Bu bilge doktorların, senden daha üstün olduklarını anlamıyor musun? | Open Subtitles | ألا تشعرين أن هؤلاء القضاة المثقفين أكثر حكمة منكِ ؟ |
Bu yabancı yerde aileme göz kulak olacak kimse yok. Anlamıyor musun, cani? | Open Subtitles | لا ينصفهم أحد في مكان يكونون فيه غرباء ألا تفهم ذلك أيها الجزار؟ |
Kırmızı ışıkta odaya böyle dalarsan çalışmalara zarar vereceğini bilmiyor musun? | Open Subtitles | ألا تعلم الضرر الذى يمكن ان تسببه بإقحامك الغرفه المظلمه ؟ |
CA: Peki hayatının gidişatını düşününce, şu anda 19 yaşındasın -- bu rüyayı devam ettirmeyi düşünüyor musun, enerjiyle çalışmayı? | TED | ك.أ. : وهل تفكر بمستقبلك أنت في التاسعة عشر الآن، هل هل تتصور أن تستمر بهذا الحلم، بالعمل في الطاقة؟ |
Daha fazla sahte heykel yapamayacağını bilmiyor musun? Tablolara benzemez bu. | Open Subtitles | الا تعلم انك لا تستطيع تزييف التماثيل انها مختلفة عن اللوح |
Tobias kardeşin masasında silah görmeyi sevmediğini bilmiyor musun? - Artık biliyorsun. | Open Subtitles | ألا تعرف بأن الأخ توباياس لا يحب أن يرى مسدَسات على طاولته؟ |
İnancının dışında biriyle evliliğin ne demek olduğunu anlamıyor musun? | Open Subtitles | ألا تعلمين، ماذا يعني أن تتزوجي رجلا ليس من ديانتك؟ |
Yani hiç daha büyük bir şeyin parçası olabileceğimizi hissetmiyor musun? | Open Subtitles | إذًا ؟ ألا تشعر أبدًا وكأننا جزء من شيء كبير ؟ |
Sen bunun, kahrolası anti-semitik bir film olduğunu görmüyor musun? | Open Subtitles | ألا ترى في فيلمك اللعين هذا أنه معادٍ للسامية ؟ |
Ok, sert çocuk. Şimdi ufaklığa bir parça tavuk vermek istiyor musun? | Open Subtitles | حسناً أيها القوي، الآن، ألا تريد أن تعطي الصبي قطعة من الدجاج؟ |
Ama, Mario, görmüyor musun, başından beri bize yardım etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | لكن يا ماريو ، ألا ترى ، إنه كان يحاول مساعدتناطوالالوقت. |
Babanın annenle yaşadığı ilişki biçiminin... aynısını yaşamakta olduğunu... görmüyor musun? | Open Subtitles | ألا ترى إنك تعيش نفس النمط لقد عاشت أمك مع أبيك |
Bir kızı seviyorsun ve ondan hoşlanıp hoşlanmadığını bilmiyor musun? | Open Subtitles | أنت تحب فتاة ولا تعرف إن كنت معجباً بها ؟ |
Seninle gurur duymamın benim için neler ifade ettiğini biliyor musun? | Open Subtitles | أنت تعرف كم يعنى ذلك بالنسبة إلى أن أفخر بك دائماً |
Biliyor musun, iki haftadır o ihtiyarın izini sürüyorduk. -Harita nerede? | Open Subtitles | أنت تعرف لقد كنا نتابع الرجل العجوز منذ أسبوعين حتى الآن |
Dünyada onu öldürebilecek tek adamın sen olduğunu görmüyor musun? | Open Subtitles | الا تَرى بأنّك الرجلَ الوحيدَ في العالمِ الذي يَسْتَطيع قَتْله؟ |
Biliyor musun, bütün bunlar için bir adamın öldürülmüş olduğuna inanmak güç. | Open Subtitles | انت تعرف انه من الصعب التصديق بان رجل قد قتل بسبب هذه |
Babanın hiç kuşkusuz... iyi bir öğretmen olduğunu bilmiyor musun? | Open Subtitles | ألم تدرك أن أباك معلم جيد؟ بدون شك فى هذا |
Biraz daha kesin konuşur musun, yoksa bu ödediğim parayla mı orantılı? | Open Subtitles | أيمكنك أن تكون أكثر دقة أم هذا هو كل ما يشتريه دولاري؟ |
Bir ayrıntı. Bu işte yiyecek var. Yemek istemiyor musun? | Open Subtitles | هذا تفصيل، هدفنا هو الطعام أتريد أن تأكل أم لا؟ |
Bu adadan tek gitme şansımız şimdi parçalar halinde. Memnun musun? | Open Subtitles | أن طريقة خروجنا من هذه الجزيرة أصبحت قطع الآن، أأنت راضي؟ |
- Geç kalmıyor musun, dedim. - Ayrıca bağırıyor da. | Open Subtitles | ـ لقد قلت، ألن تكونى متأخره ـ إنه يصيح أيضاً |
Riyadan. Bu ne anlama geliyor biliyor musun? Yalanlar ve yalancılar! | Open Subtitles | من التعود على الكذب ، أتعرف معناها من الكذب و الكاذبين |
Benim için önemli olan para değil, sensin, biliyor musun bunu? | Open Subtitles | المال لا يعنينى فى شيئ أنتِ فحسب ، أتعرفين ذلك ؟ |
Sana sarılıp elini tutabilecek tek kişi ortada olmayacak endişelenmiyor musun? | Open Subtitles | الشخص الوحيد القادر على معانقتك وامساك يدك يختفي سيختفي ألست متوترة؟ |
- Ve her şey yoluna girdi. - Anlamıyor musun? ! | Open Subtitles | ولقد مر كل شىء على خير ما يرام هلا تفهم ؟ |