Çünkü burada Leydi Litton'ı sorgulamayı deneyip kocasının Nerede olduğunu öğrenmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | لأنني أحاول هنا أن أستجوب السيده ليتون. أحاول إكتشاف أين هو زوجها. |
Hidetora'yı nasıl teslim edeceğiz, daha Nerede olduğunu bile bilmiyoruz? | Open Subtitles | ،حتى لو أردنا تسليم والدك نحن لا نعلم أين هو |
Algelina Jolie ve Brad Pitt'in öyküsünü takip edenler Namibya'nın Nerede olduğunu bilecektir. | TED | معظم الناس الذين يتابعون قصة أنجليانا جولي وبراد بت سيعرفون أين هي ناميبيا. |
Şehir merkezinde. Bu akşam tam olarak Nerede olduğunu bilmiyorum... | Open Subtitles | إنه بأسفل المدينة , لست متأكدة من مكانه الليلة بالضبط |
Aynı anda çok şey söyleme. Sadece Nerede olduğunu söyle. | Open Subtitles | لا تتفوه بالكثير من الكلمات قل لي أين أنت وحسب |
Dayton'a varır varmaz elemanlara kart atar, arabanın Nerede olduğunu bildirirdim. | Open Subtitles | عند وصولي إلى دايوتون، سأرسل رسالة إلى الشركة لأخبرهم بمكان السيارة |
-İlgilenirsen bu kötü başlangıç bitebilir. - Ben Nerede olduğunu biliyorum! | Open Subtitles | ـ تدبّر أمرك، ولا تجعل البداية سيّئة ـ أعلم أين هو |
-Onu gördün mü? Nerede olduğunu biliyorum, daha doğrusu nerede olacağını. | Open Subtitles | انا أعرف أين هو، أو ينبغي أن أقول، أين هو سيكون |
Şimdi Nerede olduğunu bilmeliyiz. Tarayıcıları kullanmak için gücü açmalıyız. | Open Subtitles | نحتاج أن نعرف أين هو سنعيد تشغيل الطاقة من جديد |
Ama şu anda Nerede olduğunu bile bildiğine emin değilim. | Open Subtitles | لكني غير متأكد إذا ما كان يعرف أين هو الآن |
Normalde, eğer iyi olsaydık abime sorardım ama onun Nerede olduğunu bilmiyorum. | Open Subtitles | عادةً أسأل أخي إن كان سؤالي عادياً لكني لا أعلم أين هو |
Evim mülteci kampına dönmüş, karım kayıp, kimse Nerede olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | أصبح بيتي معسكراً للاجئين وزوجتي إختفت لاأحد بالبلدة يعرف أين هي |
- Nerede olduğunu sanıyorsun? - Burada olsa iyi olur. | Open Subtitles | أنت تعرفين أين هي الآن الأفضل لها أن تكون هنا |
O senin kızınsa benim de karım, Marie'nin Nerede olduğunu söylemelisin. | Open Subtitles | أنها أبنتك لكنها زوجتي ، عليك أن تخبرنيي أين هي ألآن |
Beni öldürürsen, asla öğrenemezsin. Nerede olduğunu tek bilen benim. | Open Subtitles | إنّ قتلتلني لن تعرف أبداً، أنا الوحيد الذ يعرف مكانه. |
Daniel, Nerede olduğunu bilmiyorum ama beni hemen araman lazım. | Open Subtitles | دانيال , لا أدري أين أنت لكن عليك الإتصال بي |
Eğer kızın Nerede olduğunu söylersen sana bazı cevaplar verebilirim. | Open Subtitles | أستطيع أن أحصل لك على أجوبة إذا أخبرتني بمكان الفتاة. |
İşleri yoluna koyabiliriz, ama Nerede olduğunu bize söylemen lazım. | Open Subtitles | الآن، أناوهويمكنناتصحيح الوضع ، لكن عليك أن تخبرنا عن مكانها |
Nerede olduğunu Tanrı bilir ve tek düşündüğün şey para. | Open Subtitles | والله اعلم اين هو, وكل ما تفكرين به هو المال |
Ama bunu yapabilmemin tek yolu, bana Nerede olduğunu söylemen. | Open Subtitles | ولكن السبيل الوحيدة لتمكّني من القيام بذلك هي بإخباري بمكانه |
Problem kızımın kayıp olması ve kimsenin bana onun Nerede olduğunu söyleyememesi. | Open Subtitles | المشكلة ان ابنتي مفقودة و لا احد يستطيع ان يخبرني اين هي |
Bana "başlama gene" deme. Dışarıda nerede? Nerede olduğunu söyle. | Open Subtitles | لا تقولى لى، لا تبدأ فى هذا، أين كنت تحديدا؟ |
Ama her gün kızımın Nerede olduğunu soran da senin oğlun! | Open Subtitles | لكن ابنك هو الذى كان يسأل كل يوم عن مكان ابنتي |
"İIk"le nasıI dövüşeceğini ve Nerede olduğunu bilmediğini sen söyledin. | Open Subtitles | أنتِ لا تعلمين كيف تحاربين الأول , أو أين يكون |
Nerede olduğunu bilmiyorum, var mı yok mu onu bile bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أدري أين تكون.. لا أدري إن ما كانت متواجدة حتى. |
Nerede olduğunu bilmiyorum. Seni bulacağım bu yüzden Tanrım bana yardım et... | Open Subtitles | لا أعلم أين أنتِ و لكنّني سأعثر عليكِ , فلتساعدني يا ربّي |
Şu anda nerede bilmiyoruz, ama eskiden Nerede olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نحن لا نعرف أين هي الآن، لكننا نعرف أين كانت |