Bazı bilim insanları yer altında yaşayan mikrop kütlesinin Dünya'nın yüzeyinde yaşayan canlı kütlesine eşit olduğunu tahmin ediyor. | TED | إذ يقدّر بعض العلماء أنّ كتلة الجراثيم التي تعيش عميقًا تحت سطح الأرض تساوي كتلة جميع الأحياء فوق سطحها. |
Görünüşe göre, sporlardan biri, tekrar üreyebilecek olgunluğa ulaşana kadar Tanaka'nın içinde büyümüş. | Open Subtitles | يظهر كما لو أنّ أحد البويغات نمت داخل تاناكا حتى وصل نضجا منتجا. |
Ve buna "Tanrı'nın Şahitliği" demenin de harika olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | وأعتقد أنّه من الرائع أنّ تتم دعوتكَ للشهادة أمام الرب |
Tanrı'nın bana verdiği görev sona erdiğinde, yeniden kadın gibi giyineceğim. | Open Subtitles | عندما تنتهي المهمة التي أرسلني الرب لها سأرتدي مجدداً ثياب النساء |
Tüm yaptığım Tanrı'nın iradesi ve her zaman Tanrı'nın isteği dışında bir düşünceyi kalbime ve aklıma sokmaması için dua ediyorum. | Open Subtitles | ما أقوم به هو إرادة الرب وصلاتي دائما فهو لن يسمح بأن يدخل قلبى أو عقلى أى فكر من غير مشيئته. |
Ve sonrasında ne yapıp edip bunları Tanrı'nın elleri hale getirmeye çalışmam gerek. | TED | لكي نستطيع ان نرى تلك الطرق التي تُمكننا من ان نصبح يدي الله |
Avrupa'nın her yanından gelen kraliyet mensupları da eksik olmuyordu. | Open Subtitles | ولم يكن هناك أيّ في الملوك من جميع أنحاء أوروبا. |
Ama ben kızımın Yaratıcı'nın vücut bulmuş hali olduğunu her zaman biliyordum. | Open Subtitles | لكن دائماً ما وعيتُ أنّ أبنتي هي الخالقة تعيش فى تجسُد بشري. |
Son zamanlarda Natasha'nın koruyucu ailesinin, Valerie ve Trey Gilbert olduğunun farkında mıydın? | Open Subtitles | هل أنتِ مدركة أنّ ناتاشا مؤخرا كانت مُتبناه من قبل فاليري وتراي جلبرت؟ |
Kurbanın üzerindeki 156'nın da ne olduğu anlaşılmış oldu böylece. | Open Subtitles | لابدّ أنّ هذا ما عناه الرقم 156 على قميص الضحيّة. |
Burası bizim birlikte, Tanrı'nın gözü önünde olmamız gereken yer. | Open Subtitles | هنا حيثُ أُفترضَ بنا أنّ نكون، سوياً تحت أنضار الرب |
Aileleri öldürmenin kıyameti getireceğini ve bu şekilde Tanrı'nın cennetten aşağı geleceğini düşünüyordu. | Open Subtitles | يعتقد قتل العائلات قد يأتي بنهايه العالم و أنّ الرب يأتي من الجنان |
Tanrım, Mary Virginia, Tessa'nın çalışma saatlerini abarttığını düşünüyordum ama belli ki abartmıyormuş. | Open Subtitles | غير معقول، ماري فرجينيا، الساعات التي تغيبين فيها كنت أظن أنّ تيسا تبالغ، |
Bu yaşadığım 30 yıl boyunca Tanrı'nın elçisinden gayrı geçirdiğim ilk Noel olacak. | Open Subtitles | ستكون هذه المرة الأولى منذ 30 عاماً دون كلمة الرب في عيد الميلاد. |
Tabiki hayır. Tanrı'nın yarattığı bu güzel gezegendeki her varlığı severim. | Open Subtitles | طبعاً لا ، أحب كل مخلوقات الرب على هذه الأرض الخضراء |
Tanrı'nın bir hizmetkarı çeşme suyunu kutsayıp bir silah yapabilir. | Open Subtitles | خادم الرب يمكنه أن يبارك ماء الحنفيه و يجعله سلاحا |
Efendimiz İsa'nın inayeti Tanrımızın sevgisi ve Kutsal Ruh'un yoldaşlığı ebediyen bizlerle olsun. | Open Subtitles | نعمة ربنا, يسوع المسيح محبة الله و الروح القدس. كن معنا إلى الأبد. |
Almanya'nın her tarafına yayılmış bunun gibi altı tane merkez vardı. | Open Subtitles | كان هناك ستّة مراكز مثل هذه تنتشر في كافة أنحاء ألمانيا |
Diana'nın da bahsettiği gibi, bizim hayvanlarımız bir çok araştırmaya dahiller. | TED | وكما ذكرت ديانا، فإن حيواناتنا تشارك بالعديد من الأبحاث الدراسية المختلفة. |
Yani arada bir bağ var. Ve bunu yaradılışın bir parçası olarak algılamalıyım. bir tarafımın Tanrı'nın bir gölgesi olduğuna inanarak. | TED | وهكذا فنحن جميعا متصلون معا وعلي ان استوعب على اعتباري طرف في هذه الصلة وشخص خلق على شاكلة الله |
Tanrı'nın ilahi gücü adına... Dünyadaki tüm şeytanlar ve kötü ruhlar, cehenneme gitsin. | Open Subtitles | بواسطة القوّة الإلهيّة، إلقِ في جهنم، إبليس وجميع الارواح الشريرة في هذا العالم. |
Şili'nin kuzeyinde bulunan çöl, Dünya'nın en eski ve kuru çölü. | TED | تقع في شمال تشيلي، إنها الصحراء الأقدم والأكثر جفافاً على الأرض. |
Rahipler, şarabı Tanrı'nın kanına, ekmeği ise vücuduna dönüştürdüklerini iddia ediyorlar. | Open Subtitles | القساوسه يزعمون تحويل النبيذ الى دم الرب والخبز الى جسد الرب |
Hollanda'nın en yüksek rütbeli ve dünyanın her yerinde birlikleri olan komutanı olarak, bugün burada olmak benim için bir onurdur. | TED | بصفتي القائد الأعلى للقوات المسلحة في هولندا وخفيراً على قوات متوزعة في انحاء العالم أنا أفتخر بوجودي أمامكم هنا |
Tanrı'nın adaleti..ailemin kanseriydim ve Tanrı da bana kanser verdi | Open Subtitles | يعمل الخالق بأسلوب عجيب وضعت اهتمامي بعائلتي فرحمني الله بالسرطان |
Petrol sanayisinde ise, Afrika, Amerika'nın petrol rezervinin %18 ini sağlarken, Orta Doğu yalnızca %16 lık bir paya sahip. | TED | للبحث في صناعة النفط، وأفريقيا توفر 18 في المئة من نفط الولايات المتحدة، مع الشرق الأوسط 16 في المئة فقط. |
Tanrı'nın ve Cennet'in tüm güçleri adına buradaki şeytani varlığın gitmesini emrediyorum. | Open Subtitles | أعوذ باسم"إيلاي"، وجميع القوى السماوية من هذا الشر |