okuma kabiliyetim gelişti ama bu zorlama dersler tam olarak okuma sevgisi aşılamadı. | TED | تحسّنت مهاراتي في القراءة، لكن دروس القراءة القسرية هذه لم تلهمني لحب المطالعة. |
okuma ve yazma öğrendiğinizde bu başka bir sürü şeyi öğrenmenize imkan tanır. | TED | فعندما تتعلمون القراءة والكتابة فإن ذلك يفتح أمامكم فرص عديدة لتعلم أشياء كثيرة. |
Çocuklarımız okuma yazmayı çok hızlı öğreniyorlar, makine kullanmayı da öyle. | TED | أطفالنا ينمون بسرعة و يتعمون القراءة بسرعة و يتعلمون استخدام الآت. |
Pardon ama, ben sizi kurtarmaya çalışıyorum koca Harvard okuma haftasını boşa harcıyorsunuz. | Open Subtitles | اعذراني، أنا فقط أحاول أن احفظكما من تضييع كل وقت أسبوع هارفرد للقراءة |
Bugün, Sierra Leone'deki her beş yetişkinden üçü okuma yazma bilmiyor. | TED | اليوم، لا يمكن لكل ثلاثة من خمسة بالغين القراءة أو الكتابة. |
Grisha'yi gördüm. Çok büyümüs. - Hatta okuma yazma bile ögrenmis. | Open Subtitles | كما تعلمي تانيا تستطيع القراءة الآن انها تقوم بتدريش غريشا أيضاً |
Orta yaşlarda bir adam düşünün. okuma yazması yok ve zengin de değil. | Open Subtitles | فكروا فى هذا انه رجل فى متوسط عمره لا يعرف القراءة أو الكتابة |
Bu sınav öğrencinin okuma, yazma veya aritmetik yeteneğini ölçmez. | Open Subtitles | هذا الإختبار لا يقيس كفاءة طالب فى القراءة والكتابة والحساب |
Bazı okuma yapmak için Sadece gerekir. L'hazırım zaman size arayın. | Open Subtitles | فقط أريد أن أقوم ببعض القراءة سأتصل بك عندما أكون مستعد |
okuma bilen biri dedi ki bir maddesi çiçek hastalığı içinmiş. | Open Subtitles | قال لي شخصاً يعرف القراءة إن أحد الأغراض هو لعلاج الجدري |
okuma zorluğu çekiyorum bu nedenle notlarım pek iyi değil ama... | Open Subtitles | أنا لدي عسر القراءة , لذا درجاتي ..ليست جيدة , لكن |
14 yaşında çocuk yapıp, muhtemelen daha okuma yazma bilmeyenlere var. | Open Subtitles | فقط الذين ينجبون الأطفال .في الرابعة عشر من عمرهم, ولايستطيعون القراءة |
Bu yüzden gençken ihtiyaç duymadığın o okuma gözlüklerine şu an ihtiyaç duyuyorsun. | Open Subtitles | سبب حاجتنا للنظارات أثناء القراءة التي لم نكن بحاجةٍ لها عندما كنا صغاراً |
Kadınların kelime dağarcığı ve okuma yeteneklerinde çok ilerleme kaydettirdi. | Open Subtitles | وهو قد قام بعمل عظيم مع النساء في القراءة واللغة |
Bir ilkokul öğretmeni olarak annem, iyi okuma becerilerine sahip olduğumdan emin olmak için elinden geleni yaptı. | TED | كمعلمة في المدرسة الابتدائية، فعلت أمي ما بوسعها لتتأكد أن لدي مهارات جيّدة في القراءة. |
Böylece kendime, çözüm olarak yoğunlaştırılmış dünya çapında okuma kursu getirdim. | TED | لذلك، قرّرت أن أفرض على نفسي دورة مكثفة للقراءة العالمية. |
Stewie, İncil'in surelerinden okuma yazma bile bilmeden alıntı yapıp, yargılıyorsun. | Open Subtitles | أنت تنقل أحكاماً من آيات الإنجيل وأنت لا تعرف كيف تقرأ |
Yeni yıl arifesinde şiir okuma maratonu yapılır. Her sene giderim. | Open Subtitles | لديهم ماراثون لقراءة القصائد في ليلة رأس السنة واذهب كل سنة |
Ve senin gibi, okuma yazma bilen bütün insanların süslü kitapları yakılacak, çünkü onlara ihtiyacımız yok. | Open Subtitles | وكلّ الناس يحْبّونك, الذي يعْرف كيف يقرأ ويكْتب سيكون محروق مع الكتب, ثق بي |
Bence farkında olmadığın bir vücut dili okuma yeteneğin var. | Open Subtitles | أعتقد بأن لديك موهبة لا شعورية في قراءة لغة الجسد |
- Evet. - Bir iyilik yap, tamam mı? Bu kitabı okuma. | Open Subtitles | ــ نعم ــ أسدي لي صنيعاً ولا تقرأي هذا الكتاب |
Oradaki çocukların büyük bir çoğunluğu okuma yazma bilmiyor. | Open Subtitles | معظم الأطفال هناك لا يعرفون القراءه والكتابه |
Ne duymayı bekliyordun... işin zor tarafı okuma ve yazma öğrenmek? | Open Subtitles | حسناً ، ماذا كنت تتوقع من جمهور الجزء الأكبر منه ، لا يستطيع القرأة أو الكتابة ؟ |
Bu özel bir not, evlat. Sakın bunu okuma. | Open Subtitles | إنها ملاحظة شخصية يا فتى لذلك لا تقرأها. |
Fiziksel olarak uçağa binmek ve okuma yapmaktan daha yüksek çözünürlük sağlayan simülasyonları, hesaplamalı akışkanlar mekaniği ile yapabildiğimiz ortaya çıktı. | TED | في الواقع يتعامل مع ديناميكيات حاسوبية متدفقة ما نحن قادرون على فعله هو إنشاء هذه المحاكاة هذا يعطينا دقة أعلى من الذهاب جسديا وأخذ قراءات من الطائرة. |
İkimizin yapabildiği bu şey, yani zihin okuma, sadece bir başlangıç. | Open Subtitles | , ما يمكننا فعله يبدأ فقط بقراءة الأفكار |
Bakın, kitabın ortaya çıkmasındaki neden okuma değil. | TED | تشاهدون، لم يكن الكتاب مدفوعاً بالقراءة. |
Meydan okuma dersleri her zaman modanın büyük devrimcileri, tasarımcıları tarafından öğretildi. | TED | لقد تم منح دروس في التحدي دائمًا من ثوار الموضة العظام: المصممون. |
Birkaç okuma yaparsınız, seminer öğretirsiniz sonra da gidersiniz, çünkü kullanım hakkınız yoktur. | Open Subtitles | وتقومين ببعض القراءات تدرسين بعض الفصول ثم ترحلين لأنه لم تعودي تملكين شيئاً |