Ocak ayında California Berkeley Ünv. kütüphanesinde açılan Fernando Botero'nun resim sergisini gezdim. | TED | في يناير شاهدت لوحات لمعرض الفنان فيرناندو بوتيروس في مكتبة يو سي بيركيلي |
Buna rağmen, Ocak 1998'de soğuk bir kış gecesi sıra bana gelmişti. | TED | ولكن في ليلة شتاء باردة بشهر يناير 1998 كان دوري قد حان، |
Ocak not edildi ve şimdi oda sıcaklığı gözlem hazırlıklarına başlıyorum. | Open Subtitles | يتم أخذ الفرن أسفل وأنا مطلع على اقامة للقراءات درجة حرارة الغرفة. |
Bu yüzden sizi mayıs 2016'ya getirdim, Ocak 2016'ya değil. | Open Subtitles | لذا اضطررت لإعادتكم إلى أيار 2016، لا كانون الثاني 2016 |
Ocak burada, yemek kitapları da burada. | Open Subtitles | هذا هو المجمد هذا هو الموقد. هذه هي كتب الطبخ |
Elektrikli Ocak olmadan bir yıl dayanamam. | Open Subtitles | لا أظُن أنني يمكنني أن أستمر لمدة سنة بدون موقد غازي |
Kanımca annen için fırınlı Ocak ararken seni müesseseme bir kudret getirdi. | Open Subtitles | أعتقد بأنّ القوى التي جلبتك لمحليّ للبحث عن فرن لعيد ميلاد أمّك |
- 21 Ocak, 1965. - O zamanı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | ــ الحادي والعشرون من يناير عام 1965 ــ أتذكر ذلك؟ |
Geçen Ocak ayında, senin şu dalkavukların tekiyle konuşmaya geldim. | Open Subtitles | جئت إلى هنا في يناير الماضي للتحدث مع أحد رجالك |
Adi hilebazların iki kat adi olduğu Ocak ayının 6'sında | Open Subtitles | خدام الحمقي يصبحون اكثر حمقا في السادس من يناير الحماقة |
Adi hilebazların iki kat adi olduğu Ocak ayının 6'sında | Open Subtitles | خدام الحمقي يصبحون اكثر حمقا في السادس من يناير الحماقة |
Arka odada su sızıntısı var, kurutma makinesi zor çalışıyor, araba bitmek üzere ve şimdi de Ocak bozuldu. | Open Subtitles | السيارة لا تعمل والان الفرن لديه ثقب هذا ليس صحيح |
Ocak patladığı sırada kapısı açık şekilde buzdolabının önündeymiş herhalde. | Open Subtitles | لا بد انه كان يقف بجانب الثلاجه والباب كان مفتوح عندما انفجر الفرن |
Çatı çatlak,Ocak değersiz beş para etmez. Ve banyomda karıncalar var! | Open Subtitles | السقف يرشح، الفرن سيّئ، ولديّ نمل حفّار في كلا الحمامين. |
Bu, 16 Ocak 1996'da nasıl yeni askeri devlet başkanı olduğumdur. | TED | وأصبحت هكذا رئيس الدولة العسكرية الجديد في كانون الثاني/يناير عام 1996. |
Afrika'daki işimiz, 15 Ocak'tan önce başlamayacak. | Open Subtitles | الآن، نحن سوف لن نبدأ التدريبات في أفريقيا حتى الخامس عشر من كانون الثاني |
Geçen yıI 12 Ocak'tan beri. | Open Subtitles | في الـ12 من كانون الثاني من العام الماضي |
İstediğim bir diğer şey de düzgün bir Ocak. Bunun her tarafı yağ olmış. | Open Subtitles | أحب أيضا ً أن أشتري موقد نار جيد، ذلك الموقد أصبح مُغطى بالدهون |
İstediğim bir diğer şey de düzgün bir Ocak. Bunun her tarafı yağ olmış. | Open Subtitles | ،أحب أيضا ً أن أشترى موقد نار جيد ذلك الموقد أصبح مغطى بالدهون |
Ve bir Ocak tarafından patlatılması dışında. | Open Subtitles | انتهى به المطاف ميتاً بسبب انفجار فرن في المطبخ |
Ocak 2011'de bu parçanın değiştirilmesi önerilmiş. | Open Subtitles | هذا الجزء تم إقتراحه للإصلاح في جانفي من العام 2011 |
Diyelimki bunlardan biri, Mary, üç ay erken doğdu, yani 1 Ocak 1980'de doğdu. | TED | دعونا نتخيل واحد منهم , مارى , ولدت ثلاثة شهور قبل الأوان , لذا فقد ولدت في الأول من يونيو حزيران عام 1980. |
Ocak 31, 1976 gazetesi | Open Subtitles | وفي رسالة اخبارية للنادي في 31 كانون ثاني 1976 |
Biz de Son Ocak'tan Lord Umber ile tanışmıştık, değil mi Randyll? | Open Subtitles | ذات مرة قابلت رجلاً، اللورد (آمبر) من (لاست هارث)، أليس كذلك (راندال) |
Kısa zaman sonra 2 Ocak'tı sanırım. WikiLeaks Tunus'ta engellendi. | Open Subtitles | قريباً بعد الثاني من كانون الأوّل , أنا أعتقدُ أن (ويكيليكس) قد أغلقت في (تونس). |
28 Ocak'ta, ilişkimiz kaba bir şekilde son erdi. | Open Subtitles | وفي الـ28 من أكتوبر انتهت العلاقة بنحو مفاجئ. |