadık biz. | Open Subtitles | نحن نكرّس حياتنا لإلتقاط أكبر عدد مُمكن من النساء المُثيرات. |
RD: Demek istediğim, kısmen bunun mümkün olup olmadığını merak ettik. | TED | أعني، بشكل جزئي، كنا نتسائل إن كان من الممكن إنجاز الأمر |
İki mektubun aynı bilgisayardan geldiğini teyit etmek mümkün mü? | Open Subtitles | إذاً هل هناك أي طريقة للتأكيد على أن الخطابين وصلا |
mümkün olduğunca çabuk, hayır, en kısa sürede daha iyi. | Open Subtitles | كلما كان أقرَب كان أفضل كلا, بل في أول فرصة |
Peki ya gerçekten beynin içine girip, bu film klibini düzenleyebilmemiz gerçekten mümkün mü, aslından farklı bir şeye dönüştürebilir miyiz? | TED | لكن هل هنالك إمكانية أن نستطيع الدخول إلى داخل الدماغ و تحرير لقطة الفيلم هذه؟ بحيث نستطيع جعلها مختلفة عن الأصل؟ |
Ama sen onun yerini anlamda mümkün olması gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | لكنهم يعتقدون أنك يجب أن تكوني قادرة على الشعور به |