ويكيبيديا

    "mazeret" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • عذر
        
    • عذراً
        
    • أعذار
        
    • حجة غياب
        
    • العذر
        
    • أعذاراً
        
    • الاعذار
        
    • اعذار
        
    • ذريعة
        
    • بعذر
        
    • عذرًا
        
    • كعذر
        
    • عذرُ
        
    • مبرر
        
    • عذرَ
        
    Okyanus çılgınlığı olabilir, ama bu okyanus kabalığı için bir mazeret değil. Open Subtitles .. ربما لديه جنون المجيط لكن ليس هنالك عذر لــ فظاظة المحيط
    Daireme gelmek için uydurulmuş hayatımda duyduğum en kötü mazeret bu olabilir. Open Subtitles هذا ربما يكون أسوء عذر قد أستخدمه شاب ليحاول الدخول الى شقتي
    Bir keresinde yüksek IQ'ya sahip olmanın banyo yapmamak için mazeret olmadığını söylemişti. Open Subtitles أخبرني ذات مرّة أنّ وجود معدّل ذكاء عالي لديّ ليس عذراً لعدم الإستحمام
    Bu herifle ilgili en ufak şeyi dâhi bilmek istiyorum ve mazeret istemiyorum. Open Subtitles أريد أن أعرف كل شيئ عن هذا الشخص و لا أريد أية أعذار
    Alacağım olsun. Patronuna mazeret olarak beni gösterebilirsin. Open Subtitles سوف اندهش لذلك الآن, سأعطيك حجة غياب لرئيسك
    Gösterebileceğim tek mazeret yalnız yaşamanın beni hoyratlaştırdığı. Değildiniz, aslında. Open Subtitles العذر الوحيد الذى يمكننى قوله أننى أصبحت فظاً من كثرة الوحدة
    İçinde inandırıcı mazeret olan bir zarfınız daha yoktur, değil mi? Open Subtitles لا يُصادف أنّك تملك ظرفاً آخر يحتوي عذر غياب مقنع، صحيح؟
    Birincisi, bu erkeklere soruna aldırış etmemeleri için bir mazeret sunuyor. TED الأول أنه يعطي الرجال عذر لعدم الاهتمام.
    Beni yere serebilirsin. Haydi yap. Bu iyi bir mazeret. Open Subtitles ربما يمكنك ان تضربنى, هيا, انه عذر مقبول
    Aileniz ve kayınpederiniz için siz bir mazeret uydurun. Open Subtitles اختلق عذر لعائلتك ، قل أنه لم يعجبك ، أو العمل كثير اعطهم أي عذر ، وأنت جيد في هذا الأمر
    Size mazeret gösteremiyorum. mazeret yok. Open Subtitles .لا يمكن أن أقدم لكم أي عذر لا يوجد أي عذر لهذا
    Altı üstü çocuk kendini astı. Partiye gitmemek için mazeret sayılır mı? Open Subtitles لقد شنق هذا الولد نفسه، كيف يمكن أن يكون ذلك عذراً للحفلة؟
    Sonunda kabile gençliğinin ve tecrübesizliğinin mazeret olamayacağına karar vermiş. Open Subtitles و فى النهاية ، قررت القبيلة أن كونه صغير و لا خبرة له لا يكون عذراً كافياً
    Sahip olmamak, olmaya çalışmamak için mazeret değil. Open Subtitles عدم ملكية شيء ليس عذراً لكي لا يحصل الشخص على ما يريده
    Şimdi İngilizlerden hiçbir mazeret gelemez. Open Subtitles و لا يمكن أن يكون هناك أعذار من جانب البريطانيين
    - mazeret yok, beyefendi. Madem ringdesin, ne yapabildiğini göreceğiz. Open Subtitles لا أعذار أيها السيد، أنت في الحلبة دعنا نرى ما لديك
    Onu hemen buraya getirtiyorum. Sana bir mazeret lazım. Open Subtitles سآتي به إلى هنا حالا أنت تحتاج إلى حجة غياب
    Gösterebileceğim tek mazeret yalnız yaşamanın beni hoyratlaştırdığı. Open Subtitles العذر الوحيد الذى يمكننى قوله أننى أصبحت فظاً من كثرة الوحدة
    Sana yalan söyledim ve bu yalanlar için mazeret uydurmayacağım. Open Subtitles فقد فعلت, وانا لن أختلق أعذاراً لهذه الأكاذيب.
    Bu yaptıkların için mazeret üretip duruyordun. Open Subtitles كنت تخلقين مجموعة من الاعذار ، هذا ما كنت تفعلينه
    mazeret yok. Ceza olarak ek görev. Open Subtitles . لا اعذار . ستاخذ فترة مراقبة اضافية كعقوبة
    Yeni aldığım bu küçük elbiseyi giymem için mazeret oldu. Open Subtitles يعطيني ذريعة ارتداء هذا العلامة التجارية الجديدة قليلاً اللباس اشتريت.
    Bu mazeret değildi, ama bu tiplerin çoğu haydut olup çıkıyordu. Open Subtitles هو ليس بعذر ولكن هي بداية كل تجار المخدرات
    Parlak elbiseler giymesi için ve sihirli değnek taşıması için harika bir mazeret oldu. TED و هذا أعطاها عذرًا من أجل ارتداء ثوب لامع وحمل عصا سحرية.
    Hızlı kasılan kaslarını mazeret olarak kullanana son kez izin veriyorum. Open Subtitles هذا آخر مرّة أدعك تستعمل سرعة تشنج عضلاتك كعذر لأيّ شئ
    Eğer kabul edilebilir bir mazeret olsaydı ki yok, ama olsaydı, böyle birşey olurdu. Open Subtitles إذا كان هناك عذرُ مقبولُ، آسفة جداً لإنني إستغليتك ليلة أمس.
    Bizim gerçekte ne olduğumuzu göstermek için mazeret olarak bir kurmacaya ihtiyacımız vardır. Open Subtitles نحن نحتاج إلى مبرر الخيال لعرض وممارسة ما نحن عليه بالفعل
    Biliyorum, ve tatilde olması bir mazeret değil. Open Subtitles أَعْرفُ، وفقط لأن هو كَانَ في إجازة، ذلك لا عذرَ.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد